maymun çiçeği detayları

Ferhat ÜNLÜ – 06 Şubat 2024

 

Bundan tam bir yıl önce; aziz vatanımızın 11 güzide şehrini kapsayan, Britanya Adası büyüklüğündeki devasa bir alan şiddetli, korkunç bir depremle sarsıldı. Bölgede yaşayan yaklaşık 15 milyon vatandaşımız bir kâbusa uyandı. Aynı gün öğle vakitlerinde meydana gelen ikinci depremle birlikte afette toplam 53 bin 537 insanımız yitip gitti.

Depremin enkazı, kelimenin gerçek anlamıyla bina enkazlarından ibaret değildir. Depremin bir de manevi enkazı vardır. 6 Şubat afetinde anasını, babasını, gardaşını kaybeden çok tanıdığımız, akrabamız, kardeşimiz, yeğenimiz var. Allah hepsine bu kayıpların sabrını ihsan eylesin.

6 Şubat’ın fiziksel ve manevi enkazını kaldırmak; bu meselenin üstesinden psikolojik, toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla gelmek zaman aldı, alıyor. Ama millet olarak ayağa kalktık. Biz acıya mukavim, güçlü bir milletiz. Keşke daha az acı görsek de bu kadar mukavim, güçlü olmak durumunda kalmasak. Bu yüzden 6 Şubat afetinden çıkarmamız gereken çok ders var. Bu yazının asıl yazılış amacı da budur.

6 Şubat depremleri için yüzyılın, hatta bin yılın afeti denilmişti, ki hakikaten öyleydi. Zira bu tür bir deprem, jeologlara göre de bin yıl olmasa bile beş yüzyılda bir görülen türden bir afet. Deprem, ülkemizin mutfağı diyebileceğimiz bir bölgeyi, Güney ve Güneydoğu şehirlerimizi vurdu. Depremin ardından, daha doğrusu ikinci depremden sonra devlet ve millet ilk şoku atlatıp el ele verdi ve yaraları sarmaya çalıştı. Ne var ki 6 Şubat, çok büyük bir alanı yıktı. Hava ve yol koşulları da lojistiği olumsuz etkiledi.

 

DEPREMİN İSTİHBARATI YOK, AMA TEDBİR MÜMKÜN

Çalışma alanım istihbarat olduğu için her şeyi istihbaratla ilişkilendirmeye çalıştığım düşünülmesin, ama depremin istihbaratı yok. Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar mevcut fakat; değil öyle yıllar, aylar öncesinden, bir dakika önce bile yeraltındaki hareketleri algılayıp haber verecek bir sistem yok.

Deprem istihbaratı şimdilik bir ütopyadan ibaret, ama tedbir mümkün.

Peki; ne ders çıkarmalıyız 6 Şubat afetlerinden. Öncelikle şehirlerimizi doğru arazilere kurmalı, binalarımızı sağlam yapmalıyız. Ki deprem sonrası imar seferberliği bunun miladı oldu.

İlginizi çekebilir!  Destanlaşan İsme Vefa: Ahmet Cevat Enstitüsü

Şehirlerimizin; özellikle de Güney-Doğu ve Marmara’da fay hatları üzerinde kurulu olduğunun bilincine vararak bu kez sistemi baştan yanlış kurmaktan kaçınarak (çünkü bütün yanlışlar başlangıçla ilgidir) yeni bir başlangıç yapmaya çalışıyoruz. Yıkımın olduğu yerlerde dikey ve bitişik nizamdan vazgeçip, aralıklı ve yatay mimariye yönelmeye başladık. Cumhurbaşkanı Erdoğan, depreme dayanıklı afet evlerinin bir kısmının anahtarlarını depremzedelere teslim etti.

İkinci yapmamız gereken şey; depremi gündemden düşürmemek. Türkiye; bir deprem ülkesi, hatta dünyada zelzele yüzünden en çok can kaybı yaşayan ülke. Ama deprem olgusu, ülke gündeminde hak ettiği yeri işgal etmiyor. 6 Şubat 2023’ten önce yıllar yılı deprem hiç olmayacakmış gibi davranmışız. Acaba neden?”

