ferhat ünlü

Ferhat ÜNLÜ – 19 Eylül 2024

 

“Mafyanın evriminde son 200 yılın belki de en enteresan dönemlerini yaşıyoruz dersek mübalağa etmiş olmayız. 21. Yüzyıl’ın başlarından itibaren kapitalizmin küreselleşmesi ve dijitalleşmesi mafyayı da bu alanlara yönlendirdi. Mafyanın iki yüzyıldır iç içe olduğu kumar sektörü, artık sanal bahse, bir başka deyişle dijital kumara evrilince para aklama yöntemlerinden, göstermelik vergilendirmeye, ama tabii asıl olarak vergi kaçırmaya kadar yöntemler de güncellendi.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında yenik İtalya’dan, ‘muzaffer’ Amerika Birleşik Devletleri’ne göçler çoğalınca mafya küreselleşti. ABD’de mafya için çok uygun bir kapitalist zemin de vardı zaten. Uyuşturucu, kumar, tefecilik, fuhuş ve yasak olduğu dönemde içki kaçakçılığı gibi illegal işlerle nam saldılar.”

Yukarıdaki uzun alıntı, 9 Kasım 2023’te bu köşede yayınlanan ‘Mafyanın dijital evrimi’ başlıklı yazıdan. İmdi… İkinci bir alıntıya geçelim, sonra ayrıntıya gireceğiz, malum şeytan ayrıntıda gizlidir.

“Liderliğini Barış Boyun’un yaptığı çıkar amaçlı silahlı suç örgütünün kendisine destekçi bulmak ve insanlara sempatik görünmek adına örgütün üyelerinin Facebook, Instagram, Tiktok vb sosyal medya uygulamaları üzerinden günlük hatta saatlik olarak düzenli videolar paylaştıkları, gittikleri yer ve mekânlarda Barış Boyun’a şarkılar atfederek ‘İstanbul’un sefiri, sokakların hâkimi, barış isteyen boyun eğecek” şeklinde motto kullanarak aynı zamanda örgüt lideri ve yöneticilerini etiketlemek suretiyle propaganda yaptıkları, bu sayede özelikle  genç yaşta ve suça meyilli kitleyi etkileyerek örgüte katılım sağladıkları, yine sosyal medyayı kullanarak özelikle ülkemize son zamanlarda yaşanan doğal afetleri bahane ederek suçtan elde ettikleri gelirle afet bölgelerine yardım konvoyları gönderdiklerine dair paylaşımlar yaparak insanların maneviyatını sömürsek suretiyle kamunun suç örgütü üzerindeki bakış açışını yumuşattıkları tespit edilmiştir.”

Bu okuduğunuz da son yıllarda memleketin dört bir yanında mantar gibi türeyen lokal çetelerden biri olmakla birlikte son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle nam salmış bir organize suç örgütü olan Barış Boyun ve onun alt grubu Daltonlar’la ilgili dumanı üstünde bir iddianameden alıntı.

578 sayfalık iddianamede pek çok ayrıntı var. Ancak bu yazıda öncelikle aylar önce yazdığım ‘Mafyanın dijital evrimi’ başlıklı metnin ana fikrine sadık kalacağız. Böylelikle yeni nesil mafya ile geçmişin mafyası arasındaki farkları da anlamaya çalışacağız.

Boyun çetesi ağırlıklı olarak İstanbul’da faaliyet gösteren bir organize suç teşekkülü. Kolombiya’daki uyuşturucu kartellerinden esinlenmişler, zaten uyuşturucu işi yapıyorlar, son dönemlerde özellikle İstanbul’da yaygınlaşan motosiklet ile infazı sık kullanan bir çete.

Lideri 1984 doğumlu bir şahıs. İddianamedeki şüpheli profili dikkatle incelendiğinde Boyun’un, yaş ortalaması epey düşük bir mafya grubu oluşturduğu anlaşılıyor. Toplam 305 şüphelinin olduğu davada sanıkların kahir ekseriyeti Milenyum çocuğu. 2000 sonrası doğanların örgütteki oranı nereden baksanız yüzde 70 çıkar kaba bir hesapla. 1990 doğumlu nadirattan. Çetenin lideri ise Daltonların yaş ortalamasını yükselten en yaşlı örneklerden.

İlginizi çekebilir!  Ülkenin sigortası MHP

Peki; neden yaş ortalaması bu kadar küçük? Her şey gibi mafya da değişiyor, evrim geçiriyor da ondan. Bugün mafyanın çıkar sağlama yöntemleri; dijitalleşme ve sosyal medya üzerinden değişip çeşitlenmiş vaziyette. Bu değişim, mafya ile mücadele yöntemlerinde devletlerin de yeni konseptler belirlemesini zorunlu hale getiriyor.

Malum mafya, varlık sebebi itibarıyla devletin karşısında değil ama dışında konumlanır. Ne var ki, yaşayabilmek için devletler içinden kendi doğasına uygun partnerler bulmaya da mecburdur. Bu; devletler için olduğu kadar mafya için de büyük bir paradokstur. Devlete rağmen, devlete karşı büyüyüp serpilen, hatta var olmaya devam edebilen mafya bir oksimorondur.

