Mavi Vatan’dan en çok rahatsız olan Yunanlılar bile kendi meclislerinde böyle bir açıklama yapamamışken, CHP’li Namık Tan’ın hem de milletin meclisinde, Mavi Vatan’ı “masal” diye nitelemesi tepkileri de beraberinde getirmiş oldu.
Önce, muhtemelen dil sürçmesidir diye değerlendirmek istedim, fakat elindeki metinden okuduğunu görünce bunun bilinçli bir şekilde söylenmiş bir mesaj taşıdığı kanaatine vardım.
Aksi taktirde Namık Tan gibi deneyimli bir diplomatın böylesine bir gaf yapması kendisinden beklenemez elbette.
Türkiye üzerinde hain emelleri olan başta Yunanistan olmak üzere bütün emperyalist devletlere ve onların maşaları konumundaki PKK, FETÖ gibi bilumum terör örgütlerine verilmiş bir mesajdır.
Açılımı ise…
“Merak etmeyin, biz böyle düşünmüyoruz, bizim Mavi Vatan diye bir derdimiz yoktur”
Yoksa partiler üstü bir öneme sahip olan, Nasıl ki Anavatandan en ufak bir taviz verilmezken, Mavi Vatan için de aynı hassasiyetin gösterilmesi gerekirken bir milletvekilinin çıkıp “masal” nitelemesi yapması bu milletvekilinin açık ve seçik bir şekilde milleti karşısına almaktan başka bir şey değil.
Hep deriz ya! “Söyleyene değil, söyletene bak” diye…
Fakat burada üzücü olan, söyletenleri veya söyletmek isteyenleri zaten biliyoruz, bunda sorun yok.
Bu tür söylemleri genelde PKK uzantısı parti temsilcilerine yaptıranlar bu defa ülkenin Ana muhalefet partisinin temsilcisine yaptırmaları bana göre bir milli güvenlik sorunu hatta “beka” sorununun ta kendisidir.
Bir an düşünüyorum da, eğer altılı masa diye adlandırdığımız ittifak başarılı olsaydı bu zırvayı söyleyen Namık Tan muhtemelen dışişleri bakanı olacaktı. İşte tam da o zaman “beka” sorununa gülüp geçenler gerçekle yüz yüze gelecekti ki Allah korumuş bizleri.
Demokrasilerde, en az hükümet etmek kadar bir değere sahip olan Ana muhalefetin kendi milletinin menfaatlerini öteleyerek karanlık dehlizlerde tekrar tekrar iktidar arama sevdasına düşmesi gerçekten üzüyor bizleri.
Bu olay elbette ki ilk değil. Maalesef CHP’de benzer olaylara çok sık rastlıyoruz.
Önceki Genel Başkanın gerekçesini halen açıklayamadığı fakat nedenini milletin çok iyi bildiği Suriye, Libya tezkerelerine hayır demesi..
Yine bir diplomat olan Ünal Çeviköz’ün Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında Ermenistan’ın gönlünü hoş tutacak açıklamalar yapması halen zihnimizde yerini korurken, Namık Tan son zırvası ile tüy dikmiş oldu. kime hizmet ediyor bu CHP diye yeniden sorgulanmaya başlandı.
Elbette ki CHP içerisinde ülke menfaatleri konusunda Asgari müşterekte buluşabilecek Vatanını ve milletini her şeyden üstün tutan bir birinden değerli siyasetçiler var.
Fakat bu bir kaç zırvacı varken maalesef onların esamesi okunmuyor.
Partilerin Doktrini olmalıdır, buna göre politikalar yapılıp siyaset üretilmelidir.
Bu duruma ters düşen habis urlar bir bir temizlenip yola devam edilmelidir.
Bugün bu “masal” muhabbetini terör uzantısı parti yapmış olsaydı inanın kimse dönüp bakmazdı çünkü onlardan beklenen bir açıklama olarak değerlendirirdik.
LGBT renkleri gibi her rengi bünyesine almaya çalışanlar belki günü kurtarırlar ama sonuca ulaşamayıp “gökkuşağı” partisi olarak devam ederler.
Özellikle Ekonomi olarak bıçağın kemiğe dayandığı bir dönemde Ülkenin menfaatlerini en üst seviyede tutup milletiyle barışık bir politika yapıp iktidar olma şansı varken bu tür söylemlerle “kime hizmet ediyor bu CHP” diye yeniden sorgulanmaya başlanmasını şaşkınlıkla izliyoruz hep beraber.
