Güney Kore, Japonya ve Çin’in ekonomik olarak yükselişi Asya’ya olan bakışın değişimini sağladı. Özellikle Çin’in iktisadi olarak büyümesi teknoloji üretim merkezlerinde köklü dönüşümlere neden oldu. Dünyanın en büyük ihracatçısı haline gelen ülke 21. yüzyılın en fazla tartışılan aktörüne dönüştü. BRICS, Asya Altyapı Yatırım ve Kalkınma Bankası, Yeni Kalkınma Bankası ve Yeni İpek Yolu gibi projelerin başını çeken Çin yeni bir eşiğe gelmiş bulunuyor. Satın alma gücü açısından dünyanın en büyük ülkesi olan ve küresel imalat sanayinin itici aktörü haline gelen Çin, Asya ülkeleriyle meydana gelen sınır anlaşmazlıklarını çözmek için Şanghay Beşlisinin kurulmasına katkı sundu. Rusya-Çin, Çin-Kazakistan ve Tacikistan-Çin arasındaki tarihsel sınır anlaşmazlıklarını barışçıl yollarla çözen Şanghay Beşlisi günümüzde Şanghay İşbirliği Örgütü haline geldi. NATO ile kıyaslanan Asya merkezli örgüt savunma harcamaları ve terörizmle mücadele gibi konular üzerinden değerlendirilmektedir. Günümüzde Ukrayna Savaşı nedeniyle savunma harcamaları Avrupa ve dünya genelinde artış gösterdi. NATO üyeleri toplamda 1,3 trilyon dolara yaklaşan savunma harcama kapasitesine ulaştılar. Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ise 500 milyar dolar sınırına yaklaşmış vaziyette bulunuyor. Afganistan’dan ABD’nin çekilişinin ardından mevcut karşılaştırmalar daha fazla yapılıyor. Fakat NATO benzeri bir yapıda kurulmayan ŞİÖ ilerleyen dönemde farklı şekilde tasarlanabilir.
ŞİÖ Dışişleri Bakanlar Konseyi, Hükümet Başkanları Konseyi, Devlet Başkanları Konseyi, Başkanlık Sekretaryası, Anti-Terör Ajansı, Temsilcilikler Konseyi ve Ulusal Koordinatörler Konseyi olmak üzere yedi birimden oluşan bir yapıdır. ŞİÖ, ASEAN, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrasya Ekonomik Birliği gibi uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmaktadır. Bölgesel sorunların çözümüne yönelik kurulan ŞİÖ, üyeleri arasında iş birliği kültürünü geliştirmekte ve istikrar ile barış ortamının sürdürülmesine odaklanmaktadır. Örgüt, terör örgütlerinin bölge ülkelerine yönelik tehditlerini ortadan kaldırmak amacıyla ortak istihbarat faaliyetlerine başlamış ve bu sayede üye ülkelerin güvenliğine katkıda bulunmuştur. ŞİÖ, siyasi, ekonomik, kültürel, teknolojik, eğitim, iyi komşuluk, dostluk, güven, istikrar, terörizmle mücadele ve ayrılıkçılığa karşı iş birliği hedefleriyle hareket etmektedir. Ancak, NATO ve Avrupa Birliği (AB) gibi geniş ve kapsamlı entegrasyonları henüz gerçekleştirememiştir. Askeri ve ekonomik hedeflerine rağmen, bağlayıcılığın zayıf olması, örgütün etki alanı ve kapasitesine olumsuz yansımaktadır. Sonuç olarak, ŞİÖ, bölgesel istikrar ve güvenliği artırma hedefiyle önemli adımlar atmış olsa da, daha geniş ve bağlayıcı bir entegrasyon sağlayarak etkinliğini ve kapasitesini artırma ihtiyacı bulunmaktadır.
Tayvan krizi, Güney Çin deniz sınırı anlaşmazlıkları, Ukrayna Savaşı, İsrail-Lübnan sınır çatışmaları, Yemen krizi, Kuzey Kore-Rusya savunma anlaşması ve Filistin meselesi İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD tarafından inşa edilen sistemin önemli dönüş noktalarıdır. Barışçıl yolla sorunların çözümünü önceleyen diplomatik kanallar yerini savaşan taraflara kredi ve yardım şekline dönüştü. Ukrayna Savaşı çatışmayı Avrupa’nın ortasına taşıdı ve küresel salgın iktidarların değişimini sağladı. Böyle bir kaotik dönemde ŞİÖ gibi örgütler önem taşıyor ancak Batılı kurumlara kıyasla işbirliğinin daha uzun vadede inşa edilmesi beklenebilir. Ayrıca Çin’in küresel dönüşüm sürecinde nasıl bir konuma ihtiyaç duyduğu ve hangi alanlarda meselelere dahil olacağı kritik tartışmaların başında geliyor. Sonuç olarak ŞİÖ öncülüğünde başlatılan Asya savunma platformu yeni çatışmaların yükseldiği bir dönemde kurumsallaşmaya çalışıyor.
