Yetişkinler olarak hayatımızın en az üçte biri çalışarak geçiyor. Ömrümüzün bu kadar büyük bir kısmını ayırdığımız iş hayatı psikolojinin de ana konularından biri.
İş hayatında insan davranışları bireysel bir mesele olmaktan ziyade kurumlar, meslek tanımı, iş ilişkileri ve meslek tatmini gibi birçok meseleyi de içine almakta. Örgütsel psikolojinin gözlem alanına giren bu konular birey olarak hepimizin hayatını derinden şekillendirmekte. Bireylerin psikolojik sağlığına olumlu ve olumsuz katkı sağlayabilecek birçok faktör iş yaşamıyla yakından ilgili.
Yetişkin olmanın alameti farikalarından biri de bir işe sahip olmak. İş güç sahibi olmak adamdan sayılmak, itibar kazanmak, mali bağımsızlığını elde etmek, takdir ve değer duygumuzu beslemek, bir işte iyi olmanın verdiği hazzı yaşamak, hayata anlam duygusu katmak, karşılaşılan zorluklar karşısında büyüme fırsatları yakalamak, sosyalleşmek gibi birçok şeyi de kapsar. Sebepleri çoğaltmak mümkün.
Bazılarımız iyi bir maaş getiren iyi işlere sahip olsak da bazı sorunlar nedeniyle çalıştığımız kurumlardan ayrılmaya devam ediyoruz. Yetişkin iş gücü kaybı ise işletmeler için her gün daha önemli olmakta. Bu nedenle örgütsel psikolojinin ana meselelerinden biri çalışanlarına uygun bir iklim oluşturmak ve bu iklimi besleyerek devam ettirmek.
Örgütsel psikoloji alanında yapılan çalışmalar, çalışanların bireysel refahlarını artırmaya yönelik kimi müdahaleler üzerine kapsamlı araştırmaları içermektedir. Öne çıkan girişimlerin bazı ortak özellikleri mevcut. Minnettarlığın ve nezaketin eksik olmadığı ortamlarda çalışanların işlerini bırakma olasılıkları azalıyor. Nedeni ise bu iki erdem içeren tutumun, çalışanların ruh halini iyileştirmenin en etkili yolları olması. Üstelik ücretsiz!
Minnettarlığın psikolojik sağlığımızı geliştirmeye olan katkısı tahminlerden daha fazla. Nedendir bilinmez, minnettarlığın ifade edilmesi konusunda bazılarımız çok cimri davranabiliyor. Üstelik maliyeti olmayan ve faydaları anlatmakla bitmeyecek bu zengin kaynağı tükenen bir şeymiş gibi kullanmaktan kaçınıyoruz.
Bu kaçınmanın birçok nedeni olabilir. Belki, minnet altında hissetmek gibi endişeler nedeniyle bu erdemi hayatımızdan uzaklaştırmış olabiliriz. Örneğin, bize yardım eden birine karşı minnettar olmamız beklenir. Yardım almakla ilgili bir sorunumuz varsa minnettar olmak bize rahatsız hissettirebilir kendimizi. Bu durumda kendine yeterli olmakla ilgili fikirlerimizi tekrar incelemeye açabiliriz. Biz başkalarına yardım ederken onları nasıl eksik ya da yetersiz gördüğümüz için bunu yapmıyorsak belki başkaları da bizim için böyle düşünmeyecektir. Ya da yardım almakla sarsılacak kadar zayıf bir kendine yeterlilik varsayımımızın olup olmadığına bakmayı deneyebiliriz.
Yetişkinler olarak hayatımızın en az üçte biri çalışarak geçiyor. Ömrümüzün bu kadar büyük bir kısmını ayırdığımız iş hayatı psikolojinin de ana konularından biri.
İş hayatında insan davranışları bireysel bir mesele olmaktan ziyade kurumlar, meslek tanımı, iş ilişkileri ve meslek tatmini gibi birçok meseleyi de içine almakta. Örgütsel psikolojinin gözlem alanına giren bu konular birey olarak hepimizin hayatını derinden şekillendirmekte. Bireylerin psikolojik sağlığına olumlu ve olumsuz katkı sağlayabilecek birçok faktör iş yaşamıyla yakından ilgili.
Yetişkin olmanın alameti farikalarından biri de bir işe sahip olmak. İş güç sahibi olmak adamdan sayılmak, itibar kazanmak, mali bağımsızlığını elde etmek, takdir ve değer duygumuzu beslemek, bir işte iyi olmanın verdiği hazzı yaşamak, hayata anlam duygusu katmak, karşılaşılan zorluklar karşısında büyüme fırsatları yakalamak, sosyalleşmek gibi birçok şeyi de kapsar. Sebepleri çoğaltmak mümkün.
Bazılarımız iyi bir maaş getiren iyi işlere sahip olsak da bazı sorunlar nedeniyle çalıştığımız kurumlardan ayrılmaya devam ediyoruz. Yetişkin iş gücü kaybı ise işletmeler için her gün daha önemli olmakta. Bu nedenle örgütsel psikolojinin ana meselelerinden biri çalışanlarına uygun bir iklim oluşturmak ve bu iklimi besleyerek devam ettirmek.