Mavi Vatan’dan en çok rahatsız olan Yunanlılar bile kendi meclislerinde böyle bir açıklama yapamamışken, CHP’li Namık Tan’ın hem de milletin meclisinde, Mavi Vatan’ı “masal” diye nitelemesi tepkileri de beraberinde getirmiş oldu.
Önce, muhtemelen dil sürçmesidir diye değerlendirmek istedim, fakat elindeki metinden okuduğunu görünce bunun bilinçli bir şekilde söylenmiş bir mesaj taşıdığı kanaatine vardım.
Aksi taktirde Namık Tan gibi deneyimli bir diplomatın böylesine bir gaf yapması kendisinden beklenemez elbette.
Türkiye üzerinde hain emelleri olan başta Yunanistan olmak üzere bütün emperyalist devletlere ve onların maşaları konumundaki PKK, FETÖ gibi bilumum terör örgütlerine verilmiş bir mesajdır.
Açılımı ise…
“Merak etmeyin, biz böyle düşünmüyoruz, bizim Mavi Vatan diye bir derdimiz yoktur”
Yoksa partiler üstü bir öneme sahip olan, Nasıl ki Anavatandan en ufak bir taviz verilmezken, Mavi Vatan için de aynı hassasiyetin gösterilmesi gerekirken bir milletvekilinin çıkıp “masal” nitelemesi yapması bu milletvekilinin açık ve seçik bir şekilde milleti karşısına almaktan başka bir şey değil.
Hep deriz ya! “Söyleyene değil, söyletene bak” diye…
Fakat burada üzücü olan, söyletenleri veya söyletmek isteyenleri zaten biliyoruz, bunda sorun yok.
Bu tür söylemleri genelde PKK uzantısı parti temsilcilerine yaptıranlar bu defa ülkenin Ana muhalefet partisinin temsilcisine yaptırmaları bana göre bir milli güvenlik sorunu hatta “beka” sorununun ta kendisidir.
Bir an düşünüyorum da, eğer altılı masa diye adlandırdığımız ittifak başarılı olsaydı bu zırvayı söyleyen Namık Tan muhtemelen dışişleri bakanı olacaktı. İşte tam da o zaman “beka” sorununa gülüp geçenler gerçekle yüz yüze gelecekti ki Allah korumuş bizleri.
Demokrasilerde, en az hükümet etmek kadar bir değere sahip olan Ana muhalefetin kendi milletinin menfaatlerini öteleyerek karanlık dehlizlerde tekrar tekrar iktidar arama sevdasına düşmesi gerçekten üzüyor bizleri.
Bu olay elbette ki ilk değil. Maalesef CHP’de benzer olaylara çok sık rastlıyoruz.
Önceki Genel Başkanın gerekçesini halen açıklayamadığı fakat nedenini milletin çok iyi bildiği Suriye, Libya tezkerelerine hayır demesi..
Yine bir diplomat olan Ünal Çeviköz’ün Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında Ermenistan’ın gönlünü hoş tutacak açıklamalar yapması halen zihnimizde yerini korurken, Namık Tan son zırvası ile tüy dikmiş oldu. kime hizmet ediyor bu CHP diye yeniden sorgulanmaya başlandı.
Elbette ki CHP içerisinde ülke menfaatleri konusunda Asgari müşterekte buluşabilecek Vatanını ve milletini her şeyden üstün tutan bir birinden değerli siyasetçiler var.
Fakat bu bir kaç zırvacı varken maalesef onların esamesi okunmuyor.
Partilerin Doktrini olmalıdır, buna göre politikalar yapılıp siyaset üretilmelidir.
Bu duruma ters düşen habis urlar bir bir temizlenip yola devam edilmelidir.
Bugün bu “masal” muhabbetini terör uzantısı parti yapmış olsaydı inanın kimse dönüp bakmazdı çünkü onlardan beklenen bir açıklama olarak değerlendirirdik.
LGBT renkleri gibi her rengi bünyesine almaya çalışanlar belki günü kurtarırlar ama sonuca ulaşamayıp “gökkuşağı” partisi olarak devam ederler.
Özellikle Ekonomi olarak bıçağın kemiğe dayandığı bir dönemde Ülkenin menfaatlerini en üst seviyede tutup milletiyle barışık bir politika yapıp iktidar olma şansı varken bu tür söylemlerle “kime hizmet ediyor bu CHP” diye yeniden sorgulanmaya başlanmasını şaşkınlıkla izliyoruz hep beraber.
