Destanlaşan İsme Vefa: Ahmet Cevat Enstitüsü

haydar as

Haydar AS – 05 Haziran 2024

 

Türkiye’de destanlaşan “Çırpınırdın Karadeniz” eseri ve Azerbaycan Milli Marşı’nın da yazarı olarak bilinen, Türk dünyasında efsaneleşen bir isim, Azerbaycanlı Milli şair Ahmet Cevat…

Şiirlerinde yurt ve millet sevgisini işleyerek, milli duyguları öne çıkaran Ahmet Cevat, Adriyatik’ten Çin’e kadar Türk soyu halkların yaşadığı tüm bölgelerde tanınan ve bilinen bir isimdir.

Ahmet Cevat 1914’de Balkan Savaşları sırasında efsaneleşen Osmanlı savaş gemisi “Hamidiye” için “Çırpınırdın Karadeniz” adlı şiirini kaleme almıştı.

Mili duyguları öne çıkaran şiirleriyle yetinmeyen Ahmet Cevat, kendisi gibi yüreği Türklük sevdasıyla atan bir kaç arkadaşıyla birlikte, Sovyet idaresi altında olan Azerbaycan’dan kaçak yollarla Türkiye’ye geçip başta Balkan savaşları olmak üzere bir çok savaşta bizlerle birlikte omuz omuza mücadele etmiştir.

Ahmet Cevat’ın Türkiye’ye gizli yollarla gelip savaşması Sovyet idaresini rahatsız etmesinden dolayı Stalin tarafından tutuklanmasına sebep olmuştur ve tutukluluğun devamında ise maalesef 13 Ekim 1937’de kurşuna dizilerek idam edilmiştir.

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde yaşanan sevindirici bir gelişme bu yazıyı kaleme almama vesile olmuştur.

MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli Ahmet Cevat ismini ve mücadelesini gelecek nesillere aktarmak amacıyla bir Enstitü kurulması talimatı vermiştir.

“Unutmak ihanettir” şiarıyla hareket eden bir camiaya da bu yakışırdı zaten..

Devlet bey, bununla da kalmayıp kurulması gereken Enstitünün başına da, uzun süredir takip ettiğim örnek bir Ülkücü olan aynı zamanda Devlet Bey’in Baş Danışmanı olan Prof. Dr. Ruhi Ersoy’u getirmesiyle daha da anlamlandırmıştır.

O dönemin Ülkücü davranışlarının temel taşlarını döşeyen Ahmet Cevat ile, bu dönemin Ülkücü karakteri Sayın Ruhi Ersoy’u aynı potaya koyması ince düşünülmüş bir hamledir diye düşünüyorum.

Ruhi Bey’in bu görevi layıkıyla yapacağını, Ahmet Cevat isminin Ruhi Bey’le daha da anlam taşıyacağını ön görmekteyim.

İlginizi çekebilir!  Türkiye’nin Petrol Üretimi

Değerli dostlar, Ahmet Cevat ismi bugünkü “suya sabuna dokunmayan” lar “neyime lazımcılar” veya “banana Türkiye’den” diyen Vatansız ve Bayraksızlar için elbette bir anlam ifade etmemektedir.

Aşık Sefai’nin dediği gibi;

Bayraksızlar bayraksızlar
Yere düşse bayrak sızlar
Nerden bilsin kıymetini
Soysuz sopsuz bayraksızlar..

Fakat, bütün Turan elleri Türkün Bayrağına kurban edecek kadar Türk sevdalısı olan ve bu uğurda kurşuna dizilen bir kahramanı tanımak ve tanıtmak büyük anlam ifade etmektedir.

Çırpınırdın Karadeniz,
Bakıp Türk’ün bayrağına
Ah, deyerdim, heç ölmezdim,
Düşebilsem ayağına.

Düşebilsem ayağına dediği o şanlı bayrağın, göklerde ilelebet dalgalanması için hayatını feda etmiştir Ahmet Cevat.

Milli ülkümüz olan Turan’ın yeniden canlandırılması için son yıllarda atılan en büyük adım olarak takip ettiğimiz Türk Devletleri Topluluğu ile kazanılan ivmede Ahmet Cevat’ı yok saymak olmazdı elbette.