Bir başka önemli boyut da şu: Mafyavari kazanç yollarının misal diziler yoluyla özendirilmesi gelecek nesillere yapılan büyük bir kötülüktür. Bu Barış Boyun çetesi falan hep bu iklimde türüyor. Eğer zamanın ruhu, sosyal medya sürekli, bir biçimde, öyle ya da böyle parayı bulmayı telkin eden bir anlayışı teşvik ediyorsa mafya kendisine kullanabileceği yeni konakçılar bulmuş demektir.

Cebirle kazanç sağlamak ahlaklı bir şey değildir. En fenası da cebirle veya hileyle kazanmak, toplumdaki dürüst rekabet koşullarını bozar. Ve ‘ekmek kavgası’nda liyakat sahibi olduğu halde hakkı yenen geniş bir dürüst, mağdur insan kitlesi oluşturur derinden derine. Bu da toplumun ve giderek ülkenin yapısını içten içe bozar.

Mafya, işin uzmanı İtalyan yazar Mario Puzo’nun filme de uyarlanan ‘Baba’sında da gördüğümüz üzere Omerta (bu adda bir romanı da var), yani Gizlilik Yasası yönü ile istihbari gizlilik prensibi gözetir. Zaten iki yüzyıllık tarihi boyunca devletlerle fazla teşriki mesaisi olduğu için de onun, yani devletin örgütlü yönlerini kopyalayagelmiştir. Ve sanılanın aksine mafyanın tek hedefi ekonomik de değildir. Nasıl ki burjuvazi; sermayesi arttıkça politik gücünü tahkim edip devleti şekillendirmeye çalışıyorsa mafya sermayesi de aynı arayışa evrimsel olarak yönelir. Tabii yine devletlerin izin verdiği ölçüde…

İmdi… Yine tekrar Barış Boyun çetesiyle ilgili iddianameye dönelim. İddianamede, şüpheli Barış Boyun’un işlediği suçlar nedeniyle İtalya’ya kaçtığı ve orada yaşadığı, hakkında iade talebinde bulunulduğu, İtalya’da tutuklu bulunduğu ancak tutuklu olmasına rağmen örgütü aracılığıyla suç işlemeye de devam ettiği kaydediliyor. İddianamede, Barış Boyun’un 349 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

İlginizi çekebilir!  Savunma Sanayimizin Yol Başçısı: Nuri Killigil

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede 8 kişi ‘maktul’, aralarında Engin Polat ile kardeşi Alper Kürşat Polat’ın da bulunduğu 136 kişi ‘müşteki’, 6 kişi ‘müşteki-şüpheli’ ve aralarında örgütün lideri Barış Boyun’un da bulunduğu 305 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla yer alıyor.

İddianamede, örgütün üyelerini 15-20’li yaşlar aralığındaki gençlerden seçtiği, bu gençlerin bilgisayar oyunlarıyla yetiştikleri, sokak suç şebekelerini anlatan internet tabanlı dizilerden çok etkilendikleri, bu dizilerden kendilerine rol model seçtikleri belirtiliyor. Dedik ya yaş ortalaması küçük yeni nesil mafyanın. Gençler ve gençleri ağlarına düşürmeye çalışıyorlar. Çetenin, gençler üzerindeki imajını günlendirmek için rapçi sanıklar Muhammed Nedim Doğan ve Doğan Tarda’nın kliplerinde uzun namlulu silahlar ve tabancalara yer verilmesi talimatını verdiği bilgisi de iddianamedeki işimize yarayan ayrıntılardan biri.

Şimdi iddianameden bir başka önemli paragraf aktaracağım:

“Silahlı suç örgütünün lideri olan Bilal Yaman isimli şahsın; 2011 yılında öldürülen Ömer Koçoglu isimli sahsın öldürülmesi olayı sebebiyle kesinleşen cezası olmasından dolayı 2017 yılında yakalanarak cezaevine girdiği, bu tarihten sonra suç örgütünün yöneticisi olan Barış Boyun’un örgütün altında bulunan şahıslara emir ve talimatlar vererek örgütün eylem ve faaliyetlerinin devamlılığını sağladığı, 18.04.2018 tarihinde liderliğini Bilal Yaman, yöneticiliğini Barış Boyun’un yaptığı organize silahlı suç örgütüne yönelik operasyonda Barış Boyun isimli şahsın yakalanmasının mümkün olmadığı, Barış Boyun’un daha sonra yakalandığı, fakat çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı anlaşılmıştır.”

İmdi… Barış Boyun İtalya’da. Örgütünü oradan buraya zorlanmadan yönetiyor. Polis de epeydir onun peşinde, ancak iade süreci henüz başlamış değil. Çetenin, çıkar amaçlı silahlı suç örgütünün sürekliliğini sağlayabilmek amacıyla İstanbul genelinde silah ticareti, hırsızlık, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti, para karşılığında kasten adam öldürme, kasten yaralama ve yağma suçlarından finansal kaynak sağladığı tespiti de iddianamede yer alıyor.

Finansal kaynak boyutu önemli. Çünkü mafyanın birinci varlık amacı kapitalist iktisadın “Dünya bir yağlı kuyruk, bir ucundan da sen tut” anlayışı gereği paraya erişmek ve mümkünse paranın gücüyle siyasi nüfuz sağlamaktır. İkinci amacı ise şımarırsa (o kadar cehalet ve parayla şımarmamak mümkün değil) ve gücü yeterse siyasal bir kuvvet odağı haline gelmek, devlete eklemlenmek. Zamanımızın dijital dönüşümünde bu, eskiye oranla kolaylaşacak gibi görünüyor.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.