faruk taşcı

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 06 Şubat 2024

 

Bugün, 11 ilimizde yaşanan ve tüm Türkiye’yi derinden etkileyen depremlerin yıl dönümü. 6 Şubat Depremleri’nin sonucunda ciddi manada fiziki, ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplar yaşandı. Bu kayıpları giderme adına çok yönlü ve çok aktörlü çalışmalar yürütülmeye devam etmektedir. Bu çalışmalar içinde sosyal politikalar da var.

Depremlerde Sosyal Politikalar Açısından Bakanlıklar

Depremlere yönelik sosyal politika adımlarının hemen hemen tamamı, deprem “sonrası” ile ilgili. Bu adımların kamusal yönünde bakanlıklar görev alıyor, ancak her bakanlığın görev/sorumluluk düzeyleri aynı değil. Bazı bakanlıklar deprem sonrası sosyal politikaların içinde değilken, bazıları dolaylı yoldan sürece dahil, bazıları da doğrudan sürecin en önemli aktörü.

Örneğin Adalet Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı deprem sonrası sosyal politikalarla ilgili değil. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı belirli noktalarda sosyal politikalarla ilgili iken belirli alanlarda ilgisiz.

Deprem sonrasında sosyal politikalarla dolaylı ilgisi olan bakanlıklar da var. Ticaret Bakanlığı “ihtiyaç duyulan tüm malzemelere ivedilikle ithalat yoluyla tedarik kanallarını açmada”, Maliye ve Hazine Bakanlığı “ekonomik kayıpları telafi etme ve kayıp içindeki mükelleflere kolaylıklar sağlamada”, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “KOSGEB üzerinden deprem sonrasında kredi geri ödemelerinde veya işletme zararlarının giderilmesinde”, İçişleri Bakanlığı, toplanan aynî yardımların “depolanması ve dağıtım kabul merkezlerine ulaşım konusunda gerekli tedbirlerin alınmasında”, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, “ihtiyaç malzemelerinin deprem bölgelerine ulaştırılması için gerekli altyapıyı sorunsuz kılmada” ve Dışişleri Bakanlığı, “uluslararası kurum ve kuruluşlardan gelebilecek destekleri değerlendirmede” dolaylı yoldan sosyal politikalarla ilgili.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı deprem nedeniyle engelli hale gelenler veya deprem öncesinde engelliler ve yaşlılardan olup sağlık bakımına ihtiyaç duyanlar açısından, Tarım ve Orman Bakanlığı, deprem sonrası tarımsal üretim ve hayvan besiciliğinde yaşanabilen kayıpları telafi ile ihtiyaç duyulan gıdaların tedarikinde kolaylaştırıcı mekanizmalar sunma açısından, Milli Savunma Bakanlığı “insani yardım” sağlama ve çadır kurma faaliyetlerinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı geçici barınma yeri sağlamada doğrudan sosyal politika işlevlerine sahipler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da deprem sonrasındaki ekonomik kayıplar odaklı olup depremle çalışma hayatındaki her türlü sorunun çözüm yollarını üretmeye çalışır.

İlginizi çekebilir!  ‘Medikal Kapitalizm’in Yeni Silahları

Tüm bu bakanlıklar içinde ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (ASHB) çocuk, genç, engelli, yaşlı, kadın ve tüm dezavantajlı gruplardan sorumlu olarak deprem nedeniyle meydana gelen tüm sosyal kayıpları giderilmede öncü. Bu çerçevede depremzedeler için aynî ve nakdî yardımlar yanında psiko-sosyal destekler sunmak ASHB’nin başlıca görevlerinden.

6 Şubat Depremleri Sonrasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı

Hal böyle olunca ASHB, bir yıldır tüm birimleri, ekipleri ve imkanları ile sahada bulunuyor. Türkiye Afet Müdahale Planı’nda (TAMP) da zaten ASHB, “Psikososyal Destek” ve “Ayni Bağış, Depo Yönetimi ve Dağıtım” açısından sorumlu bakanlık.

Bu bağlamda; deprem sonrasındaki ilk adımlarda barınma, giyecek ve yiyecek açısından AFAD ile koordineli olarak ASHB, sürecin en önemli parçası. Deprem sonrasında hemen Afet ve Acil Durum Sosyal Yardım Ekibi (ASYA), ihtiyaçların tespiti ve giderilmesi için devreye girmiştir ve kurulan depolar ve marketlerle ihtiyaçlar karşılanmaya başlamıştır. Bu kapsamda bir yıllık süreçte yaklaşık 5 milyon kişi muhatap alınmış ve ASHB tarafından SYDV’lere depremzedeler için 2 milyar TL’ye yakın para aktarılmıştır. Ayrıca ASHB aynî bağışlar için hava araçlarıyla 487 sefer yapmış, 88 aynî bağış deposu kurmuş ve 32 binden fazla yardım tırını bölgeye ulaştırmıştır. Bunlarla 300 sosyal market ile kadınlar ve bebekler için 27 giyim ve bebek bakım ünitesi açılmıştır. Belki de en önemlisi, Aile ve Gençlik Fonu’nun ilk adımının 15 Şubat 2024 itibariyle deprem bölgesinde atılacak olmasıdır. Böylece, bölgedeki evlenmek isteyen gençlere önemli bir destek devreye girecek.

Öte yandan; depremle ortaya çıkan travmatik durumu azaltma ve giderme adına ASHB 7 gün 24 saat esası ile başta çocuklar, yaşlılar ve engelliler olmak üzere tüm kesimlere psiko-sosyal destekler sunuyor. Bu bağlamda ASHB bir yıl boyunca deprem bölgesinde 3.1 ve deprem bölgesi dışında 900 bin olmak üzere toplam 4 milyon kişiye ulaşmıştır. Yine deprem bölgesinde TÜBİTAK “deringörü” eşleştirme ve yüz tanıma sistemiyle 1912 refakatsiz çocuk tespit edilip koruma altına alınmıştır. Ek olarak, deprem sonrasında 533 yaşlı ve 1133 engelli güvenli yerlere nakledilmiştir, çadırlarda barınan ve bakıma muhtaç olduğu tespit edilen 206 yaşlı ve 546 engelli de farklı illerdeki ASHB kuruluşlarında misafir edilerek psiko-sosyal destek hizmeti sunulmuştur. Ayrıca depremden etkilenen engellilerin günlük rutine dönüşlerine yardımcı olmak için 6 Mola Evi devreye sokulmuştur.

İlginizi çekebilir!  Bölgesel çatışmalar zaten başlamış

Sonuç olarak; 6 Şubat Depremleri’nden bu yana geçen süre zarfında sosyal politikalarla dolaylı ve doğrudan ilgili tüm bakanlıklar yanında bizzat sosyal politikalarda birincil sorumluluğu olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da önemli işlevler görüyor; ancak bu işlevlerin niteliklerinin daha iyi anlaşılması adına bakanlığın faaliyetlerinin daha sistematik bir şekilde kamuoyunda görünür olmasında fayda var.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.