Örgütsel psikoloji alanında yapılan çalışmalar, çalışanların bireysel refahlarını artırmaya yönelik kimi müdahaleler üzerine kapsamlı araştırmaları içermektedir. Öne çıkan girişimlerin bazı ortak özellikleri mevcut. Minnettarlığın ve nezaketin eksik olmadığı ortamlarda çalışanların işlerini bırakma olasılıkları azalıyor. Nedeni ise bu iki erdem içeren tutumun, çalışanların ruh halini iyileştirmenin en etkili yolları olması. Üstelik ücretsiz!
Minnettarlığın psikolojik sağlığımızı geliştirmeye olan katkısı tahminlerden daha fazla. Nedendir bilinmez, minnettarlığın ifade edilmesi konusunda bazılarımız çok cimri davranabiliyor. Üstelik maliyeti olmayan ve faydaları anlatmakla bitmeyecek bu zengin kaynağı tükenen bir şeymiş gibi kullanmaktan kaçınıyoruz.
Bu kaçınmanın birçok nedeni olabilir. Belki, minnet altında hissetmek gibi endişeler nedeniyle bu erdemi hayatımızdan uzaklaştırmış olabiliriz. Örneğin, bize yardım eden birine karşı minnettar olmamız beklenir. Yardım almakla ilgili bir sorunumuz varsa minnettar olmak bize rahatsız hissettirebilir kendimizi. Bu durumda kendine yeterli olmakla ilgili fikirlerimizi tekrar incelemeye açabiliriz. Biz başkalarına yardım ederken onları nasıl eksik ya da yetersiz gördüğümüz için bunu yapmıyorsak belki başkaları da bizim için böyle düşünmeyecektir. Ya da yardım almakla sarsılacak kadar zayıf bir kendine yeterlilik varsayımımızın olup olmadığına bakmayı deneyebiliriz.
Yetişkinler olarak hayatımızın en az üçte biri çalışarak geçiyor. Ömrümüzün bu kadar büyük bir kısmını ayırdığımız iş hayatı psikolojinin de ana konularından biri.
İş hayatında insan davranışları bireysel bir mesele olmaktan ziyade kurumlar, meslek tanımı, iş ilişkileri ve meslek tatmini gibi birçok meseleyi de içine almakta. Örgütsel psikolojinin gözlem alanına giren bu konular birey olarak hepimizin hayatını derinden şekillendirmekte. Bireylerin psikolojik sağlığına olumlu ve olumsuz katkı sağlayabilecek birçok faktör iş yaşamıyla yakından ilgili.
Yetişkin olmanın alameti farikalarından biri de bir işe sahip olmak. İş güç sahibi olmak adamdan sayılmak, itibar kazanmak, mali bağımsızlığını elde etmek, takdir ve değer duygumuzu beslemek, bir işte iyi olmanın verdiği hazzı yaşamak, hayata anlam duygusu katmak, karşılaşılan zorluklar karşısında büyüme fırsatları yakalamak, sosyalleşmek gibi birçok şeyi de kapsar. Sebepleri çoğaltmak mümkün.
Bazılarımız iyi bir maaş getiren iyi işlere sahip olsak da bazı sorunlar nedeniyle çalıştığımız kurumlardan ayrılmaya devam ediyoruz. Yetişkin iş gücü kaybı ise işletmeler için her gün daha önemli olmakta. Bu nedenle örgütsel psikolojinin ana meselelerinden biri çalışanlarına uygun bir iklim oluşturmak ve bu iklimi besleyerek devam ettirmek.
Örgütsel psikoloji alanında yapılan çalışmalar, çalışanların bireysel refahlarını artırmaya yönelik kimi müdahaleler üzerine kapsamlı araştırmaları içermektedir. Öne çıkan girişimlerin bazı ortak özellikleri mevcut. Minnettarlığın ve nezaketin eksik olmadığı ortamlarda çalışanların işlerini bırakma olasılıkları azalıyor. Nedeni ise bu iki erdem içeren tutumun, çalışanların ruh halini iyileştirmenin en etkili yolları olması. Üstelik ücretsiz!
Minnettarlığın psikolojik sağlığımızı geliştirmeye olan katkısı tahminlerden daha fazla. Nedendir bilinmez, minnettarlığın ifade edilmesi konusunda bazılarımız çok cimri davranabiliyor. Üstelik maliyeti olmayan ve faydaları anlatmakla bitmeyecek bu zengin kaynağı tükenen bir şeymiş gibi kullanmaktan kaçınıyoruz.
Bu kaçınmanın birçok nedeni olabilir. Belki, minnet altında hissetmek gibi endişeler nedeniyle bu erdemi hayatımızdan uzaklaştırmış olabiliriz. Örneğin, bize yardım eden birine karşı minnettar olmamız beklenir. Yardım almakla ilgili bir sorunumuz varsa minnettar olmak bize rahatsız hissettirebilir kendimizi. Bu durumda kendine yeterli olmakla ilgili fikirlerimizi tekrar incelemeye açabiliriz. Biz başkalarına yardım ederken onları nasıl eksik ya da yetersiz gördüğümüz için bunu yapmıyorsak belki başkaları da bizim için böyle düşünmeyecektir. Ya da yardım almakla sarsılacak kadar zayıf bir kendine yeterlilik varsayımımızın olup olmadığına bakmayı deneyebiliriz.