faruk taşcı

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 01 Haziran 2024

 

Gelecekte nelerin olup biteceğini mutlak manada ve detayları ile bilen ancak Allah’tır. Bununla birlikte Allah, kullarına gelecekte olabilecek olanlar ile ilgili fikir yürütebilecek kadar akıl vermiştir. İnsanlar da bu akılları ile gelecek konusunda belli çıkarımlar yapabilirler.

Bu noktada ilim ehlinin katkısı önemli. Her zaman gelecek öngörüleri çıkacak diye bir kural olmasa da ilim ehlinin geleceğe yönelik öngörülerini veya ikazlarını dikkate almak ve ona göre belli tedbirleri/hazırlıkları yerine getirmek icab ediyor.

İstanbul’da Büyük Deprem Olursa

İlim ehlinin gelecek konusundaki ikaz alanlarından biri de depremlerdir ve özelde Türkiye ve Türkiye’nin de özelinde İstanbul depremi konusunda uzun zamandır ikazların bir nevi havada uçuştuğu görülüyor.

İstanbul’da olacağı öngörülen depremin büyüklüğü için de zikredilenler muhtemel depremin “büyük” olacağına işaret ediyor. Eğer bir de depremin süresi de uzun olursa ortaya “Büyük İstanbul Depremi” gibi bir sonuç çıkması bekleniyor demektir.

İstanbul’un Türkiye için önemi düşünüldüğünde mesele daha ciddi anlamda ele alınmak durumunda. İstanbul’un Türkiye’nin ekonomisine katkısı yaklaşık 70 şehre bedel; yani İstanbul’a “bir şey olsa” Türkiye’nin 70 şehrine bir anda bir şey olmuş gibi olur. Türkiye’nin nüfusunun ve işgücünün beşte biri, dörtte birinin istihdamı da İstanbul’da. Türkiye’nin ihracat ve ithalatının yarısı İstanbul’a ait. Türkiye’nin şirketlerinin % 40’ı İstanbul’da. Türkiye’nin milli gelirinin üçte biri İstanbul’da üretiliyor. Türkiye’de iş dünyasının vergilerinin yarısı İstanbul’dan tahsil ediliyor. Türkiye’deki uçuşların yarısı İstanbul’daki havaalanlarından. Türkiye’deki üniversitelerin yaklaşık % 30’u İstanbul’da ve doğal olarak da üniversiteli öğrencilerin üçte ikisi İstanbul’da. Türkiye’ye gelen turistlerin üçte biri İstanbul’da.

Bir nevi İstanbul demek Türkiye demek, Türkiye demek İstanbul demek. İstanbul ayakta ise Türkiye ayakta, İstanbul’a bir şey olursa Türkiye’ye de bir şey olur demek. Büyük bir deprem ile İstanbul’daki can kaybının neler olabileceğini (belli tahminler olsa da) tam anlamıyla kestirmek pek mümkün değil. Ekonomik kayıpların neler olabileceği de ortada.

İlginizi çekebilir!  HAMAS’ın cinneti – Aksa Tufanı

Savunma ve Güvenlik Riski

Başka bir deyişle, can kayıpları ve sonrasında muhtemel sağlık riski, enkazların büyüklüğü ve sokakların/caddelerin durumu (yok kapanması vs), ekonomik maliyetin derecesi, sosyal (travmatik) durumlar, barınma ihtiyacı, ayni yardım (tedarik) meselesi gibi bir dizi husus “işin içinden çıkılamaz” hale gelirse, artık mesele deprem olmaktan çıkıp “milli güvenlik sorunu” söz konusu olacaktır.

Dolayısıyla, depremin insanlar üzerindeki etkisini asgariye indirme noktasında afet yönetimi önemli, ancak muhtemel Büyük İstanbul Depremi ile afet yönetiminde yetersizliklerin baş göstermesi durumunda “milli güvenlik sorunu” söz konusu olacaktır. Olmaması için afet yönetiminde kurtarma ve yardım faaliyetlerinde, askeri kurtarma ve destek sisteminin daha titiz bir biçimde planlamış halde yedekte tutulması önemli. Böylece örneğin “dış unsurların” sürece iyi niyetli olmayan dahline ve içerdeki bazı mafyatik müdahaleler ile yaşanabilecek toplumsal huzursuzlukların oluşmasına mani olunacaktır.

Bu bağlamda, deprem ile ortaya çıkabilecek olan büyük sosyal travma ortamını fırsat bilen dış istihbarat servislerinin faaliyetlerine karşılık toplumun huzur ve sükûnetini korumak ve dayanışma ağlarını canlı tutmak adına işin istihbarat boyutlarının da detaylı bir şekilde çalışılıp masada olması gerekiyor. Bu noktada muhtemel Büyük İstanbul Depremi sonrası geleneksel ve sanal medyanın durumunun da nasıl olması gerektiği konusunda çalışmaların titizlikleri yapılması lazım geliyor.

Özetle; depremin sonuçları oluyor, ama İstanbul’daki depremin sonuçları farklı olacaktır. Hele hele İstanbul’da büyüklüğü fazla olan ve süresi de uzun olan bir depremin sonuçları “yakıcı/yıkıcı” olacaktır. Bu yakıcılık afet yönetimi ile giderilemeyecek boyutta “olabilir” endişesi ile Türkiye’nin savunmasız kalmaması adına “milli güvenlik” bağlamında muhtemel Büyük İstanbul Depremi’nin ivedilikle ve enine boyuna ele alınması şart.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.