Ceyhun BOZKURT – 17 Temmuz 2024
Cumhuriyet Halk Partisi, Mayıs 2023’te yapılan seçim yenilgisinin ardından yönetim değişikliği yaptı ve 31 Mart 2024 seçimlerinde birinci parti oldu. Ancak analizler, araştırmalar, veriler gösteriyor ki, 31 Mart sonuçları CHP’nin başarısından çok AK Parti Hükümetine bir seçmen uyarısı niteliği taşıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bunu kabul etmiş, oyların emanet olduğunu dile getirmişti. Özel, oyların kalıcı hale gelmesi için çalışacaklarını da eklemişti.
Peki kalıcı hale nasıl gelecek?
Bu durumdaki bir CHP, seçmene 2028 yolunda güven verecek mi?
“CHP’de ne var ki” diyebilirsiniz. Ama kulislerde konuşulanları bir duysanız “neler yokmuş ki” yanıtını kendiliğinizden verirsiniz.
Bugün yazacağım iki olay bile, aslında CHP içinde ciddi bir kavga olduğunu gösteriyor. Mustafa Sarıgül’e yönelik Sarıgül’ün açıklamasında “montaj” olduğunu vurguladığı kaset infazını anlatmayacağım. Elimizde somut bir bilgi olmadığı için bu olayın parti içi bir hesaplaşmanın ürünü veya başka bir konu olup olmadığını zaman ve yargı süreci gösterecek. Önce İstanbul’dan başlayalım:
EKREM İMAMOĞLU İLE ÖZGÜR ÇELİK KAVGASI
Hepinizin malumu üzerine CHP’de İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun desteğiyle kongreyi kazandı. Doğal olarak da Çelik hakkında “İmamoğlu’nun adamı” yorumları yapılıyor. Yorum sahipleri haksız değil. Ama kulağıma gelen bir duyum, bazı konularda İmamoğlu ile Çelik arasında soğuk rüzgarlar estiğini gösteriyor. Son kavga İstanbul Kadın Kolları İl Başkanlığı seçiminde yaşanmış.
Yönetim listesi üzerinde İmamoğlu ile Çelik karşı karşıya gelmiş, hatta gerilim yaşanmış. Özgür Çelik’in sıklıkla İmamoğlu’na karşı pot kırdığı, bu durumun da İmamoğlu’nu rahatsız ettiği de konuşuluyor. CHP İstanbul’a hakim kaynağıma sordum: “Özgür Çelik İmamoğlu’na yakın değil miydi?”
Yanıtı şu oldu:
“Yüzde 80 öyle. Ama yüzde 20’lik bir kısım da var. Arada sırada Genel Merkeze ve Özgür Özel’e de oynuyor. Bu yüzden de İmamoğlu rahatsızlık duyuyor.”
Peki diğer mevzu ne?
Onun ucu Genel Merkeze kadar uzanıyor.
CHP DIŞ POLİTİKASINI KİM YÖNLENDİRİYOR?
CHP’de İlhan Uzgel, yeni yönetim tarafından Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görevlendirildi. Uzgel, geçmişten bu yana Batı-Atlantik yanlısı tutumuyla biliniyor. Arada sırada da açıklamalarla CHP’nin dış politikasını anlatmaya çalışıyor. Geçenlerde yazdığımız üzere T24’te 11 Haziran’da yayınlanan röportajda da CHP’nin dış politikaya bakışını aktardı.
Ancak ilginçtir, dış politikada Uzgel’den daha öne çıkan bir isim var. O da eski Dışişleri Sözcüsü, Washington ve Tel Aviv Büyükelçisi olan şimdinin CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan. Yıllarca yaşadığı yurtdışından Türkiye’nin bağımsızlıkçı dış politik adımlarına yönelik NATO-ABD-Atlantik perspektifinden “saldırı” diline yakın bir söylemle eleştirilerde bulunan Tan, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde CHP listelerine konmuştu. Seçildikten sonra bu sefer CHP milletvekili kimliğiyle dış politikamıza taarruza devam ediyor. Örneğin Türk milletinin büyük oranda mutabık kaldığı Mavi Vatan politikamıza, 21 Aralık 2023 tarihindeki bütçe görüşmelerinde “kendi icadımız” diyerek ABD-Yunan-Rum ağzıyla saldırdı.
Tan, Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesinde de, başka bazı konularda da öne çıkmaya devam ediyor. Son olarak yazarlarını NATO gladyosunun katlettiği Cumhuriyet gazetesinde NATO övgüsü dolu bir yazı kaleme aldı.
Tan’ın bu şekilde öne çıkmasından İlhan Uzgel’in de rahatsız olup olmadığını bilmiyoruz ama CHP kulislerinde sorulan soruyu biz de soralım: CHP dış politikasını kim yönlendiriyor? İlhan Uzgel mi Namık Tan mı?