Haydar AS – 23 Eylül 2023
Uluslararası koşularda yarışın temposunu arttırmak ve dolayısıyla diğer rakip ülkelerin atletlerini yorup kendi vatandaşına ipi göğüsleme şansı veren kişiye “tavşan atlet” denir.
Tavşan olan kişi rakipleri yorduğundan emin olduğunda aniden yarıştan ayrılır ve yarış devam eder.
Şimdi gelelim bizim tavşan adaya;
Birincisi; Tavşan koşucuyu diğer yarışçılar bilmez iken bizim tavşan adayı herkes bildiğine göre pek de tavşanlık bir durum değil de daha ziyade tilki kurnazlığı olarak yorumlamak daha doğru olur gibi.
İkincisi; Nadir de olsa, tavşan koşucuların hızını alamayıp ipi göğüslediği de görülmüştür. Dolayısıyla Sayın Özgür Özel kimin tavşanıysa ona ihanet eder mi?
Üçüncüsü; Bizde bir söz vardır “tavşana kaç tazıya tut” diye, şimdi Sayın Özel, tavşan ise o zaman tazı kim diye onu araştırmak gerekmiyor mu?
Özel, ihanet eder mi?
Siyasi geçmişimiz ihanetlerle doludur, fakat bu ihanet edenlerin hemen hepsi muvaffak olamayıp bir müptezel olarak siyaset tarihinde yerlerini almışlardır.
Sayın Özel de bildiğiniz gibi Eczacı olarak meslek hayatını icra ettiği Manisa ilimizde CHP’den il delegesi bile seçilememiş bir partili iken, bugün CHP’de ikinci adam olmasını tamamıyla Sayın Kılıçdaroğlu’na borçlu olmasını unutma gafletine düşeceğini sanmıyorum.
Yani, Sayın Özel’in şu andaki konumunda CHP’nin sıfır katkısı olmuşken, Sayın Kılıçdaroğlu adeta hep destek tam destek diyerek buraya kadar gelmesini sağlamıştır.
Benim az veya çok bir siyasi okur yazarlığım var ise, işin sonunda Sayın Özel dışında bir iki aday daha çıkar ve son anda Sayın Özel’in, “gördüğüm lüzum üzerine” Sayın Kılıçdaroğlu lehine adaylıktan çekiliyorum diye bir açıklama yapması en büyük olasılıktır diye düşünüyorum.
Aksi halde tabanın değişim talebine kulak tıkayıp delegelerin Sayın Kılıçdaroğlu lehine oy kullanacağı çok belli iken ve delege yapısına herhangi bir müdahale yapılması söz konusu değil iken Sayın Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi çok zor bir ihtimaldir.
Bu arada, her şey benim yukarıda bahsettiğim gibi gelişirse CHP içinde “İmamoğlu” taraftarları gittikçe daha da belirginleşip yeni bir parti kurma yoluna evrileceklerini ön görmekteyim.
Bu görüşümü Sayın Akşenerin “CHP ile ittifak yapmadan yerel seçime gireceğiz” söylemi desteklemektedir.
Dikkat ettiyseniz;
“Biz CHP’ye kazandırmak için kurulmadık!”
“Bazı iller bazında adaya göre hareket edeceğiz!”
Diyen, Sayın Akşenerin açıklamalarının satır aralarında bu tür kurgunun işaret fişeği olduğu gözlerinizden kaçmamıştır sanırım.
İşin içinde Sayın Akşener olunca bu tür kurguları nedense hep yüksek olasılık olarak ön görmekteyim.
Dolayısıyla İstanbul başta olmak üzere CHP’nin elinde olan bir kaç büyükşehir belediyesinin Sayın Akşener’in partisinin de ittifak edeceği bu oluşumun eline geçmesinin önceden kurgulanmış bir oyunun sahnelenmesi olarak görmek lazım diye düşünüyorum.
Sonuç olarak;
Sayın Kılıçdaroğlu bir sürpriz yapıp aday olmaktan vazgeçmezse eğer, yeni dönemde CHP’nin başında yine Kılıçdaroğlu kalmaya devam edecek ve tepkilerden dolayı oluşacak kopmalar Sayın İmamoğlu önderliğinde yeni bir siyasi partinin kurulmasını sağlayacaktır.