İstanbullunun hükümete sarı kart göstermesi ve olağanüstü vaatlerle seçmeni ikna edip seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’nun 5 yıllık yönetiminde bırakın vaatleri yerine getirmeyi, üstelik mevcut sorunları bir kördüğüm haline getiren İmamoğlu, seçmen nezdinde güvenirliğini kaybettiği için muhtemelen seçimin kaybedeni olacak gibi.
Göreve geldiği günden beri asıl amacının İstanbul olmadığını, daha yüksek makamlarda gözünün olduğunu hepimiz öğrenmiş olduk.
7/24 hareketli olan bir kente yönetici olan birinin kaybedeceği bir saatin bile büyük sorunlar yumağı oluşturacağını bilmeyen bir yöneticinin İstanbul’a talip olması maalesef bu sonu hazırlamış oldu.
Kavgayla, hizipçilikle, kibirle İstanbul’u yönettiğini sanıp, bununla yetinmeyip Ülkeyi yönetebilme hayallerine ışık hızıyla geçmesi, oda olmayınca bari partiyi ele geçireyim diyerek siyasette olabilecek her türlü entrikaları çevirmede mahir olan İmamoğlu’nun bir balon olduğu geç de olsa anlaşılmaya başlandı.
Bugünlerde küs olan ablasıyla birlikte kendi Genel Başkanı olan Sayın Kılıçdaroğlu’na Saraçhanede kumpas kuracak kadar taklacı bir kişiliğe sahip olan İmamoğlu belki bir şey olabilecekken hiç bir şey olamamanın vermiş olduğu sıkıntıyla ben nerde yanlış yaptım der mi acaba?
Gerçi ben nerde doğru yaptım dese daha çabuk kendine gelir bence…
Yaşatılan bu beş yıllık hayal kırıklığının ardından sütten ağzı yanan İstanbullular, bana göre çok iyi bir tercih olan Sayın Murat Kurum’un adaylığına ilk günden beri ilgi göstermeye başladılar.
Sahaya çıktığı ilk günden beri polemiklere girmeden tevazu ve alçak gönlüyle çalışmalarını sürdürüp yediden yetmişe her kesimin beğenisini kazanması gözlerden kaçmamaktadır.
İstanbul’un en önemli iki sorunundan biri olan kentsel dönüşüm ve ulaşım sorununu hazırlamış olduğu projelerle halkın karşısına çıkması, yaptıklarım yapacağımın teminatıdır algısıyla seçmen nezdinde kabul görmüştür.
Öyle ki; bu iki sorunu çözen başkan ömür boyu İstanbullunun gönlünde taht kurmayı başarır.
Her gün deprem korkusuyla yaşayan İstanbullular için, beş yılda 650 bin konutun dönüştürülecek sözü verilmesi elbette ki çok önemli.
Bu dönüşüme girecek olan vatandaşlara 700 bin TL hibe verilecek olması ayrıca 700 bin TL bir yıl faizsiz kredi verilmesi şimdiden vatandaşları heyecanlandırmaya yetti bile.
Üstelik ödeme konutun bitiminde başlayacak ve ilk yıl 5 bin 833 TL taksitlerle ödenecek.
Her gün en az iki, hatta üç saat zamanını trafikte geçiren İstanbullulara gerek her ilçeye raylı sistem yapacağım sözü, gerek deniz ulaşımını yaygınlaştırma sözü, gerek trafikte tıkanan bölgelere bypass yapılması ve alternatif tünel ve köprülerle daha çabuk ulaşımı sağlayacağız sözü elbette ki karşılık bulacaktır.
2019 yılında yapmış olduğu hatadan ders çıkaran İstanbulluların bu defa daha hassas davranacağını tahmin ediyorum.
Böylelikle hem şehri daha iyi yönetecek bir başkana kavuşacaklar, hem de İmamoğlu’nu CHP’nin başına musallat edip bu defa Özgür Özel’in ayağını kaydırmak için entrikalar çevirip hizipçilik oynamak için geniş zaman sunacaklar.
