18 kez görüntülendi.

Düğün Değil Bayram Değil

Coşkun BAŞBUĞ – 14 Şubat 2024

 

Amerika F-16’ları neden veriyor?

Aslında Amerika denilen şeytanın bu hareketi karşısında ilk sorulması gereken soru bu.

Fakat bizler bu sorudan çok Amerika’nın bize vereceği uçaklara ve modernizasyon kitlerine odaklandık.

Çünkü konu aylardır gündemi meşgul eden kabak tadı vermiş bir konuydu.

Bu nedenle heyecan yaratması doğaldı.

 

Peki Neden…

Evet Amerika neden bir çırpıda sürecin önünü açmıştı. Aylardır boğuştuğumuz mesele nasıl olmuştu da bir anda çözüme kavuşmuştu.

Bu konu İsveç’in NATO’ya üyeliğini onaylamamıza bağlandı ancak bu tez doğru bir tez değildi.

Zira bu gelişmenin evveliyatı vardı.

Meseleyi o noktadan ele alırsanız karşılaşacağınız gerçek o dur ki İsveç elbette süreçte bir tetikleyicidir ama hiçbir zaman meselenin özü değildir.

Meselenin özü Biden tarafından 2022 yılında senatoya yazılan bir mektuptu.

Bu mektupta yer alan bir satır bugünlerin habercisi, aynı zamanda olacaklarında göstergesiydi.

Ne diyordu o satır;

“Türkiye’ye F-16 satmak Amerika’nın menfaatinedir.”

 

Şaşırdık mı…

Asla…

Bu satırdan da anlaşılacağı gibi derin Amerika uçakları Türkiye’ye satma taraftarıydı.

Zira o derin Amerika son günlerde kendi içinde Türkiye’ye karşı uyguladıkları politikaları tartışıyordu.

Ağırlıklı bir kesim Türkiye’yi dışlamalarının yanlış olduğunu, Türkiye’nin talep ettiği silah ve teçhizatları vermemekle Türkiye’yi Rusya, Çin gibi diğer bloklara ittiklerini anlatıyordu.

Hatta bir kesim eleştirilerin dozunu artırarak “Yahu adamlar kendi uçaklarını yapmaya başladılar. Bundan üç beş yıl sonra biz vermek istesek de almayacaklar. Biz neyin peşindeyiz, neyin hesabını yapıyoruz.” diyerek tepki göstermeye başlamışlardı.

İşte bu atmosfer değişikliğinin etkileri, araya giren çeşitli nedenlerden dolayı ancak bugün hissedilmeye başlandı.

Yapılan tespit doğru bir tespitti.

Sen patriot bataryalarını vermezsen Türkiye’de gider Rusya’dan alır.

Üstelik bu konuda hak verenlerden biri de Amerika devlet başkanı Trump’dı.

Ne demişti Trump;

“Türkiye S-400 krizinde haklı. Erdoğan, Obama yönetiminden Patriot almak istedi fakat verilmedi. Obama döneminde Türkiye’ye adil davranılmadı.”

Son yıllarda uyguladığı bu ve benzer politikalardan dolayı, Amerika giderek yalnızlaşıyor.

Bu durumu fark edenler bu handikabı aşmak için acilen bir şeyler yapılması gerektiğinin farkındalar.

Bunu aşmanın en kolay yollarından biri güçlü ve güvenilir bir müttefiki yanına çekmek.

Son günlerde Amerika’nın Türkiye’ye karşı uygulamış olduğu politikalar da görülen değişikliğin temel sebebi bu.

Bu gelişmede en çok sorulan soru acaba oynak Amerika yarın bir gün yan çizer mi.

Amerika’nın bu atmosferde yan çizme şansı yok.

Türkiye’yi yanına almak zorunda.

 

Teslimat Ne Zaman…

Bu durumda en çok merak edilen teslimatların ne zaman yapılacağı.

Burada bir yanlışı düzeltmekte fayda var.

Çünkü kamuoyunda ciddi bir kesim uçakların Türkiye’ye hemen verileceğini zannediyor.

Oysa bu tür projelerde teslimat çok uzun bir dönemi kapsıyor.

Öyle zannedildiği gibi uçaklar kapı önünde bizleri beklemiyor.

Üreteci firma Lockheed Martin’in elinde şu an çeşitli ülkelerden aldığı tam 136 adet  F-16 siparişi var.

Adı geçen şirket etik kurallar gereği elindeki siparişleri teslim ettikten sonra Türkiye’nin siparişlerini üretim planına alacaktır.

Satın alma anlaşmaları yapılmış üretim bekleyen ülkeler şunlar;

Bahreyn 16

Slovakya 14

Fas 24

Tayvan 66

Bulgaristan 16

Toplamda 136 adet olan bu üretimin 2027’ye kadar tamamlanması planlanıyor.

Bu da Türkiye’nin siparişlerinin üretimine en erken 2027’de başlanacağını gösteriyor.

Bu gerçekler ışığında bizim 40 adet uçağın tamamının teslim alınması ise yaklaşık 2030’ lu yıllara denk gelecek.

Çünkü fabrika ayda iki ila dört uçak arasında üretim yapabiliyor.

Modernizasyon kitleri ise ayrı bir muamma.

Tüm bu olayların netleşmesi için öncelikle iki ülkenin masaya oturması lazım.

Amerika’dan bize “talebiniz olumlu karşılanmıştır” şeklinde bir davet mektubu gelecek.

Sonrasında taraflar masaya oturacak ve faaliyet takvimi belirleyecekler.

