Ceyhun BOZKURT – 18 Mayıs 2024
Bir önceki yazıda bıraktığımız yerden devam edelim. ABD’nin Suriye’de oyunu kurduğu zamanlara dönelim. Gayri resmi olarak yürüttüğü teröre desteğini resmileştirme çabalarının olduğu 2014 yılına…
DAEŞ’i ABD istihbaratı ve Pentagon kurdu. Alman gazeteci-yazar Jürgen Elsässer’in, Gölge Hükümet kitabından aktaralım. El Kaide ile mücadele döneminde ABD Savunma Bakanlığı bünyesinde Proaktif Önleyici Operasyonlar Grubu (Proactive Preemptive Operations Group-P20G) isimli bölgede Amerikan çıkarları için El Kaide’yi eyleme zorlamak, yeni terörist gruplar kurmak için oluşturulmuştu. Amerikalı terör uzmanı William Griffin Tarpley, “Eğer hedef teröristleri taklit etmekse, hiçbir şey P20G’yi mevcut terör gruplarının içine sızmaktan ya da kendi terör gruplarını oluşturmaktan alıkoyamaz” demişti. (Bkz. Jürgen Elsässer, “Gölge Hükümet-11 Eylül’den Obama’ya Amerikan Derin Devleti’nin İcraatları”, Kaynak Yayınları, 1. Basım, Ocak 2014, s. 109-110)
Irak’ın işgaliyle başlayan bir süreçte ABD terör örgütlerini destekledi, yenilerini kurdu. DAEŞ’de bunlardan biriydi. Trump de söyledi bunu: “DAEŞ, Başkan Obama’yı onurlandırıyor. O, DAEŞ’in kurucusudur. DAEŞ’i kurdu. Ve kurucu ortağın sahtekar Hillary Clinton olacağını söyleyebilirim.” (https://www.theguardian.com/us-news/2016/aug/11/donald-trump-calls-barack-obama-the-founder-of-isis)
Bu DAEŞ, teröristlerin Kobani dedikleri Suriye’nin Ayn El-Arap kentine saldırdı. Burayı işgal eden PYD/YPG terör örgütüyle çatışmalar başladı. KCK/PKK terör örgütü ve siyasi görünümlü uzantıları DAEŞ’e karşı PYD/YPG terör örgütüne destek verilmesini istediler. Türkiye ise iki terör örgütünün çatışmasına taraf olmadı, kendi sınırlarını korumaya çalıştı. Zor günlerdi. Teröristlerin ve uzantılarının istediği destek verilmeyince uzantılar sokak çağrısı yaptı. 6 Ekim’de toplanan HDP MYK açıklaması şöyleydi:
“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı:
Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz.”
Detay önemli: “…halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz.”
Sokağa çıkmış olanlar, 2013’te kuruluşunu ilan ettikleri KCK/PKK terör örgütünün şehir yapılanması YDGH militanları. Yani HDP insanları Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı teröristlere destek vermeye çağırdı.
Bir anda sokaklar ve sınır bölgemiz karıştı. HDP’liler ve yanlarındaki militanlar şehirlerde olay çıkarmaya, Türkiye-Suriye sınırına yürümeye başladı.
Aynı saatlerde, yani 6 Ekim’de akşam saatlerinde, bir diğer uzantı olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK), şu açıklamayı yaptı:
“Tüm bileşen ve kurumlarımıza çağrımızdır: 7’den 70’e Kobane halkının ve fedai koruyucu güçlerin çevresinde seferberlik ruhuyla, bu gece itibariyle Suruç sınırına gelmeye, tüm alanlarda halkımızın yapabileceği her türlü eylem ve etkinliğe destek sunmaya ve özgürlük çemberini genişleterek Kobane’yi bir bütün savunma seferberliğine çağırıyoruz.”
O da teröristlere desteğe çağırıyordu.
KCK terör örgütü de bir açıklama yaptı. “Bu direnişin daha da radikalleştirilerek büyütülmesi, Kobani etrafında direniş cephesinin güçlendirilmesi gerekmektedir” denilen açıklamada milyonlar sokağa ve sınıra çağrıldı.
Aynı saatlerde ABD’nin Türkiye’yi etkisiz kılarak kurduğu koalisyon uçakları, ilk defa DAEŞ mevzilerini bombalamaya başladı.
Terörist elebaşlarından Murat Karayılan, “her yeri Kobani’ye çevirin” talimatı verdi.
Türkiye’nin büyükşehirleri dahil çok sayıda ilinde süren terör eylemlerine müdahale eden güvenlik güçlerinin karşısında yine HDP vardı. Eşbaşkan Figen Yüksekdağ, polis müdahalelerini “Hükümet kendi halkına karşı darbe yapıyor” şeklinde yorumları, sokakta resmi-sivil ne varsa yakıp yıkan terör örgütü militanlarını savundu.
3 gün süren olaylarda, 2 polis şehit oldu, Diyarbakır’da 3 arkadaşıyla yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü’nün de aralarında bulunduğu 31 kişi hayatını kaybetti, 221 vatandaş ile 139 polis yaralandı. İzinsiz gösterilerde saldırıya maruz kalan 25’i kaymakamlık binası, 67’si emniyet, 29’u siyasi parti olmak üzere bin 113 bina hasar gördü.
Tunceli’de 2, Mersin’de 3, Diyarbakır’da 34, Şırnak’ta 13, Adıyaman’da 1, Batman’da 4, Şanlıurfa’da 19, Bitlis’te 8, Bursa’da 2, Gaziantep’te 1, Mardin’de 36, Muş’ta 6, İstanbul’da 11, Bingöl’de 2, Hakkari’de 28, Siirt’te 13, Van’da 18 olmak üzere toplam 201 okulda terör örgütü yandaşlarının saldırıları nedeniyle hasar meydana geldi.
Özetle Kobani olayları davası siyasi bir dava değil, terör örgütleri planlamalı, siyasi ayak destekli bir terör faaliyetinin yargılamasıydı.
Kararları buna göre okumak gerekiyor.
Son dakika haberlerini takip etmek için hemen TIKLAYIN