Bu konuda kurdurmak istediği enstitü ile Ahmet Cevat ismini ölümsüzleştiren Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Ruhi Ersoy başta olmak üzere emeği geçen ve geçecek olan herkese teşekkür ederken
Ahmet Cevat Enstitüsünün başta Türkiye olmak üzere Türk dünyasına hayırlı katkılar sunmasını temenni ediyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

haydar as

Haydar AS – 05 Haziran 2024

 

Türkiye’de destanlaşan “Çırpınırdın Karadeniz” eseri ve Azerbaycan Milli Marşı’nın da yazarı olarak bilinen, Türk dünyasında efsaneleşen bir isim, Azerbaycanlı Milli şair Ahmet Cevat…

Şiirlerinde yurt ve millet sevgisini işleyerek, milli duyguları öne çıkaran Ahmet Cevat, Adriyatik’ten Çin’e kadar Türk soyu halkların yaşadığı tüm bölgelerde tanınan ve bilinen bir isimdir.

Ahmet Cevat 1914’de Balkan Savaşları sırasında efsaneleşen Osmanlı savaş gemisi “Hamidiye” için “Çırpınırdın Karadeniz” adlı şiirini kaleme almıştı.

Mili duyguları öne çıkaran şiirleriyle yetinmeyen Ahmet Cevat, kendisi gibi yüreği Türklük sevdasıyla atan bir kaç arkadaşıyla birlikte, Sovyet idaresi altında olan Azerbaycan’dan kaçak yollarla Türkiye’ye geçip başta Balkan savaşları olmak üzere bir çok savaşta bizlerle birlikte omuz omuza mücadele etmiştir.

Ahmet Cevat’ın Türkiye’ye gizli yollarla gelip savaşması Sovyet idaresini rahatsız etmesinden dolayı Stalin tarafından tutuklanmasına sebep olmuştur ve tutukluluğun devamında ise maalesef 13 Ekim 1937’de kurşuna dizilerek idam edilmiştir.

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde yaşanan sevindirici bir gelişme bu yazıyı kaleme almama vesile olmuştur.

MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli Ahmet Cevat ismini ve mücadelesini gelecek nesillere aktarmak amacıyla bir Enstitü kurulması talimatı vermiştir.

“Unutmak ihanettir” şiarıyla hareket eden bir camiaya da bu yakışırdı zaten..

Devlet bey, bununla da kalmayıp kurulması gereken Enstitünün başına da, uzun süredir takip ettiğim örnek bir Ülkücü olan aynı zamanda Devlet Bey’in Baş Danışmanı olan Prof. Dr. Ruhi Ersoy’u getirmesiyle daha da anlamlandırmıştır.

O dönemin Ülkücü davranışlarının temel taşlarını döşeyen Ahmet Cevat ile, bu dönemin Ülkücü karakteri Sayın Ruhi Ersoy’u aynı potaya koyması ince düşünülmüş bir hamledir diye düşünüyorum.

Ruhi Bey’in bu görevi layıkıyla yapacağını, Ahmet Cevat isminin Ruhi Bey’le daha da anlam taşıyacağını ön görmekteyim.

İlginizi çekebilir!  Ruhumuzun Doyduğu Vakitler

Değerli dostlar, Ahmet Cevat ismi bugünkü “suya sabuna dokunmayan” lar “neyime lazımcılar” veya “banana Türkiye’den” diyen Vatansız ve Bayraksızlar için elbette bir anlam ifade etmemektedir.

Aşık Sefai’nin dediği gibi;

Bayraksızlar bayraksızlar
Yere düşse bayrak sızlar
Nerden bilsin kıymetini
Soysuz sopsuz bayraksızlar..

Fakat, bütün Turan elleri Türkün Bayrağına kurban edecek kadar Türk sevdalısı olan ve bu uğurda kurşuna dizilen bir kahramanı tanımak ve tanıtmak büyük anlam ifade etmektedir.

Çırpınırdın Karadeniz,
Bakıp Türk’ün bayrağına
Ah, deyerdim, heç ölmezdim,
Düşebilsem ayağına.

Düşebilsem ayağına dediği o şanlı bayrağın, göklerde ilelebet dalgalanması için hayatını feda etmiştir Ahmet Cevat.

Milli ülkümüz olan Turan’ın yeniden canlandırılması için son yıllarda atılan en büyük adım olarak takip ettiğimiz Türk Devletleri Topluluğu ile kazanılan ivmede Ahmet Cevat’ı yok saymak olmazdı elbette.

Bu konuda kurdurmak istediği enstitü ile Ahmet Cevat ismini ölümsüzleştiren Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Ruhi Ersoy başta olmak üzere emeği geçen ve geçecek olan herkese teşekkür ederken
Ahmet Cevat Enstitüsünün başta Türkiye olmak üzere Türk dünyasına hayırlı katkılar sunmasını temenni ediyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.