İstanbullunun hükümete sarı kart göstermesi ve olağanüstü vaatlerle seçmeni ikna edip seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’nun 5 yıllık yönetiminde bırakın vaatleri yerine getirmeyi, üstelik mevcut sorunları bir kördüğüm haline getiren İmamoğlu, seçmen nezdinde güvenirliğini kaybettiği için muhtemelen seçimin kaybedeni olacak gibi.
Göreve geldiği günden beri asıl amacının İstanbul olmadığını, daha yüksek makamlarda gözünün olduğunu hepimiz öğrenmiş olduk.
7/24 hareketli olan bir kente yönetici olan birinin kaybedeceği bir saatin bile büyük sorunlar yumağı oluşturacağını bilmeyen bir yöneticinin İstanbul’a talip olması maalesef bu sonu hazırlamış oldu.
Kavgayla, hizipçilikle, kibirle İstanbul’u yönettiğini sanıp, bununla yetinmeyip Ülkeyi yönetebilme hayallerine ışık hızıyla geçmesi, oda olmayınca bari partiyi ele geçireyim diyerek siyasette olabilecek her türlü entrikaları çevirmede mahir olan İmamoğlu’nun bir balon olduğu geç de olsa anlaşılmaya başlandı.
Bugünlerde küs olan ablasıyla birlikte kendi Genel Başkanı olan Sayın Kılıçdaroğlu’na Saraçhanede kumpas kuracak kadar taklacı bir kişiliğe sahip olan İmamoğlu belki bir şey olabilecekken hiç bir şey olamamanın vermiş olduğu sıkıntıyla ben nerde yanlış yaptım der mi acaba?
Gerçi ben nerde doğru yaptım dese daha çabuk kendine gelir bence…
Yaşatılan bu beş yıllık hayal kırıklığının ardından sütten ağzı yanan İstanbullular, bana göre çok iyi bir tercih olan Sayın Murat Kurum’un adaylığına ilk günden beri ilgi göstermeye başladılar.
Sahaya çıktığı ilk günden beri polemiklere girmeden tevazu ve alçak gönlüyle çalışmalarını sürdürüp yediden yetmişe her kesimin beğenisini kazanması gözlerden kaçmamaktadır.
İstanbul’un en önemli iki sorunundan biri olan kentsel dönüşüm ve ulaşım sorununu hazırlamış olduğu projelerle halkın karşısına çıkması, yaptıklarım yapacağımın teminatıdır algısıyla seçmen nezdinde kabul görmüştür.
Öyle ki; bu iki sorunu çözen başkan ömür boyu İstanbullunun gönlünde taht kurmayı başarır.
Her gün deprem korkusuyla yaşayan İstanbullular için, beş yılda 650 bin konutun dönüştürülecek sözü verilmesi elbette ki çok önemli.
Bu dönüşüme girecek olan vatandaşlara 700 bin TL hibe verilecek olması ayrıca 700 bin TL bir yıl faizsiz kredi verilmesi şimdiden vatandaşları heyecanlandırmaya yetti bile.
Üstelik ödeme konutun bitiminde başlayacak ve ilk yıl 5 bin 833 TL taksitlerle ödenecek.
Her gün en az iki, hatta üç saat zamanını trafikte geçiren İstanbullulara gerek her ilçeye raylı sistem yapacağım sözü, gerek deniz ulaşımını yaygınlaştırma sözü, gerek trafikte tıkanan bölgelere bypass yapılması ve alternatif tünel ve köprülerle daha çabuk ulaşımı sağlayacağız sözü elbette ki karşılık bulacaktır.
2019 yılında yapmış olduğu hatadan ders çıkaran İstanbulluların bu defa daha hassas davranacağını tahmin ediyorum.
Böylelikle hem şehri daha iyi yönetecek bir başkana kavuşacaklar, hem de İmamoğlu’nu CHP’nin başına musallat edip bu defa Özgür Özel’in ayağını kaydırmak için entrikalar çevirip hizipçilik oynamak için geniş zaman sunacaklar.