Cevabı öyle hemen bir çırpıda verilecek bir soru değil, farkındayım. Bu konuda her meslekten herkesin, her kesimin üzerine düşen sorumluluklar var. Mimar, mühendis; binasını sağlam yapacak, denetleyen hakkıyla denetleyecek, bürokrasi bu konuda müteyakkız olacak, siyaset her daim bürokrasiyi afet bilinciyle sevk ve idare edecek. Sadece bu saydığım alanlarda değil, hayatın tüm alanlarında deprem bilinci, başat mesele haline gelecek. Gazeteci yazısını yazacak, öğretmen okulunda anlatacak vesaire…

 

DEVLET RAPORUNA 6 ŞUBAT AFETİNİN BOYUTLARI

Bu yazıda 6 Şubat depremlerinin ülkemize ekonomik faturasına da devletin bu konuda en kapsamlı raporundan yola çıkarak değinmek istiyorum. Eski adıyla Devlet Planlama Teşkilatı, bugünkü adıyla Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın hazırladığı 140 sayfalık rapora göre 6 Şubat depremlerinin maliyeti 2023 gelirimizin yüzde 10’una tekabül ediyor: 103,6 milyar dolar. Bu da takriben 2 trilyon Türk Lirası demek.

Rapora göre vatanımızda son 123 yılda can kaybı ve hasara neden olan tam 269 deprem meydana gelmiş. SBB’nin raporunda Türkiye’de 1900 yılı ile 2023 yılı arasında can kaybına veya hasara neden olan toplam 269 deprem olduğu belirtiliyor. Kayıp ve hasar sıralamasına göre en büyük deprem 2023 Kahramanmaraş, ikincisi 1939 Erzincan, üçüncüsü ise 1999 Gölcük merkezli Marmara depremi. Ülkemizde, 1900’den günümüze 7’nin üzerinde 20 deprem meydana gelmiş. Bu depremler şunlar:

İlginizi çekebilir!  Çocuklarda Konuşma Gecikmesi

9 Ağustos 1912: Şarköy-Tekirdağ. Büyüklük: 7.4

3 Ekim 1914: Burdur. Büyüklük. 7.0

24 Ocak 1916: Tokat. Büyüklük: 7.1

8 Kasım 1919: Ayvalık-Balıkesir. Büyüklük: 7.0

26 Haziran 1926: Datça Açıkları. Büyüklük: 7.7

20 Aralık 1942: Erbaa-Tokat. Büyüklük 7.0

26 Kasım 1943: Ilgaz-Çankırı. Büyüklük: 7.2

1 Şubat 1944: Gerede-Bolu. Büyüklük: 7.3

18 Mart 1953: Yenice-Gönen-Çanakkale. Büyüklük: 7.2

25 Nisan 1957: Akdeniz. Büyüklük: 7.1

26 Mayıs 1957: Abant-Bolu. Büyüklük: 7.1

6 Ekim 1964: Karacabey-Bursa. Büyüklük: 7.0

28 Mart 1970: Çavdarhisar-Kütahya. Büyüklük: 7.2

24 Kasım 1976: Çaldıran-Van. Büyüklük: 7.0

12 Kasım 1999: Düzce-Bolu. Büyüklük: 7.1

23 Ekim 2011: Merkez-Van. Büyüklük 7.1

SBB’nin raporuna göre afet bölgesinde bulunan 11 ilin ekonomik büyümeye etkisi 0,98 puan, bu illerin 2022 yılı ihracatı içindeki payı da yüzde 8,6. Gaziantep, bu toplam ihracat içerisinde yüzde 4,4’lük payı ile öne çıkıyor.

Rapora göre deprem bölgesindeki toplam bina sayısı yaklaşık 2,6 milyon. Bunların yaklaşık yüzde 90’ını mesken, yüzde 6’sını işyerleri ve yüzde 3’ünü kamu binaları oluşturuyor. 6 Şubat depreminde etkilenen 11 ilin toplam nüfusu, 2022 yılı için 14 milyon 13 bin 196 kişi olarak kayıtlara geçmiş. Ve bu nüfus, ülke demografisinin yüzde 16,4’üne tekabül ediyor.

Raporda ayağa kalkış planı için kısa, orta ve uzun vadede yapmamız gerekenler de sıralanıyor ki; bunların bir kısmını devlet, millet el ele yaptı. Halen de yapılması gerekenler var.

Son olarak depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına da birinci yıl vesilesiyle yine, yeniden, daima sabırlar dilemek istiyorum. Bilirim ki; yakınlarını kaybeden insanların bu hayattaki tesellilerinden biri, gidenlerle rüyalarda buluşmaktır. Onları, hayattaki en güzel halleriyle rüyalarda görmek… İnşallah sevdiklerinizle rüyalarınızda mülaki olursunuz; çünkü bu dünyada elimizden daha fazlası gelmez. Giden geri dönmez, ama bilinç ve tedbirle bundan sonrasında kayıpları engelleyebiliriz. 6 Şubat’ta yitirdiklerimizin hatıraları için üzerimize düşen vazife bu.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.