Ferhat ÜNLÜ – 09 Ağustos 2024
Birinci Dünya Savaşı askerler arasındaydı, İkinci Dünya Savaşı da ha keza. Soğuk Savaş ya da Birinci Dünya Casuslar Savaşı, ABD’nin CIA’i ve Rusların KGB’si başta olmak üzere gizli servisler arasındaydı. Başlayacak mı başlamayacak mı tartışması yaptığımız Üçüncü Dünya Savaşı postmodern formda zaten başlamıştır.
Covid-19 pandemisi sonrası 2022’de Ortodoks Doğu’da Rusya-Ukrayna Savaşı’nın patlak vermesi ve 2023’te Orta Doğu’da Gazze krizinin yeniden, ama ilk kez bu kadar şiddetli biçimde gün yüzüne çıkması dünya için milat kabul edilebilir. Bizim ülkemiz için ise; darbe girişiminin gerçekleştiği 2016, hatta daha eskiye gidersek devlet-paralel devlet savaşının başladığı 2012 bile başlangıç sayılabilir.
Postmodern Üçüncü Dünya Savaşı, Vekâlet Savaşları’nın yanı sıra İkinci Dünya Casuslar Savaşı şeklinde tezahür ediyor. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Orta Doğu’nun önemli başkentlerinde; Beyrut, Tel Aviv, Kahire, Şam, Bağdat ve hatta İsmail Haniye suikastında emsalini gördüğümüz üzere Tahran’da çok yönlü bir casuslar savaşı yaşanıyor. Kiev ve Moskova’daki istihbarat operasyonlarına bakılırsa Ortodoks Doğu’nun da ondan aşağı kalır yanı yok.
DÜNYA CASUSLAR SAVAŞININ EN BÜYÜK TAKASI
Çevremizde bunlar olurken Ankara, Amerikan gizli servisi CIA ve Rus harici istihbarat teşkilatı SVR gibi ezeli ve belki de ebedi rekabet içindeki iki büyük gizli servisin de aralarında bulunduğu istihbarat teşkilatlarını bir araya getirerek kapsamlı bir casus takasına ev sahipliği yaptı. Aralarında rehineler de var. Casuslukla suçlanan isimlerden bir kısmı Ortodoks Doğulu, biri gerçekten de FSB casusu bir Rus.
Bu takas operasyonu için Soğuk Savaş sonrasının, hatta tekmil 20. Yüzyıl takaslarının nicelik açısından en kapsamlısı dersek mübalağa etmiş olmayız. Toplam 26 kişi, ikisi çocuk olmak üzere… Çocukların hikâyelerinden enteresan haberler çıkacağı belliydi, çıktı da. Çocukların varlığı; Mr. And Mrs. Smith filminde mübalağalı bir örneği gördüğümüz karı koca ajan hikâyesinin açığa çıkmasıyla anlam kazandı. Anne babaları casus gibi davranacak şekilde yetiştirmiş onları. Kendi dillerini, hatta Rus olduklarını bile bilmiyorlarmış.
Çocukların anne babalarının adı Artem Dultsev ve Anna Dultseva. Dultseva, yani kadın casus Slovenya’da yakalanmış. Sahte Arjantin pasaportu ile… Kocası ile birlikte bir süre hapis yattı. Ve nihayetinde MİT operasyonu ile ülkelerine dönebildiler.
Casusluk tarihinde takasa konu olmasa bile çok konuşulmuş karı koca ajan var: Mendez çifti… Kadın ajan Jonna Hiestand Mendez 27 yıl boyunca CIA’e çalıştı. Kocasının adı Tony Mendez idi. Kılık değiştirme, kimlik dönüşümü ve gizli görüntüleme işlerinde uzmandı bu ikisi. Adam öldü, kadın hâlâ hayatta.
Takas operasyonundan bir diğer ayrıntıyı aktarayım: Takasta ABD’li ikisi gazeteci ve biri asker olmak üzere üç kişi vardı. Casusluk suçundan tutuklanmışlardı Rusya tarafından. Tutuklananlardan birinin adı Evan Gershkovich. Bir de deniz piyadesi olan Paul Whelan var. Bu da 2018’de Moskova’da yine casusluktan tutuklanmış.
Ayrıca bir diğer Rus servisi olan FSB’den ajan bulunuyor. ABD’deki FBI’ın Rusya’daki muadili. Casusun adı, Vadim Krasikov. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in terörist olarak adlandırdığı Çeçen muhalif Zelimkhan Khangoshvili’yi öldürmek için FSB tarafından özel olarak eğitilmiş Berlin’e gönderilmişti. ‘Hedefi’ öldürdü de ve 2019’da ömür boyu hapis aldı. Takasta işte bu şahıs da döndü Rusya’ya.
MASAYA OTURTAN MİT
MİT’in ülkelerine gönderilmelerine vesile olduğu ikisi çocuk toplam 26 kişi, yedi ayrı ülkenin cezaevlerinde bulunuyordu. Bu ülkeler; Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç, Rusya ve Belarus idi.
Takas operasyonu kapsamında; ABD’den iki, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç ve Rusya’dan birer uçak olmak üzere toplam 7 uçak ile Türkiye’ye nakledilen şahıslardan; 2’si çocuk 10 rehinenin Rusya’ya, 13 rehinenin Almanya’ya, 3 rehinenin de ABD’ye gönderilmesi sağlandı.
Takas operasyonunda diyalog kanallarının kurulmasını elbette Milli İstihbarat Teşkilatı sağladı. MİT’in organizasyonu ile geçtiğimiz ay, Temmuz 2024’te taraflar Ankara’da bir araya getirildi.
Türk gizli servisi; görüşmelerde ABD, Almanya, Polonya, Norveç, Slovenya ile Rusya ve Belarus’ta cezaevinde bulunan Batı ülkeleri vatandaşları ile Rusya vatandaşları arasında gerçekleştirilecek takas faaliyetinin müzakerelerinde hakemlik yaptı. Takas operasyonunun bütün güvenlik önlemleri, lojistik planlamaları ve ihtiyaçları MİT tarafından karşılanırken, yine taraflar arasındaki iletişim ve koordinasyon da Teşkilat tarafından sağlandı.
Takas yapılacak rehine sayısının çok olması nedeni ile şahısların tamamı MİT personeli gözetiminde uçaklardan alınarak güvenli alanlara intikal ettirildi.
Güneyimizdeki Gazze ile kuzeyimizdeki Ukrayna çatışmalarının yayılarak bölgeselleşme ve kalıcılaşma riskinin bulunduğu bir dönemde Türkiye’nin savaştaki istihbarat servislerini masaya oturtması önemli.
Bugün bölgemizde yaşananlar, istihbarat mücadeleleri; zaten ikinci bir dünya casuslar savaşının içinde olduğumuzu gösteriyor. Orta ve Ortodoks Doğu’nun çatışma hatlarının geçiş noktasında yer alan Türkiye, mücadeleye bütün yönleriyle hazır olmalıdır. Milli güç parametrelerinde siyasi, diplomatik, askeri ve istihbari manada iyiyiz. Ancak ekonomimiz yeterince güçlü değil. Bu savaşın ekonomik cephelerinde de güçlü olmalıyız.