31 Mart Yerel seçimlerinde 61 Milyon seçmenin oy kullanacağını kabul edersek ve bunun içinde 16 milyonun üzerinde Emekli seçmen olduğu gerçeğiyle hareket edersek seçmenin dörtte birinin emekli seçmen olduğu ortaya çıkıyor.
Hal böyle iken bu seçim sonuçlarında emeklilerin belirleyici unsur olarak ön plana çıkması kaçınılmazdır.
Sayısal olarak emeklilerin toplam seçmen sayısının yüzde 26’sına tekabül etmesi inkar edilemez bir gerçektir.
Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerde emekliler iktidara kırgın olsalar da muhalefet kanadında bir umut görmedikleri için büyük çoğunluğu mevcut iktidardan yana tavır almıştı.
Fakat bu yerel seçimler, emeklilerin içinde bulunduğu ekonomik çöküntü nedeniyle hükümete bir uyarı şeklinde geçerse pek şaşırmam doğrusu.
Çünkü hep umut içinde bekleyen emekliler beş bin lira olarak öngörülen Bayram ikramiyesinin bile ödenmesinin kabul görmeyip üç bin liraya düşürülmesin, sıkıntının büyük olduğunun habercisi olarak değerlendirip olası bir zam beklentisi içine bile girmediler.
Zaten, ekonomik olarak çok zor günlerden geçtiğimiz bir dönemde yapılacak olan üç-beş bin liralık zammın bile hiç bir derde derman olmayacağı aşikar.
Halbuki Ocak ayında memurlara yapılan 8 bin küsur liralık seyyanen zam emeklilere de yapılmış olsaydı bugün 10 bin lira alan emekli vatandaşlar, 16.250 lira olarak açıklanan açlık sınırının çok çok altında kalarak ezilmezlerdi diye düşünüyorum.
Hele ki yoksulluk sınırının 53 bin lira olduğu bir dönemde emeklinin 10 bin lirası gerçekten sosyal adalet yönünden pek de adil olmamaktadır.
Bu yüzdendir ki olayı bir belediye başkanı seçimi olarak değerlendiren bu mağdur kesimin büyük bir kısmı, hükümete olan kırgınlıklarını küsme noktasına getirip hür iradeleri ile hükümeti cezalandırırlarsa sürpriz olmaz diye düşünüyorum.
Zaten yapılan kamuoyu araştırmalarında 65 yaş üstünün hükümete olan desteğinin gözle görülür bir şekilde azaldığının görülmesi bu düşüncemi destekler niteliktedir.
Değerli dostlar, bu tür sorunlar bana göre hep popülist politikaların sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
Bir önceki seçim öncesi muhalefetinde baskıları sonucu kaçınılmaz hale gelen 1,5- 2 milyonluk EYT’liyi sevindirmek için yapılan yanlış politikalar, bugün 16 milyon emeklinin üzülmesine eziyet çekmesine neden oluyor maalesef.
Kim bilir, 6 milyon kişiye ulaşması beklenen EYT kamburu daha kaç yıl emeklinin hak ettiği yaşamı öteleyecektir.
Bu EYT olayında hükümet kadar muhalefetinde sorumluluğu kaçınılmazdır.
Bugün çıkıp emeklinin mağduriyeti üzerinden oy devşirmeye çalışan muhalefet, dün EYT kozunu hükümete karşı kullanarak oy devşirme peşindeydi.
Halbuki gerek iktidar gerekse muhalefet olsun özellikle iktisadi yönden ülkeyi zor duruma sokacak popülist politikalardan uzak durup vatandaşın menfaatleri ile ilgili realist bir tutum sergilemelilerdir.
Özet olarak, bu yerel seçimde özellikle büyük şehirlerde yaşayan emekliler hükümete bir fatura kesmeye kalkarsa hiç şaşırmam.
İşin bir başka ilginç yanı ise, emeklilerin en zor yıllarından biri olan 2024’ün Cumhurbaşkanımız tarafından Emekliler Yılı olarak ilan edilmiş olması.
Kim bilir belki yılın ikinci yarısı, güzel günlerin habercisi olur.
