faruk taşcı

Prof. Dr. Faruk Taşçı – 18 Eylül 2024

 

Kendisini yönetecek insanları belirleme bağlamında halkın sandıklara gidip oylarını vermelerine dayalı sistem Türkiye’de de çok partili hayata geçişle başladı. O günden bu yana siyasal partilerin iktidara gelmeleri için belli bir oranda oy almaları gerekti. % 20’lerle iktidar ortağı olan da oldu % 50’leri aşıp oyları silip süpüren de oldu. Her seferinde temel bir sorun zihinleri meşgul etti: “İktidar olundu ama muktedir olunabildi mi acaba?”

İktidar Olmanın Amacı

Kimisi iktidar olmayı kendi şahsî amaçlarının gerçekleşmesi için istiyor ve böylece en muktedir isim olmayı hayatının merkezine alıyor, kimisi bir topluluğun veya grubun temsilcisi olarak o topluluğun veya grubun amaçlarına hizmet etmek amacıyla iktidara talip oluyor, kimisi dünyayı yöneten güçlerin hizmetkârı olarak iktidar peşinde oluyor ve kimisi de sadece ve sadece Allah’ın rızası için iktidar olmanın derdinde oluyor.

Bu amaçların sonucu olarak ya firavunvarî veya nemrutvarî bir güç haline gelen Batı’nın Hitler’i, Bush’u, İsrail’in kasapları/katilleri Şaron’u, Netenyahu’su veya Doğu’nun Hasina’sı, Mao’su ortaya çıkıyor ya da adalet, doğruluk ve merhamet timsalleri olmaya çabalayan Ahmet Yasir’ler, Heniye’ler gibi liderler beliriyor.

Yani güce ve gücün verdiği her türlü imkanlara sahip olmak ve gücü üstün tutmak isteyenler ile Hakk’a inanıp hakkı üstün tutup adaleti hakim kılmak isteyenlerin mücadelesine sahne olunuyor.

Yüzde 10 ile İktidar Olunur

Tüm bu mücadelede muktedir olmak içinse çok büyük üye sayısına ve destek oranlarına gerek yok; sadece % 10’luk dilim yeterli!

Asıl olan % 10’luk kesimin hangi amaçlarla yani hangi niyetle nasıl mücadele ettiğidir. Sabahaddin Zaim, (Medeni’ de kurulan İslam devletindeki müminlerin nüfusa oranına atıfla) “her toplumda % 10’luk hak üzere olup hakkın galibiyeti için var gücüyle çalışıp her şeyini ortaya koyan bir kitle olur, % 10’luk da şerrin/bâtılın galibiyeti için var gücüyle çalışıp her şeyini ortaya koyna bir kitle olur. Geri kalan % 80’lik nüfus bu % 10’luk kitlelerin çalışmalarına göre Allah tarafından bir % 10’un peşine meylettirilir” derdi.

Bunun anlamı şudur: Hak üzere, adil, merhametli, doğru ve güzel ahlaklı olan % 10’luk bir kitle olsun, Allah bu kitlenin çalışmalarının semeresi olarak hakkı, adaleti, merhameti, doğruluğu ve güzel ahlakı ilgili topluma hakim kılar, velev ki aldığı oylar % 15-20’lerde kalsın, geri kalanlar bir şekilde o % 10’luk güzel topluluğun hakimiyetine verilir.

Tersi de böyledir: Batıl üzere olup, zalim, gaddar, eğri ve kötü ahlaklı olan % 10’luk kitlenin diğer % 10’luk kitleden daha çok çalışması sonrası, “Allah çalışana verir” hükmünce, geri kalan % 80’lik nüfus bu batılın hakimiyetine girer ve o toplum bir o yana bir bu yana % 10’luk şer kitlenin oyuncağı haline gelir.

Bu nedenle, esas mesele bir toplumdaki % 10’luk bu iki kitledir. Bu durumda, doğal olarak sorulması gereken soru şudur: Sadece Allah’ın rızasını amaçlayan % 10’luk kitle nasıl oluşur, bu % 10’dan biri olmak için neler yapılmalıdır? Bu ve buna benzer soruların cevabı sadece ve sadece “niyet” ile ilgili ve insanın niyetinin Allah rızası üzere mi yoksa “bozuk niyet” üzere mi olduğunu kişinin kendisi bilir; bir de basiret sahipleri bilir, zaten Allah her şeyi bilendir.