Kahvaltının Mutlulukla Bir İlgisi Olmalı

“Yemek yemek üzerine ne düşünürsünüz bilmem ama, kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” demiş Cemal Süreya. Cemal Süreya için kahvaltının önemi aşikâr ama nedenini bilmiyorum. “Kahvaltı benim için günün en önemli olayıdır” demişti biri bana. Nedenini de iliştirmişti. Annesinin evde ne yaşanırsa yaşansın her sabah onları kahvaltı masasında nasıl topladığını hatırlayarak, bu geleneği kendi evinde de yaşattığını da eklemişti.

 

Nasıl bir anne çocuklarının kahvaltısını hazırladığında onları gün boyu takip edecek sevgi dolu bir korumayla güçlendiriyorsa bizler de aynısını kendimiz için yapabilir miyiz acaba? Günümüze sevgiyle doldurulmuş bir nezaket dokunuşuyla başlamak. Gün boyu bize eşlik edecek bir başlangıç. Her zaman bizi teşvik edecek bir iç ebeveyn inşa etme fırsatı olabilir mi günün ilk öğünü?

 

Hepimiz için uygulaması kolay bir yol olmayabilir. Hele ki anında açılan haz paketlerine indirgendiyse yemek alışkanlıklarımız bu yolu denemek için isteksiz de olabiliriz. Kapıya söylenen öğünler bir tık uzağımızdayken öğünlerimize niyet ve çaba katmak hatta onları sevdiklerimizle paylaşmak “kolayca” hayattan çıkarılabilir. Bu kolaylık yerine tadını çıkarabileceğimiz yeni bir deneyim olarak konumlandırabiliriz bu fırsatı. Bu fırsatı taçlandırmak isteyenler için terapötik bir yolculuk bile olabilir yemek hazırlamak.

 

Mesela, sadece yediğimiz yemekle ilgili düşünceleri değil, yemeği hazırlamanın da nasıl bir deneyim olduğunu yazmayı deneyebiliriz. Bir mutfak günlüğü hayal edin. Tatlarla ilgili düşüncelerimiz, o tatların bizlere anımsattıkları, bizleri nerelere götürdükleri. Bir nevi serbest çağrışım denemesi. Ayrıca bu günlükte keyif aldığımız ve yeniden yapmak istediğimiz tarifler de olabilir. Belki evlatlarımıza dilediklerinde verebileceğimiz bir hediyeye bile dönüşebilir günün birinde. Üstelik bu serüvenin nerede ve ne zaman başladığını kayda geçirmek gelişimimizi görmek için de iyi bir yol olacaktır.

 

Kalemler hazırsa başlayalım. Gerçekten keyif aldığınız son yemekle nasıldı? Acaba neyi beğenmiştiniz? Neredeydiniz tam olarak? Nasıl bir masaydı o keyifli yemeğin meskeni? Yanınızda birileri var mıydı? Kimlerdi? Sizin için o yemeğin keyifli olmasında katkıları neydi?

 

Tersini de düşünebiliriz. Mesela, en son keyif almadığınız yemeği hatırlıyor musunuz? O yemekte sizin için hoş olmayan ne vardı? Bu soruların hepsinin yanıtları olmayabilir. Ya da başka sorular da sorulabilir. Önemli olan deneyimlerimizin ne anlama geldiğini merak etmeyi denemek. Biraz kazı yapmak gibi. Kazmaya başladığımızda daha fazla bilgi ortaya çıkacak ve iç dünyamıza biraz daha yakından bakma fırsatlarımız olacak.

 

Ne dersiniz? Denemeye değer mi?

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

“Yemek yemek üzerine ne düşünürsünüz bilmem ama, kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” demiş Cemal Süreya. Cemal Süreya için kahvaltının önemi aşikâr ama nedenini bilmiyorum. “Kahvaltı benim için günün en önemli olayıdır” demişti biri bana. Nedenini de iliştirmişti. Annesinin evde ne yaşanırsa yaşansın her sabah onları kahvaltı masasında nasıl topladığını hatırlayarak, bu geleneği kendi evinde de yaşattığını da eklemişti.

 

Nasıl bir anne çocuklarının kahvaltısını hazırladığında onları gün boyu takip edecek sevgi dolu bir korumayla güçlendiriyorsa bizler de aynısını kendimiz için yapabilir miyiz acaba? Günümüze sevgiyle doldurulmuş bir nezaket dokunuşuyla başlamak. Gün boyu bize eşlik edecek bir başlangıç. Her zaman bizi teşvik edecek bir iç ebeveyn inşa etme fırsatı olabilir mi günün ilk öğünü?

 

Hepimiz için uygulaması kolay bir yol olmayabilir. Hele ki anında açılan haz paketlerine indirgendiyse yemek alışkanlıklarımız bu yolu denemek için isteksiz de olabiliriz. Kapıya söylenen öğünler bir tık uzağımızdayken öğünlerimize niyet ve çaba katmak hatta onları sevdiklerimizle paylaşmak “kolayca” hayattan çıkarılabilir. Bu kolaylık yerine tadını çıkarabileceğimiz yeni bir deneyim olarak konumlandırabiliriz bu fırsatı. Bu fırsatı taçlandırmak isteyenler için terapötik bir yolculuk bile olabilir yemek hazırlamak.