31 Mart Yerel seçimlerinde 61 Milyon seçmenin oy kullanacağını kabul edersek ve bunun içinde 16 milyonun üzerinde Emekli seçmen olduğu gerçeğiyle hareket edersek seçmenin dörtte birinin emekli seçmen olduğu ortaya çıkıyor.
Hal böyle iken bu seçim sonuçlarında emeklilerin belirleyici unsur olarak ön plana çıkması kaçınılmazdır.
Sayısal olarak emeklilerin toplam seçmen sayısının yüzde 26’sına tekabül etmesi inkar edilemez bir gerçektir.
Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerde emekliler iktidara kırgın olsalar da muhalefet kanadında bir umut görmedikleri için büyük çoğunluğu mevcut iktidardan yana tavır almıştı.
Fakat bu yerel seçimler, emeklilerin içinde bulunduğu ekonomik çöküntü nedeniyle hükümete bir uyarı şeklinde geçerse pek şaşırmam doğrusu.
Çünkü hep umut içinde bekleyen emekliler beş bin lira olarak öngörülen Bayram ikramiyesinin bile ödenmesinin kabul görmeyip üç bin liraya düşürülmesin, sıkıntının büyük olduğunun habercisi olarak değerlendirip olası bir zam beklentisi içine bile girmediler.
Zaten, ekonomik olarak çok zor günlerden geçtiğimiz bir dönemde yapılacak olan üç-beş bin liralık zammın bile hiç bir derde derman olmayacağı aşikar.
Halbuki Ocak ayında memurlara yapılan 8 bin küsur liralık seyyanen zam emeklilere de yapılmış olsaydı bugün 10 bin lira alan emekli vatandaşlar, 16.250 lira olarak açıklanan açlık sınırının çok çok altında kalarak ezilmezlerdi diye düşünüyorum.
Hele ki yoksulluk sınırının 53 bin lira olduğu bir dönemde emeklinin 10 bin lirası gerçekten sosyal adalet yönünden pek de adil olmamaktadır.
Bu yüzdendir ki olayı bir belediye başkanı seçimi olarak değerlendiren bu mağdur kesimin büyük bir kısmı, hükümete olan kırgınlıklarını küsme noktasına getirip hür iradeleri ile hükümeti cezalandırırlarsa sürpriz olmaz diye düşünüyorum.
Zaten yapılan kamuoyu araştırmalarında 65 yaş üstünün hükümete olan desteğinin gözle görülür bir şekilde azaldığının görülmesi bu düşüncemi destekler niteliktedir.
Değerli dostlar, bu tür sorunlar bana göre hep popülist politikaların sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
Bir önceki seçim öncesi muhalefetinde baskıları sonucu kaçınılmaz hale gelen 1,5- 2 milyonluk EYT’liyi sevindirmek için yapılan yanlış politikalar, bugün 16 milyon emeklinin üzülmesine eziyet çekmesine neden oluyor maalesef.
Kim bilir, 6 milyon kişiye ulaşması beklenen EYT kamburu daha kaç yıl emeklinin hak ettiği yaşamı öteleyecektir.
Bu EYT olayında hükümet kadar muhalefetinde sorumluluğu kaçınılmazdır.
Bugün çıkıp emeklinin mağduriyeti üzerinden oy devşirmeye çalışan muhalefet, dün EYT kozunu hükümete karşı kullanarak oy devşirme peşindeydi.
Halbuki gerek iktidar gerekse muhalefet olsun özellikle iktisadi yönden ülkeyi zor duruma sokacak popülist politikalardan uzak durup vatandaşın menfaatleri ile ilgili realist bir tutum sergilemelilerdir.
Özet olarak, bu yerel seçimde özellikle büyük şehirlerde yaşayan emekliler hükümete bir fatura kesmeye kalkarsa hiç şaşırmam.
İşin bir başka ilginç yanı ise, emeklilerin en zor yıllarından biri olan 2024’ün Cumhurbaşkanımız tarafından Emekliler Yılı olarak ilan edilmiş olması.
Kim bilir belki yılın ikinci yarısı, güzel günlerin habercisi olur.