Güney Kore, Japonya ve Çin’in ekonomik olarak yükselişi Asya’ya olan bakışın değişimini sağladı. Özellikle Çin’in iktisadi olarak büyümesi teknoloji üretim merkezlerinde köklü dönüşümlere neden oldu. Dünyanın en büyük ihracatçısı haline gelen ülke 21. yüzyılın en fazla tartışılan aktörüne dönüştü. BRICS, Asya Altyapı Yatırım ve Kalkınma Bankası, Yeni Kalkınma Bankası ve Yeni İpek Yolu gibi projelerin başını çeken Çin yeni bir eşiğe gelmiş bulunuyor. Satın alma gücü açısından dünyanın en büyük ülkesi olan ve küresel imalat sanayinin itici aktörü haline gelen Çin, Asya ülkeleriyle meydana gelen sınır anlaşmazlıklarını çözmek için Şanghay Beşlisinin kurulmasına katkı sundu. Rusya-Çin, Çin-Kazakistan ve Tacikistan-Çin arasındaki tarihsel sınır anlaşmazlıklarını barışçıl yollarla çözen Şanghay Beşlisi günümüzde Şanghay İşbirliği Örgütü haline geldi. NATO ile kıyaslanan Asya merkezli örgüt savunma harcamaları ve terörizmle mücadele gibi konular üzerinden değerlendirilmektedir. Günümüzde Ukrayna Savaşı nedeniyle savunma harcamaları Avrupa ve dünya genelinde artış gösterdi. NATO üyeleri toplamda 1,3 trilyon dolara yaklaşan savunma harcama kapasitesine ulaştılar. Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ise 500 milyar dolar sınırına yaklaşmış vaziyette bulunuyor. Afganistan’dan ABD’nin çekilişinin ardından mevcut karşılaştırmalar daha fazla yapılıyor. Fakat NATO benzeri bir yapıda kurulmayan ŞİÖ ilerleyen dönemde farklı şekilde tasarlanabilir.
ŞİÖ Dışişleri Bakanlar Konseyi, Hükümet Başkanları Konseyi, Devlet Başkanları Konseyi, Başkanlık Sekretaryası, Anti-Terör Ajansı, Temsilcilikler Konseyi ve Ulusal Koordinatörler Konseyi olmak üzere yedi birimden oluşan bir yapıdır. ŞİÖ, ASEAN, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrasya Ekonomik Birliği gibi uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmaktadır. Bölgesel sorunların çözümüne yönelik kurulan ŞİÖ, üyeleri arasında iş birliği kültürünü geliştirmekte ve istikrar ile barış ortamının sürdürülmesine odaklanmaktadır. Örgüt, terör örgütlerinin bölge ülkelerine yönelik tehditlerini ortadan kaldırmak amacıyla ortak istihbarat faaliyetlerine başlamış ve bu sayede üye ülkelerin güvenliğine katkıda bulunmuştur. ŞİÖ, siyasi, ekonomik, kültürel, teknolojik, eğitim, iyi komşuluk, dostluk, güven, istikrar, terörizmle mücadele ve ayrılıkçılığa karşı iş birliği hedefleriyle hareket etmektedir. Ancak, NATO ve Avrupa Birliği (AB) gibi geniş ve kapsamlı entegrasyonları henüz gerçekleştirememiştir. Askeri ve ekonomik hedeflerine rağmen, bağlayıcılığın zayıf olması, örgütün etki alanı ve kapasitesine olumsuz yansımaktadır. Sonuç olarak, ŞİÖ, bölgesel istikrar ve güvenliği artırma hedefiyle önemli adımlar atmış olsa da, daha geniş ve bağlayıcı bir entegrasyon sağlayarak etkinliğini ve kapasitesini artırma ihtiyacı bulunmaktadır.
Tayvan krizi, Güney Çin deniz sınırı anlaşmazlıkları, Ukrayna Savaşı, İsrail-Lübnan sınır çatışmaları, Yemen krizi, Kuzey Kore-Rusya savunma anlaşması ve Filistin meselesi İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD tarafından inşa edilen sistemin önemli dönüş noktalarıdır. Barışçıl yolla sorunların çözümünü önceleyen diplomatik kanallar yerini savaşan taraflara kredi ve yardım şekline dönüştü. Ukrayna Savaşı çatışmayı Avrupa’nın ortasına taşıdı ve küresel salgın iktidarların değişimini sağladı. Böyle bir kaotik dönemde ŞİÖ gibi örgütler önem taşıyor ancak Batılı kurumlara kıyasla işbirliğinin daha uzun vadede inşa edilmesi beklenebilir. Ayrıca Çin’in küresel dönüşüm sürecinde nasıl bir konuma ihtiyaç duyduğu ve hangi alanlarda meselelere dahil olacağı kritik tartışmaların başında geliyor. Sonuç olarak ŞİÖ öncülüğünde başlatılan Asya savunma platformu yeni çatışmaların yükseldiği bir dönemde kurumsallaşmaya çalışıyor.