 

Mesela, sadece yediğimiz yemekle ilgili düşünceleri değil, yemeği hazırlamanın da nasıl bir deneyim olduğunu yazmayı deneyebiliriz. Bir mutfak günlüğü hayal edin. Tatlarla ilgili düşüncelerimiz, o tatların bizlere anımsattıkları, bizleri nerelere götürdükleri. Bir nevi serbest çağrışım denemesi. Ayrıca bu günlükte keyif aldığımız ve yeniden yapmak istediğimiz tarifler de olabilir. Belki evlatlarımıza dilediklerinde verebileceğimiz bir hediyeye bile dönüşebilir günün birinde. Üstelik bu serüvenin nerede ve ne zaman başladığını kayda geçirmek gelişimimizi görmek için de iyi bir yol olacaktır.

 

Kalemler hazırsa başlayalım. Gerçekten keyif aldığınız son yemekle nasıldı? Acaba neyi beğenmiştiniz? Neredeydiniz tam olarak? Nasıl bir masaydı o keyifli yemeğin meskeni? Yanınızda birileri var mıydı? Kimlerdi? Sizin için o yemeğin keyifli olmasında katkıları neydi?

 

Tersini de düşünebiliriz. Mesela, en son keyif almadığınız yemeği hatırlıyor musunuz? O yemekte sizin için hoş olmayan ne vardı? Bu soruların hepsinin yanıtları olmayabilir. Ya da başka sorular da sorulabilir. Önemli olan deneyimlerimizin ne anlama geldiğini merak etmeyi denemek. Biraz kazı yapmak gibi. Kazmaya başladığımızda daha fazla bilgi ortaya çıkacak ve iç dünyamıza biraz daha yakından bakma fırsatlarımız olacak.

 

Ne dersiniz? Denemeye değer mi?

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

“Yemek yemek üzerine ne düşünürsünüz bilmem ama, kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” demiş Cemal Süreya. Cemal Süreya için kahvaltının önemi aşikâr ama nedenini bilmiyorum. “Kahvaltı benim için günün en önemli olayıdır” demişti biri bana. Nedenini de iliştirmişti. Annesinin evde ne yaşanırsa yaşansın her sabah onları kahvaltı masasında nasıl topladığını hatırlayarak, bu geleneği kendi evinde de yaşattığını da eklemişti.

 

Nasıl bir anne çocuklarının kahvaltısını hazırladığında onları gün boyu takip edecek sevgi dolu bir korumayla güçlendiriyorsa bizler de aynısını kendimiz için yapabilir miyiz acaba? Günümüze sevgiyle doldurulmuş bir nezaket dokunuşuyla başlamak. Gün boyu bize eşlik edecek bir başlangıç. Her zaman bizi teşvik edecek bir iç ebeveyn inşa etme fırsatı olabilir mi günün ilk öğünü?

 

Hepimiz için uygulaması kolay bir yol olmayabilir. Hele ki anında açılan haz paketlerine indirgendiyse yemek alışkanlıklarımız bu yolu denemek için isteksiz de olabiliriz. Kapıya söylenen öğünler bir tık uzağımızdayken öğünlerimize niyet ve çaba katmak hatta onları sevdiklerimizle paylaşmak “kolayca” hayattan çıkarılabilir. Bu kolaylık yerine tadını çıkarabileceğimiz yeni bir deneyim olarak konumlandırabiliriz bu fırsatı. Bu fırsatı taçlandırmak isteyenler için terapötik bir yolculuk bile olabilir yemek hazırlamak.

 

Mesela, sadece yediğimiz yemekle ilgili düşünceleri değil, yemeği hazırlamanın da nasıl bir deneyim olduğunu yazmayı deneyebiliriz. Bir mutfak günlüğü hayal edin. Tatlarla ilgili düşüncelerimiz, o tatların bizlere anımsattıkları, bizleri nerelere götürdükleri. Bir nevi serbest çağrışım denemesi. Ayrıca bu günlükte keyif aldığımız ve yeniden yapmak istediğimiz tarifler de olabilir. Belki evlatlarımıza dilediklerinde verebileceğimiz bir hediyeye bile dönüşebilir günün birinde. Üstelik bu serüvenin nerede ve ne zaman başladığını kayda geçirmek gelişimimizi görmek için de iyi bir yol olacaktır.

 

Kalemler hazırsa başlayalım. Gerçekten keyif aldığınız son yemekle nasıldı? Acaba neyi beğenmiştiniz? Neredeydiniz tam olarak? Nasıl bir masaydı o keyifli yemeğin meskeni? Yanınızda birileri var mıydı? Kimlerdi? Sizin için o yemeğin keyifli olmasında katkıları neydi?

 

Tersini de düşünebiliriz. Mesela, en son keyif almadığınız yemeği hatırlıyor musunuz? O yemekte sizin için hoş olmayan ne vardı? Bu soruların hepsinin yanıtları olmayabilir. Ya da başka sorular da sorulabilir. Önemli olan deneyimlerimizin ne anlama geldiğini merak etmeyi denemek. Biraz kazı yapmak gibi. Kazmaya başladığımızda daha fazla bilgi ortaya çıkacak ve iç dünyamıza biraz daha yakından bakma fırsatlarımız olacak.

 

Ne dersiniz? Denemeye değer mi?

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.