Ferhat ÜNLÜ – 8 Mart 2024
Tarihte terör tehdidine ilk maruz kalan milletlerden biri Türklerdir. Ama Türklerden önce Romalılar, Anadolu’yu ve dahi Orta Doğu’nun Anadolu periferisindeki kısımlarını kapsayan devasa bir imparatorluk kurdukları için terörle sınanan ilk örnek olmuşlardır.
İngiliz asıllı Amerikalı tarihçi Bernard Lewis, tarihteki ilk terör örgütlerinden biri -hatta Zelotlar’ı saymazsak- birincisi olan Haşhaşilerin, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun yıkılmasındaki dolaylı rolünü Haşhaşiler adlı kitabında anlatmıştır. Mezkûr kitaptaki şu cümlesi asimetrik savaşın ilk tarihsel örneklerini resmettiği için önemlidir:
“Türkler, sarsılmaz bir askeri güce sahiptiler; dini ekollerinin ortodoksisi karşısında herhangi bir ciddi karşıt fikir kalmamıştı. Lâkin başka taarruz usulleri mevcuttu. Bir yeni davete ve yola ihtiyaç vardı. Tam da Hasan Sabbah isimli bir devrimci deha, bu ihtiyaçlara cevap olmuştur.”
Terör, tarihin kadim dönemlerinden bu yana siyasi amaçlar elde etmek için kullanılan bir enstrüman olmuştur, ama kavramsallaştırılması 18. Yüzyıl sonuna, Fransız Devrimi dönemine dayanır.
Terörün tanımında siyasal hedeflere ulaşma nüansı zaten mevcuttur. Terörizm,
siyasal, dinsel ve ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara ve devletlerin güvenlik güçlerine yönelik her türlü şiddet eylemini anlatmak için kullanılan bir kavramdır.
Dilimize, kökeni Latince’deki ‘terror’ sözcüğüne dayalı Fransızca ‘terreur’ kelimesinden geçen terörü, toplumun ortak korkusu olarak tanımlamak mümkündür. Terörün kavramının ilk kullanımına Fransız Devrimi sırasında rastlanır. 5 Eylül 1793 günü, yani devrimden dört yıl sonra Ulusal Konvansiyon bir bildiri ile devrim karşıtlarına karşı terör uygulanacağını açıklamıştır:
“Devrime komplo kuran tüm kişileri dehşete düşürmenin zamanı geldi. Kanun adamları, Terörü başlatın.”
Terör kavramının, örgütler tarafından değil de bir devlet tarafından dolaşıma sokulmuş olması bu açıdan manidardır.
TARİHİN İLK TERÖR ÖRGÜTÜ
Tarihte ortaya çıkmış ilk terör örgütü Zelotlardır. Zelotlar, Milattan Sonra ilk yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun Yahudiye Eyaleti’nde halkı imparatorluğa karşı isyan etmeye ve onu kutsal topraklardan silah zoruyla kovmaya yönelik bir siyasal şiddet hareketiydi.
Zelotlar, Roma hâkimiyetine şiddetle karşı çıkıyorlardı ve Romalılarla işbirliği yapanlar da başta olmak üzere pek çok kesime düşman kesilmişlerdi. İsimlerini, Yunanca’daki ‘adanmış’ kelimesinden türemiş Zelotes kavramından alıyorlardı.
Zelotlarla ilgili bilgiler Milattan Sonra 66’daki Büyük Yahudi İsyanı’na tanıklık etmiş Yahudi tarihçi Flavius Josephus’tan geliyor. Zelotlar, Sicarii olarak bilinen bir alt gruplarıyla meşhurlardı. Bu Sicarii’ler, tıpkı kendilerinden bin yıl sonra ortaya çıkacak Haşhaşiler gibi hançerli terör eylemleriyle nam salmışlardı. Zaten isimleri de küçük, kısa saplı bir hançer olan Sicar’dan geliyordu.
Hançerli terör eylemleriyle nam salmış tarihteki ikinci büyük terör örgütü Haşhaşiler ise Şia mezhebinin İsmailiye koluna mensup Hasan bin Sabbah tarafından 1090 yılının Eylül ayında şimdiki İran sınırlarında kurulmuştu. Haşhaşiler, Doğu İran’da Hazar denizine yakın Kazvin şehrindeki Alamut Kalesi’nde mukim bir terör yapılanmasıydı.
Haşhaşilerin en büyük terör eylemlerinden biri, 14 Ekim 1092’de Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun baş veziri Nizamülmülk’ün öldürülmesidir.
Devlet kurma becerileriyle bilinen Türkler Haşhaşilerden bu tarafa terör tehdidine en çok maruz kalan milletlerden biri olmuştur. Bu, tarihin ironik tecellilerinden biridir. Organize olmayı bilen bir milletin, daha mikro organizasyonların asimetrik şiddet eylemlerine maruz kalması, kendi karşıtıyla sınanmanın klasik bir örneğidir. Tarihte 16 Türk devletinin kurulmuş olması bir başarıdır evet; ama bu 16 devletin, terörün de aralarında bulunduğu asimetrik tehditlerle yıkılmış olması da imtihanda; sorunun, hep aynı yerden geldiğini göstermektedir. ‘Dünyayı terörle tanıştıran ilk millet olan’ Yahudilerin de tarih boyunca hep devlet kurmakla sınanmış olması, tarihin bir diğer ironik tecellisidir.
TÜRKİYE’NİN TERÖRLE MÜCADELE METODOLOJİSİ
Türkiye Cumhuriyeti, PKK terörüyle mücadelenin 46 yıllık tarihi boyunca (Örgütün ilk silahlı eylemlere başladığı 1984’ü değil, kurulduğu 1978’i baz alıyorum) çok farklı yöntemler denemiştir. Günümüzde terörle mücadelede en net sonuçların alındığı metodolojiye, elbette siyasi/diplomatik güçle de ilintili olarak ulaşılmıştır.
Zelotlar vasıtasıyla dünyayı terörle tanıştıran ilk millet olan Yahudilerin ise Netanyahu yönetimi altında devlet sınavı devam etmektedir. Bir insan ömründen daha kısa bir tarihi olan İsrail devletinin bugünkü metodolojisi ile bölgede kalıcı bir huzura erişme imkânı yoktur. Tarihsel anlamda Türklerin terör, Yahudilerin devlet sınavından çıkarılacak dersin özeti budur.