Ferhat ÜNLÜ – 11 Mart 2024
Mossad, İbranice’de enstitü demektir ve dolayısıyla İsrail gizli servisinin adının; ilk harfi büyük olmak kaydıyla kapital (büyük) değil, küçük yazılması gerekir. Ama bir galat-ı meşhur, yani yerleşik yanlış olduğu için -işin uzmanları da dâhil- Mossad’ın tamamını büyük harfle yazanlar çoğunlukta.
İsrail’in harici istihbarat teşkilatı Mossad, şu sıralar Türkiye’de adını en sık duyduğumuz yabancı gizli servislerden biri, hatta birincisi. Eskiden de ülkemizde ‘popüler’ bir gizli servisti, ama geçmişte daha ziyade propaganda gücünün etkisiyle dolaşıma sokulmuş istihbarat hikâyeleriyle adını duyururdu. Şimdilerde ise ülkemizde operasyon yürütmeye çalışırken yakayı ele verdiği casusluk skandallarıyla gündemde.
Bu yazıda World of Türkiye okurları için ülkemizin güzide kurumlarından, istihbarat servisimiz Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Mossad operasyonlarına odaklanacağız. Ki adını 20. Yüzyıl’ın başında Osmanlı’ya ait Filistin topraklarında faaliyet göstermiş NİLİ adlı casusluk örgütünden alan NİLİ suikast şebekesinin planlarını da ilk bu köşede okumuştunuz.
Son operasyonlarla ilgili yeni bilgi ve analizler ışığında İsrail’in acemi ajanları ya da Mossad’ın stajyer casusları diyebileceğimi hücre yapılarıyla ilgili gelişmeleri aktaracağım. Mossad, Türkiye’de acemi ajanları kullanmak zorunda; zira ülkemizde profesyonel casus çalıştırabilecek konumda değiller.
MOSSAD’IN CASE OFFICER’I: VICTORIA
Mossad’ın son çökertilen casusluk hücresinin kilit isimlerinden biri,
televizyonlarda gündüz kuşağı programlarına çıkan eski emniyetçi Hamza Turan Ayberk idi. Hamza Turan Ayberk, talimat aldığı Mossadçı’nın kod adını verdi: Victoria. Bir başka deyişle Ayberk’in, sorgusunda verdiği bilgilere göre bağlı olduğu Mossad ‘case officer’ının yani, ajan yöneticisinin kod adı Victoria imiş. Victoria’s Secret diye bir moda şirketi var, anlamı Victoria’nın Sırrı’dır ve Kraliçe Victoria döneminden ilhamla adı konulmuş bir şirkettir. Elbette Ayberk de Victoria’nın gerçek kimliğini bilmiyor. Zaten İsrail, bu tür kozmik bilgileri stajyer casuslarına vermez. Acemi casus Ayberk bilse onun adını da hemen söylerdi. Çünkü sorguda yalan söyleme ihtimalleri yok, istihbarat sorgusunda poligraf, yani yalan makinesi kullanılıyor.
İmdi… Gelelim hukuki açıdan son duruma… Bu son yakalanan hücrenin 6 üyesi İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir kişi ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Onun da hareketleri izlenecektir kuvvetle muhtemel.
RAPORLARI KRİPTOLU GÖNDERİYORLARDI
Peki; bu Mossad hücreleri İsrail gizli servisine ne tür bilgiler sağlamışlar, ona da bir bakalım. Ülkemizdeki Orta Doğulu; bilhassa da Filistinli, Suriyeli ve Iraklı şahıslarla ilgili; sadece şahıslar da değil şirketlerle ilgili tehdit, takip, gözetleme, foto-video dokümante işleri yapıyorlardı. Ve bu bilgileri hazırladıkları raporlarla kripto, yani gizli haberleşme yöntemleri üzerinden Mossad’a iletiyorlardı. Ayberk bunu itiraf etti. Bunun karşılığında ne alıyordu? Cüzzi paralar, spagetti western jargonuyla söylersek ‘bir avuç dolar’ alıyordu. Ödemeleri kripto para olarak alıyordu, tabii bu aralar Bitcoin de ‘Boğa Sezonu’na girdiğine göre kendince kârlı bir alışveriş içinde olduğunu düşünüyordu.
Bu Ayberk soyadlı zatın mali durumunda 2019’dan sonra olağan dışı bir şekilde iyileşme gözlemlenmiş. İlla kokusu çıkar, parayı takip edince hemen şifreleri çözüyorsunuz.
TÜRKİYE’DE DEĞİL, YURT DIŞINDA GÖRÜŞÜYORLAR
Öte yandan Mossad casus yöneticileriyle görüşmelerin Türkiye’de yapılmadığını, yurt dışında gerçekleştirildiğini de not düşelim. Bu Ayberk, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ta görüşmüş mesela Victoria ile. Daha önce yakalanan hücreler de İsviçre’nin İstanbul’u olan Zürih’te Mossadçılarla görüşmüşlerdi. Bir Mossad casus yöneticisi, yani case officer ile orada buluşmuşlardı. Ayberk’in görüştüğü Mossad ekibinde Andrea, Robert ve Marc kod adlı ajanlar da varmış.
Hatırlarsanız bunların NİLİ diye bir suikast şebekesi kurduklarını ilk biz duyurmuştuk. Mossad’ın Türkiye’deki son girişimlerini NİLİ suikast şebekesi ile ilgili 31 Ekim 2023’te bu köşede yayınlanan yazıyla ilk siz öğrenmiştiniz. Son çökertilen hücre de işte bu NİLİ adlı suikast şebekesine bilgi sağlıyordu. MİT, 6 Ocak 2024’te, kuruluşunun 97. Yıldönümü’ne hazırlanırken NİLİ adlı yeni suikast şebekesine istihbarat toplayan hücreyi çökertmişti. İki ay önce yakalanan 34 kişiden 15’i tutuklanmış, 11’i adli kontrolle serbest bırakılmış, sekizi de sınır dışı edilmişti.
Daha önceki yazılarda da dile getirmiştim; halen aranan hücre üyeleri de var, bunlar da en kısa sürede yakalanacaktır. Bir kısmı yakalandı, yakalanmaya da devam edilecekler. Dolayısıyla bundan sonraki aşamalar için şu öngörüde bulunabiliriz: Milli İstihbarat Teşkilatı’nı Mossad konusunda takip edin; Hollywood filmlerini aratmayan yeni gelişmeler kapıda.