Ferhat ÜNLÜ – 26 Temmuz 2024
1995 senesinin 24 Temmuz günü; Batı Trakya’da, Türk beldesi Gümülcine’ye giden bir otomobil kaza geçirdi. Kazanın tam olarak meydana geldiği mevki, İskeçe-Gümülcine yolu üzerinde Susurköy kavşağı idi. 29 yıl önceki bu kazada Batı Trakya Türk azınlığının gür sesi Dr. Sadık Ahmet hayatını kaybetti.
Bugün World Of Türkiye okurlarına, ölüm yıldönümünde Doktor Sadık Ahmet’in öyküsünü anlatacağım. Hayatıyla ve ölümüyle tekmil öyküsü film olmayı hak eden ve hayatının filmi de yapılan Doktor Ahmet, 48 yıllık ömrüne çok ama çok yaşantı sığdırdı.
7 Ocak 1947’de Gümülcine’ye bağlı Küçük Sirkeli (Agra) köyünde dünyaya geldi. Dedesi bir değirmenciydi ve bu lakapla anılırdı. Sadık Ahmet, isimlerini dedesinden ve babasından almıştı. Dedesinin adı Sadık, babasının ismi Ahmet’ti.
Sadık Ahmet, Yunanistan’da İkinci Dünya Savaşı’ndan çok değil, bir yıl sonra patlak veren ve 185 bin kişinin hayatını kaybettiği iç savaş döneminde (1946-1949) döneminde doğmuş bir ‘Bebek Patlaması Kuşağı’ üyesi idi.
Bahse konu dönemde Batı Trakya’daki Türk köyleri sık sık çetecilerin saldırılarına uğrardı; bu saldırılardan Büyük Sirkeli ve Küçük Sirkeli köyleri de nasibini alırdı. Geçimini çiftçilikle ve köydeki at arabalarına tekerlek yaparak sağlayan Sadık Ahmet’in babası, çetelerin üç yıl süren saldırılarından bir biçimde korunup ailesini hayatta tutmayı başardı.
Sadık Ahmet, 1954-1960 yılları arasında Küçük Sirkeli köyünde ilkokul eğitimi aldıktan sonra 60 senesinde Batı Trakya Türkleri’nin tek orta öğretim kurumu olan Celal Bayar Ortaokul ve Lisesi’nde eğitime başladı. Okula devam ederken Yunanlılar, Celal Bayar Okulu’nun ismini ‘Komotini Müslüman Ortaokulu ve Lisesi’ olarak değiştirdiler. Batı Trakya Türklerine, ‘Türk’ dememek için ne gerekiyorsa yapıyorlardı. Zaten Sadık Ahmet de siyasete girdikten sonra sırf Türk olduğu için cezaevine konulacaktı.
Celal Bayar Okulu’ndan mezun olup bölgeye doktor, diş hekimi, eczacı ve avukat olarak geri dönen Türklerin sayısı hiç de az değildi. Ancak bunlardan yalnızca biri, Türk kimliğini Yunanlılara kabul ettirmek üzere siyasete soyunacaktı.
Sadık Ahmet, 1966-67 döneminde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bir yıl okuduktan sonra Selanik Aristoteles Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptırdı ve 1974’te bu okulu bitirip doktor oldu. Sadık Ahmet’in Selanik’teki üniversite öğrenciliği Yunanistan’daki ‘Albaylar Cuntası’ dönemine denk geliyor. Bu nüans; Sadık Ahmet, bütün Batı Trakya Türk’ü erkekler gibi Yunan ordusuna askerlik yapmak zorunda olduğu için de önemli.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum yeri olan Selanik, Sadık Ahmet’te derin izler bıraktı. Öyle ki Ahmet, Selanik ile ilgili duygularını “Selanik günleri, benim hayatımın en çapraşık, en karışık duygularının içimde fırtınalar gibi estiği günlerdir. Bir tarafta muhteşem eserleri görüyor, gururlanıyor, diğer taraftan içine düştüğümüz durumu düşünüyor, hüzünleniyordum” cümleleri ile anlatmıştı.
KIBRIS HAREKÂTI’NDAN DOLAYI ASKERLİĞİ UZADI…
Sadık Ahmet’in Yunan ordusundaki askerlik süresi normalde 24 ay idi, ama Doktor Ahmet toplam 34 ay 15 gün askerlik yaptı. 1974’te yedek subay adayı olarak Yunan ordusuna katıldı. Ancak doktor olmasına rağmen yedek subay yapılmadı ve askerliğini piyade er olarak yaptı.
Acemi birliğini Korent’te tamamladıktan sonra Patras’a gönderildi. Korent de, Patras da; Rum isyanlarında pek çok Müslüman’ın katledildiği Mora Yarımadası’nda idi ve Batı Trakya’ya çok uzaktı.
