büşra as

Sosyolog Büşra AS – 31 Mayıs 2024

 

İnsanlık geçmişten günümüze hep aşk kavramını tanımlamaya ve anlamaya çalıştı. Aşk bazen; bir romanda, güzel bir ezgide, hikayelerde, filmlerde bazen; bir kuşun cıvıltısında, gökyüzünde, gün batımında bazense; kederde, uykusuzlukta, iştahsızlıkta karşımıza çıktı. Her nerede karşımıza çıktıysa, hepimiz için başka anlamlar çağrıştırdı. Kimine göre aşk tutku, kimine göre sevgi, kimine göre heyecan, kimine göre ise yoğun bir keder… Herkes aşktan mutlaka bir anlam çıkardı. Her ne olduysa başından aşk geçen herkesin hayatında mutlaka bir iz bıraktı.

Tam olarak tarif edilemeyen bu duygu öyle karmaşık ki yaşaması cesaret ister. Bu yüzden aşk, bazılarımızda korku, kaygı gibi duyguları da ortaya çıkarabilir. Çoğu insan kaygıları yüzünden bu duygudan kaçar. Ya yarım kalırsa? Ya karşıma daha iyisi çıkarsa? Duygularımda yanılıyorsam? Hep ya olursa temalı sorular kişinin aklını kurcalar durur. Bu düşünceler öyle büyür ki kişi evliliğe bile adım atamayacak hale gelir. Güvenmek, bağlanmak, hayatı paylaşmak konusunda tereddüt eder. Ne bu konudan vazgeçebilir ne de bu konuda bir adım atabilir. Sadece kararsızlığı ile mücadele eder sonrasında da yorulur ve ne istediğini bilmeyecek hale gelir.

Kişi ne kadar korkarsa korksun aslında şanslıdır. Aşk herkesin başına gelmeyebilir. Bunu da unutmamak gerekir. Her evlilik aşk sebebi ile gerçekleşmeyebilir. Ama aşk ile başlayan bir evlilikte bir daha yaşanamayacak bir tecrübe kadar güzel olabilir. O nedenle insan bir kere bu duyguyla karşılaştıysa bunu iyi yaşamalıdır.

Korkular ve kaygılar bu güzel duyguyu yaşamaya engel olur. O nedenle korkuları bir kenara bırakıp yaşamak belki de en iyisidir. Geleceğin hiçbir konuda garantisi yoktur. Başladığımız hiçbir iş hep iyi sonuç vermeyebilir. Bize düşen duygularımızı mantık süzgecinden geçirerek hayatımızı yaşamaktır. Geriye kalan ihtimalleri kontrol edebilmemiz mümkün değildir. Evlilik kararını alırken her zaman mutlu olmanın, hep çok sevmenin ve sevilmenin garantisi yoktur. Kişi, bu yola girecekse cesaretini toplamalıdır. Peyami Safa’nın ‘’Bir Akşamdı’’ eserinden bir kesit bu durumun en güzel özetidir: ‘’İlk şüphe en iptidai ifadesiyle; Beni seviyor mu? Çok mu seviyor? Ne vakte kadar sever? ‘’Tuhaf düşünüyorsun, yahu. Sanki aşk bir sigortadır.’’

İlginizi çekebilir!  Cinayetler Üzerinden Bir Toplum Tomografisi: “Her Namaz Kılan İyi Değildir ama Tüm İyiler Namaz Kılar” - Prof. Dr. Faruk Taşçı

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.