İşte o zaman bizler önümüz görebileceğiz.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

coşkun başbuğ

Coşkun BAŞBUĞ – 14 Şubat 2024

 

Amerika F-16’ları neden veriyor?

Aslında Amerika denilen şeytanın bu hareketi karşısında ilk sorulması gereken soru bu.

Fakat bizler bu sorudan çok Amerika’nın bize vereceği uçaklara ve modernizasyon kitlerine odaklandık.

Çünkü konu aylardır gündemi meşgul eden kabak tadı vermiş bir konuydu.

Bu nedenle heyecan yaratması doğaldı.

 

Peki Neden…

Evet Amerika neden bir çırpıda sürecin önünü açmıştı. Aylardır boğuştuğumuz mesele nasıl olmuştu da bir anda çözüme kavuşmuştu.

Bu konu İsveç’in NATO’ya üyeliğini onaylamamıza bağlandı ancak bu tez doğru bir tez değildi.

Zira bu gelişmenin evveliyatı vardı.

Meseleyi o noktadan ele alırsanız karşılaşacağınız gerçek o dur ki İsveç elbette süreçte bir tetikleyicidir ama hiçbir zaman meselenin özü değildir.

Meselenin özü Biden tarafından 2022 yılında senatoya yazılan bir mektuptu.

Bu mektupta yer alan bir satır bugünlerin habercisi, aynı zamanda olacaklarında göstergesiydi.

Ne diyordu o satır;

“Türkiye’ye F-16 satmak Amerika’nın menfaatinedir.”

 

Şaşırdık mı…

Asla…

Bu satırdan da anlaşılacağı gibi derin Amerika uçakları Türkiye’ye satma taraftarıydı.

Zira o derin Amerika son günlerde kendi içinde Türkiye’ye karşı uyguladıkları politikaları tartışıyordu.

Ağırlıklı bir kesim Türkiye’yi dışlamalarının yanlış olduğunu, Türkiye’nin talep ettiği silah ve teçhizatları vermemekle Türkiye’yi Rusya, Çin gibi diğer bloklara ittiklerini anlatıyordu.

Hatta bir kesim eleştirilerin dozunu artırarak “Yahu adamlar kendi uçaklarını yapmaya başladılar. Bundan üç beş yıl sonra biz vermek istesek de almayacaklar. Biz neyin peşindeyiz, neyin hesabını yapıyoruz.” diyerek tepki göstermeye başlamışlardı.

İşte bu atmosfer değişikliğinin etkileri, araya giren çeşitli nedenlerden dolayı ancak bugün hissedilmeye başlandı.

Yapılan tespit doğru bir tespitti.

Sen patriot bataryalarını vermezsen Türkiye’de gider Rusya’dan alır.

Üstelik bu konuda hak verenlerden biri de Amerika devlet başkanı Trump’dı.

Ne demişti Trump;

“Türkiye S-400 krizinde haklı. Erdoğan, Obama yönetiminden Patriot almak istedi fakat verilmedi. Obama döneminde Türkiye’ye adil davranılmadı.”

Son yıllarda uyguladığı bu ve benzer politikalardan dolayı, Amerika giderek yalnızlaşıyor.

Bu durumu fark edenler bu handikabı aşmak için acilen bir şeyler yapılması gerektiğinin farkındalar.

Bunu aşmanın en kolay yollarından biri güçlü ve güvenilir bir müttefiki yanına çekmek.

Son günlerde Amerika’nın Türkiye’ye karşı uygulamış olduğu politikalar da görülen değişikliğin temel sebebi bu.

Bu gelişmede en çok sorulan soru acaba oynak Amerika yarın bir gün yan çizer mi.

Amerika’nın bu atmosferde yan çizme şansı yok.

Türkiye’yi yanına almak zorunda.

 

Teslimat Ne Zaman…

Bu durumda en çok merak edilen teslimatların ne zaman yapılacağı.

Burada bir yanlışı düzeltmekte fayda var.

Çünkü kamuoyunda ciddi bir kesim uçakların Türkiye’ye hemen verileceğini zannediyor.

Oysa bu tür projelerde teslimat çok uzun bir dönemi kapsıyor.

Öyle zannedildiği gibi uçaklar kapı önünde bizleri beklemiyor.

Üreteci firma Lockheed Martin’in elinde şu an çeşitli ülkelerden aldığı tam 136 adet  F-16 siparişi var.

Adı geçen şirket etik kurallar gereği elindeki siparişleri teslim ettikten sonra Türkiye’nin siparişlerini üretim planına alacaktır.

Satın alma anlaşmaları yapılmış üretim bekleyen ülkeler şunlar;

Bahreyn 16

Slovakya 14

Fas 24

Tayvan 66

Bulgaristan 16

Toplamda 136 adet olan bu üretimin 2027’ye kadar tamamlanması planlanıyor.

Bu da Türkiye’nin siparişlerinin üretimine en erken 2027’de başlanacağını gösteriyor.

Bu gerçekler ışığında bizim 40 adet uçağın tamamının teslim alınması ise yaklaşık 2030’ lu yıllara denk gelecek.

Çünkü fabrika ayda iki ila dört uçak arasında üretim yapabiliyor.

Modernizasyon kitleri ise ayrı bir muamma.

Tüm bu olayların netleşmesi için öncelikle iki ülkenin masaya oturması lazım.

Amerika’dan bize “talebiniz olumlu karşılanmıştır” şeklinde bir davet mektubu gelecek.

Sonrasında taraflar masaya oturacak ve faaliyet takvimi belirleyecekler.

İşte o zaman bizler önümüz görebileceğiz.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.