Doktor Sadık Ahmet’in Yunan ordusuna katılmasından birkaç ay sonra Kıbrıs’ta sular ısındı. Albaylar Cuntası’na bağlı olarak Ada’yı bir oldu bitti ile Yunanistan’a bağlamak amacıyla Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı darbe yapıldı. Sonra gene bir Temmuz günü, 15 Temmuz 1974’te Nikos Sampson iktidara geldi.
Ada’nın Yunanistan’a bağlanması anlamına gelen bu ‘fiili’ duruma cevap olarak Türkiye Cumhuriyeti, garantörlük hakkının gereğini yerine getirip 20 Temmuz 1974’te ‘Ayşe’yi tatile çıkardı’, yani Ada’ya çıkarma yaptı.
Kıbrıs Harekâtı, Yunanistan’da Albaylar Cuntası’nın sonunu getirdi; ama Sadık Ahmet’in askerliğinin keyfi sebeplerle 24 aydan 30 aya uzatılmasına da vesile oldu. Buna bir de Kafkaesk suçsuz cezalar eklenince, askerliğini ancak 34,5 ayda tamamlayabildi.
Sadık Ahmet, askerliğini tamamlamasının ardından zorunlu doktorluk hizmetini Orta Yunanistan’da, Kardiça’ya bağlı Kastanya köyünde yaptı. 7 Ekim 1978 tarihinde, 25 Ağustos 1959 doğumlu İskeçeli Işık Müminoğlu ile evlendi. Bu evlilikten Levent (29 Eylül 1979) ve Funda (24 Nisan 1982) isimli iki çocuğu oldu.
Sadık Ahmet 1986’da Türk kimliğiyle politika yapmaya çalıştığı gerekçesiyle tutuklandı, bir yıl sonra 30 ay hapis cezasına çarptırıldı. Doktorluk mesleğinin de sağladığı avantajlarla Batı Trakya’da kısa sürede sevilen Sadık Ahmet 18 Haziran 1989 ve 8 Nisan 1990 tarihlerinde bağımsız güven listesinde iki kez milletvekili seçildi. Bu iki seçimin arasındaki 5 Kasım 1989 seçimlerinde milletvekili adaylık dilekçesinde bulunan eksik bir cümle sebebiyle men edildi. 10 Ekim 1993 seçimlerinde ise bağımsız adayların milletvekili seçilebilmesi için Yunanistan genelinde oyların yüzde 3’ünü alma şartı getirildi. Bu kararla Sadık Ahmet’in Yunan Parlamentosu’na girmesinin önü kapatılmış oldu.
Batı Trakya’daki azınlığın ilk ve tek siyasi partisi olan Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi-DEB, 1991 senesinde Gümülcine’de kuruldu. Amblemi, etrafında zeytin dalları bulunan bir dairenin içindeki beyaz güvercindir. Malum, her ikisi de barışın sembolüdür.
LOZAN ANTLAŞMASI’NIN YILDÖNÜMÜNDE…
11 Nisan 1992’deki ilk kurultayında Dr. Sadık Ahmet, DEB’in ilk genel başkanı seçildi. Sadık Ahmet, kurucusu olduğu partinin genel başkanlığı ile şüpheli bir trafik kazasında ölümü arasında geçen üç senede Batı Trakya Türkleri’nin hakları için mücadele verdi. Cesur bir mücadele adamıydı.
Doktor Sadık Ahmet; 24 Temmuz 1995 tarihinde, anlamlı bir tesadüf eseri Lozan Antlaşması’nın 72. yıldönümünde Gümülcine Susurköy’de (Sostis) şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Kaza meydana geldiğinde eşi ve iki çocuğu yanındaydı. Karısı; yolun sol tarafında traktörü görünce, “Sadık, bak köşede ileride, solda bir traktör var; ona dikkat et” dedi. Sürekli ölüm tehditleri aldığı için ailesinin tedirgin olduğunu bilen Sadık Ahmet ise bu cümleye, “Işık, sen de her şeye paranoya yapıyorsun. Traktör işte, sulama yapıyor, belli ki adamın tarlası var orada” diyerek mukabele etti.
Zaten henüz yarım asrı bile deviremediği 48 yıllık ömründe kurduğu son cümle de bu oldu. Sonrasında traktörün ansızın hareketlenmesi ve şoför mahallinin bulunduğu taraftan otomobile çarpması var. Bir ölüm ve bir ağır yaralanmalı bu kazanın üzerinden 29 yıl geçti.
Sadık Ahmet, iki gün önce doğduğu yerde Gümülcine’deki Kahveci Kabristanı’nda bulunda mezarı başında anıldı. Doktor Sadık Ahmet’i vefatının 29. yıldönümünde rahmetle anıyoruz.