Ceyhun BOZKURT – 08 Şubat 2024

 

En baştan söyleyelim: Türkiye’nin hava savunma sistemi SİPER, 5. Nesil Uçağı da KAAN’dır.

Ancak SİPER’in menzili henüz 100 km’de. KAAN da 2028-2030 yıllarına hazırlanacak gibi görünüyor. SİPER’in 300-350 km’ye ulaşana, KAAN da göklerde süzülene kadar Türkiye’nin kendi hava savunma sistemini ve hava gücünü tahkim etmesi zorunlu.

Burada hemfikiriz.

Peki bunun çözümü S-400’leri geri vermek ve karşılığında F-35 almak mıdır?

İşte burada sorun var.

S-400’lerin alınma sürecini ve alındığı dönemin şartlarını hatırlayın:

Türkiye, 1991 yılında Irak-Kuveyt gerilimi ve Körfez Savaşı patlak verince ihtiyaç olan hava savunma sistemleri için Patriot seçeneğini gündeme getirdi ve alım için ABD’ye başvurdu. ABD o tarihten itibaren 20-25 yıl boyunca Türkiye’ye bu sistemi vermemek için direndi. Oysa Türkiye’nin çevresinde işgaller, çatışmalar, gerilimler artmıştı. Türkiye de NATO üyesiydi ve bu sistemler Türkiye’nin savunması için artık elzemdi. Yine de müttefikimiz (!) ABD, Türkiye’yi savunmasız bırakmak için elinden geleni yaptı. Üstüne üstlük, darbeleri planladı; destekledi, teröristleri eğitti, donattı; Türkiye’nin denizlerini Türkiye’ye kapatmaya çalıştı; ekonomik operasyonlar yaptı, krizler çıkardı; siyasete müdahaleler yaptı vs. Yani bir düşman Türkiye’ye ne yapacaksa, onları yaptı.

Son olarak Irak’ın kuzeyinde verdiği destek yetmiyormuş gibi Suriye’nin kuzeyinde terörü tahkim etti, DEAŞ’ı kurup Türkiye’ye saldırttı, Fetullahçı casus ve teröristler eliyle de Türk devletinin kontrolünü ele almaya çalıştı. Başaramayınca 15 Temmuz işgal girişimini gerçekleştirdi.

Türkiye hava savunma sisteminde kararlıydı. Bir ara Çin ile anlaştı ama ABD baskısıyla bu anlaşmadan vazgeçmek zorunda kaldı. 15 Temmuz işgal girişimini püskürttükten sonra Rusya ile S-400 anlaşması yaptık. Artık mesele ihtiyaçtan çıkmış, siyasi bir tavra da dönüşmüştü. S-400’leri, ABD’nin Türkiye’ye saldırdığı bir dönemde aldık.

İlginizi çekebilir!  İmamoğlu'nun Demirtaş Aşkı

Aynı zamanda savunma sanayiimizi de geliştirmeye devam ettik.

S-400 aldığımız tarihten itibaren baskılar, saldırılar bitmedi.

Şimdilerde yeni bir baskıyla karşı karşıyayız.

ABD’liler “S-400’leri geri verin, sizi F-35 programına geri alalım” teklifini getirdi.

Birincisi, ABD’lilere asla güvenmiyorum. Hayatlarındaki en büyük maharet yalan söylemek ve Türk düşmanlığı yapmak. ABD’liler Türkleri sevmez ve Türk devletini işgal etmek için ellerinden geleni yapar. Teröristleri beslemeye devam eder. Kıbrıs Türk’ünü yok etmek ister. Karabağ’daki Ermeni işgalini desteklediler ve Azerbaycan’ın vatan topraklarını kurtarmasından rahatsız oldular. FETÖ’yü ve elebaşı olan şeytanı halen ABD topraklarında himaye etmekteler.

Gelelim işin teknik boyutlarına.

Konuyu Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş ile yaptığı çalışmalarla bilinen Savunma Uzmanı Fazıl Esat Altay ile konuştuk.

Altay önce S-400’lerin Türkiye açısından önemini anlattı:

“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin elinde bulunan, Kızılelma Ege Denizi’nin üzerine çıktığında, erken ihbar yapacak ve Kızılelma’ya karşı Yunan Rafale sevk edecek, baş istikamet verecek Yunan HİK/AWACS uçağını 350 km mesafede daha Atina üzerinde olsa dahi 20000 feet’ten vuracak silah şu an sadece S-400 40N6 füzesi.”

SİPER’in Radar Mimarisinin S-400’den daha iyi olduğunu belirten Altay, “SİPER’in menzili şu an 100 km’de. 150 km’ye doğru çalışıyoruz” dedi.

SİPER’in 300-350 km’ye gelince Türkiye’nin S-400’e asla ihtiyacımız kalmayacağını da vurgulayan Fazıl Esat Altay, F-35 konusunda da bu alanda çalışan bir lobiye dikkat çekti. İlk aşamada “F-35 almamızı İsrail istemiyor” diyerek Türk kamuoyunu ikna etmeye çalışanlara dikkat çeken Altay şunları söyledi:

“ABD’den F-35 adına LOBİ yapmak için ülkemizde şöyle bir yalan söylendi. ‘İsrail F-35’lerin Türkiye’ye satılmasını istemiyor o yüzden ABD’den F-35 almaz isek bu İsrail’e yarar. İsrail, güçlü bir Türk Hava Kuvveti istemez’ diyerek F-35 alımına soğuk bakan vatansever milli kesimlerimizi ikna etmeye çalıştılar. Bugün İsrail ile ilişkilerimiz Gazze Savaşı nedeni ile son derece gergin iken ABD bize F-35 satmak için adeta yalvarıyor. Tabi S-400’leri terk etmemiz şartı ile. Peki İsrail neden şimdi engel olmuyor? Demek ki önceden söylenen iddia gerçekdışıydı.”

İlginizi çekebilir!  Amerika Dünya Hakimiyetini Kaybetmek İstemiyor-3

Ayrıca ABD’nin, F-35’lerin şifresinin kendisinde olduğu için Türkiye’ye gönül rahatlığıyla F-35 satacağını da belirten Fazıl Esat Altay, “Böylece tüm Hava Kuvvetleri’mizi ABD kontrol edecek” dedi. Şifreleri vermezlerse tek bir uçak dahi uçuramayacağımızın altını çizen Altay, “Eğer ki ihtiyaç olursa, Yunanistan’a, İsrail’e, Kıbrıs Rum Kesimi’ne ve PKK/PYD terör örgütüne karşı kullanmak istesek bile bize engel olabilirler. Bu yüzden de rahat rahat F-35’leri Türkiye’ye satarlar” diye konuştu.

Özetle, Türkiye SİPER gelene kadar S-400’lerle devam etmeli, KAAN gelene kadar da F-35 gibi bağımlılık ilişkisi yüzde 100 olan bir uçak seçeneği dışındakileri değerlendirmeli. Türkiye’nin ihtiyacı olan ABD’nin sözde müttefiklik adı altında bağımlılığı değil, tam bağımsızlığa giden yolun taşlarını döşemeye devam etmektir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.