Kırmızı Kitap

haydar as

Haydar AS – 26 Haziran 2024

 

Devletin “gizli anayasası” olarak nitelendirilen ve kamuoyunda “Kırmızı Kitap” olarak adlandırılan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi yeniden güncellendi.

ABD’nin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nin bir benzeri olan MGSB diğer adıyla Kırmızı Kitaba eklenen madde ile “Hiçbir yapı, oluşum ya da topluluğun devlet içinde örgütlenmesine müsaade edilmeyecektir” diye güncellenmeye gidildi.

Özellikle yerel seçim sonuçlarından sonra biti kanlanan FETÖ’cülere bir uyarı niteliği taşıyan yeni güncelleme, aynı zamanda FETÖ benzeri yapılanma içerisinde olan çeşitli oluşum ve topluluklara bir mesaj niteliğindedir diye düşünüyorum.

Buna ek olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün;

“Hangi görünüm, hangi kisve altında olursa olsun, kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir yapıya tahammülümüz yoktur.” diyerek bu konuda kararlı olduklarını ifade etmiştir.

FETÖ dışındaki farklı toplulukların devlet içinde yapılanmaya girerek palazlanma döneminde oldukları hepimizin malumudur.

Demek ki bunların da ileride bir tehdit oluşturacağı var sayılarak, devlet içinde örgütlenmelerine müsaade edilmeyecek denilerek kararlılık vurgusu yapılmıştır.

Fakat, gerek FETÖ öncesi gerekse FETÖ sonrası bu tip oluşumlar devletin hücrelerinde hep var oldular.

Bugün FETÖ belasıyla mücadele ediyoruz ama, halen büyük bir hızla farklı cemaatlerin devlet içerisinde yapılanma telaşında oldukları da hepimizin malumudur.

Üstelik bu kadar kararlı mücadeleye rağmen halen FETÖ tehdidinden tam anlamıyla kurtulmuş değiliz.

Bugün zararsız gibi görünen bu oluşumların yarın birer tehdit unsuru olmayacağının garantisini kim verebilir ki?

Daha düne kadar, FETÖ için aynı iyimserlikle bakılmıyor muydu bu memlekette?

Devasa bütçelere sahip olan bu cemaatlerin tıpkı FETÖ gibi ülkemiz üzerinde hain emelleri olan emperyal bir devletle iş birliği içinde olmadığını veya olmayacağının garantisi var mı?

Bu yüzdendir ki güncellenen “Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi”ndeki, Hiçbir yapı, oluşum ya da topluluğun devlet içinde örgütlenmesine müsaade edilmeyecektir” ifadesine geç kalınmasına rağmen olumlu bir gelişme olarak destekliyorum.

İlginizi çekebilir!  Et Mafyasını Yok Et! Köylüyü Destekle

Bu işleri kendi dünyalarında yaparak, toplumda olumlu örnek oluşturan cemaatleri elbette tenzih ediyorum!

Fakat tarihimize baktığımızda sözde Seyit’lerin, Şeyh’lerin, Molla’ların, Hoca’ların dışarıdan talimat alıp işbirliği yaparak en zor dönemlerimizde ayaklanma çıkararak surda gedik açma gayretleri hepimizin hafızasında yerini koruyor.

Hal böyle olunca, kim olursa olsun oluşum ve toplulukların devlet içinde yapılanmasına müsaade edilmemesini önemsiyorum ve “Kırmızı Kitap”ta kayda geçmesiyle kalmayıp bir an önce bu konuda önlemler alınması ve mücadele edilmesi elzemdir diye düşünüyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

haydar as

Haydar AS – 26 Haziran 2024

 

Devletin “gizli anayasası” olarak nitelendirilen ve kamuoyunda “Kırmızı Kitap” olarak adlandırılan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi yeniden güncellendi.

ABD’nin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nin bir benzeri olan MGSB diğer adıyla Kırmızı Kitaba eklenen madde ile “Hiçbir yapı, oluşum ya da topluluğun devlet içinde örgütlenmesine müsaade edilmeyecektir” diye güncellenmeye gidildi.

Özellikle yerel seçim sonuçlarından sonra biti kanlanan FETÖ’cülere bir uyarı niteliği taşıyan yeni güncelleme, aynı zamanda FETÖ benzeri yapılanma içerisinde olan çeşitli oluşum ve topluluklara bir mesaj niteliğindedir diye düşünüyorum.

Buna ek olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün;

“Hangi görünüm, hangi kisve altında olursa olsun, kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir yapıya tahammülümüz yoktur.” diyerek bu konuda kararlı olduklarını ifade etmiştir.

FETÖ dışındaki farklı toplulukların devlet içinde yapılanmaya girerek palazlanma döneminde oldukları hepimizin malumudur.

Demek ki bunların da ileride bir tehdit oluşturacağı var sayılarak, devlet içinde örgütlenmelerine müsaade edilmeyecek denilerek kararlılık vurgusu yapılmıştır.

Fakat, gerek FETÖ öncesi gerekse FETÖ sonrası bu tip oluşumlar devletin hücrelerinde hep var oldular.

Bugün FETÖ belasıyla mücadele ediyoruz ama, halen büyük bir hızla farklı cemaatlerin devlet içerisinde yapılanma telaşında oldukları da hepimizin malumudur.

Üstelik bu kadar kararlı mücadeleye rağmen halen FETÖ tehdidinden tam anlamıyla kurtulmuş değiliz.

Bugün zararsız gibi görünen bu oluşumların yarın birer tehdit unsuru olmayacağının garantisini kim verebilir ki?

Daha düne kadar, FETÖ için aynı iyimserlikle bakılmıyor muydu bu memlekette?

Devasa bütçelere sahip olan bu cemaatlerin tıpkı FETÖ gibi ülkemiz üzerinde hain emelleri olan emperyal bir devletle iş birliği içinde olmadığını veya olmayacağının garantisi var mı?

Bu yüzdendir ki güncellenen “Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi”ndeki, Hiçbir yapı, oluşum ya da topluluğun devlet içinde örgütlenmesine müsaade edilmeyecektir” ifadesine geç kalınmasına rağmen olumlu bir gelişme olarak destekliyorum.

İlginizi çekebilir!  Et Mafyasını Yok Et! Köylüyü Destekle

Bu işleri kendi dünyalarında yaparak, toplumda olumlu örnek oluşturan cemaatleri elbette tenzih ediyorum!

Fakat tarihimize baktığımızda sözde Seyit’lerin, Şeyh’lerin, Molla’ların, Hoca’ların dışarıdan talimat alıp işbirliği yaparak en zor dönemlerimizde ayaklanma çıkararak surda gedik açma gayretleri hepimizin hafızasında yerini koruyor.

Hal böyle olunca, kim olursa olsun oluşum ve toplulukların devlet içinde yapılanmasına müsaade edilmemesini önemsiyorum ve “Kırmızı Kitap”ta kayda geçmesiyle kalmayıp bir an önce bu konuda önlemler alınması ve mücadele edilmesi elzemdir diye düşünüyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.