Hacı Murat DİNÇER – 6 Nisan 2024
Bir ülkenin gelişmesi, genç nüfusunun politikayla mı yoksa sanat, bilim, müzik, sinema, edebiyat, spor, finansal okuryazarlık, yapay zeka destekli bilgisayar dili gibi yeni çağa hazırlanacak ve kaliteli bireyler olmalarını sağlayacak konularda mı kendini geliştirmesiyle ilgilidir?
Son iki yıldır, gençlerimizin deprem, pahalılık, seçim, kavga, ölüm ve göçmen politikaları dışında başka hiçbir şey duymadıklarını görüyoruz. Onlara “Şunu yap, bunu yap, bak bunu bilmiyordun, o öyle olmaz, daha siz gençsiniz öğreneceğiniz çok şey var” demek yerine, onları dinlemeli, onlardan öğrenmeli ve artık istatistiksel verilerle ortaya konulan +50 yaş üzeri kişilerin uyguladığı taktiklerin bazen lokal rahatlamalar sağlasa da aslında hiçbir işe yaramadığını anlamalıyız. Bu; gençlerin politikadan uzak durmalarını istemek değildir. Donanımlı, insani değerlere bağlı, çözüm odaklı politikalar üretebilen yeni insanların sahaya çıkması gerekliliğine vurgu yapmaktadır. İnsan haklarına, çevreye, hayvanlara saygılı; din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmayan bir neslin geldiğinin müjdesidir bu yazı.
Dünya Bankası’na göre, ABD için yaşam süresi beklentisi 76.33 iken bu oran Türkiye için 76.03’tür. Dünya genelinde yaşam süresi beklentisi ise 71.33’tür. Ordusu, ekonomisi, teknolojisi ve nüfusu ülkemizden kat be kat büyük Hindistan’da ise işler daha kötü; ortalama yaşam süresi beklentisi 67.24’tür. Küçük görünen farkın aslında istatistik biliminin kurallarına göre endişe verici olduğunu düşündüren faktörler mevcuttur.
Yazının asıl amacı, politikanın gençlere bırakılması gerektiğini vurgulamak ve onların dünyayı daha iyi anladıklarını belirtmektir. Türkiye’deki gençlere umut aşılamalı ve ülkeyi yönetmek için önce kendilerini geliştirmeleri ve felsefi anlamda kendilerini bulmaları gerektiğini ifade etmektedir. Eski çağların ırk, din ve para temelli politikalarını reddetmeliler. Bunun yerine, birbirlerine saygılı, çeşitliliği kucaklayan ve insanlık için gerçek anlamda değerli politikaları desteklemeliler. Gençlerin bu değişimi gerçekleştirebilecek güce sahip olduklarına inanıyorum.
Sonuç olarak, geleceği şekillendirecek olan bizleriz. Politikaya dahil olmak, ülkemizi daha iyi bir yere götürmek için bir fırsattır. Ancak bu yolculukta, kendimizi sürekli olarak geliştirmeli, dünya ve insanlık için pozitif bir etki bırakmalıyız. Umutsuzluğa kapılmadan, cesurca adımlar atmalı ve daha iyi bir gelecek için çalışmalıyız. Gelecek, bizim ellerimizdedir. Ve bu mücadelede gençlerin liderliği ve vizyonu, ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyacaktır.