Ferhat ÜNLÜ – 23 Ocak 2024
“Fidan’dan PKK ve KYB’ye tehdit.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM’de yaptığı konuşmada PKK’ya destek verdiğini ifade ettiği Kürdistan Yurtseverler Birliği’ni sert dille uyardı. Fidan, Ankara’nın Süleymaniye’ye karşı ‘ileri tedbirler’ alabileceğini belirtti.”
Yukarıda başlığını ve spotunu okuduğunuz haber, Alman medya organı Deutsche Welle’nin, kısa adıyla DW’nin, 16 Ocak 2024 tarihli haberinden…
Fidan’ın bu açıklamasının DW gözünden böyle yansımasında şaşılacak bir şey yok. Onların, terörü tolere eden genel yayın politikasıyla örtüşmeyen bir başlık ve spot değil bu. Aşinayız.
Mezkûr açıklama, istihbarat ve güvenlik alanında çalışan gazetecilere Süleymaniye mahreçli olarak gelen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) operasyonlarıyla birleştirildiğinde anlam kazanıyor. Ve onun ötesinde olan bitenler, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Başkanı İbrahim Kalın’ın gündemdeki Irak ziyaretiyle birleştirildiğinde ‘puzzle’ın siluetini görmeye başlıyorsunuz.
Irak, 2003’teki ABD işgalinden bu yana bir türlü kendine gelemedi. Ülkede üç parçalı bölünmüş bir siyasi yapı söz konusu; bu, istikrarsızlığı derinleştiriyor. Üç parçalı yapıda Şii Hilâli stratejisinin peşine takılmış İran’la birlikte hareket etmenin bedelini Iraklı Şiiler bile gördü. İran’ın tahakkümcü politikalarından rahatsızlar ve “Artık Irak’ı rahat bırakın” fikrini açıkça haykırmaya başladılar.
Kuzeye gelirsek, kuzeyde ABD’nin Suriye üzerinden PKK’yı besleme stratejisi de çöktü, çökecek. Bu strateji, Türkiye ile ilişkileri iyi olan KDP’yi rahatsız ediyor, ama şimdilik ellerinden pek bir şey gelmiyor. Onlar zaten İran’a hiç güvenmiyorlar.
ABD’YE YARANMAK İÇİN PKK’YA TOLERANS
Fidan’ın uyardığı KYB ise hem İran’la ilişkileri iyi tutmaya çalışan, hem de ABD ile ters düşmemeye özen gösteren (bunun için PKK’ya göz yummak gerekse bile…) bir çizgide yürüyor. Ve bunun sürdürülebilirliği kalmadı.
PKK’nın bölgedeki varlığı, Irak’ı istikrarsızlaştırıyor ve büyük komşu Türkiye ile de ilişkileri bozan başat faktör.
Bu bağlamda MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Irak ziyareti önemli. Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim
Kalın, Irak’a bu kritik dönemde gerçekleştirdiği ziyarette Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid, Irak Başbakanı Muhammed Şiya Es-Sudani, Şii ve Sünni gruplar ve Türkmenlerin temsilcileriyle görüştü. İran’a “Irak’tan elini çek” minvalinde bir açıklamayla son tepki gösteren kişi de Irak Başbakanı Es-Sudani idi.
Kalın’ın temaslarında ele alınan konulardan en önemlisi Türkiye’nin terörle mücadelesi, terör örgütü PKK tehdidi ve PKK ile mücadelede atılabilecek ortak adımlar olmuş. Bunun yanı sıra DEAŞ ile mücadelede iş birliğinin sürdürülmesi konusu da ele alınmış. Ayrıca bir güvenlik ve ekonomik iş birliği alanı olarak kalkınma yolu projesi ile Gazze savaşı ve savaşın Irak ile bölge ülkelerine yansıması konuları da gündeme gelmiş.
Orta Doğu’da hali hazırda İsrail’in Gazze katliamları, ABD’nin Yemen müdahalesi, İran’dan Pakistan’a uzanan hattaki gerginliklerden başlayarak dünya savaşına yol açabilecek pek çok sorun var. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da bu gerginliğin taşınamaz hale geldiğini uzun süredir dile getiriyor. ‘Ya tam barış ya tam savaş’ sürecinin arifesindeyiz anlamını çıkarabileceğimiz pek çok açıklaması var Fidan’ın.
Fidan, 15 Ocak’ta İran Devrim Muhafızları’nın Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi başkenti Erbil’e düzenlediği saldırının ardından ‘savaş sarmalının girdaba dönüşebileceği’ uyarısında da bulundu.
İran da, açıkçası Orta Doğu’daki son olayların fitilini ateşleyen silahlar patladıktan sonra İsrail’e cevap vermek yerine her şeyi yaptı. Pakistan’la dalaşmak, Irak’a efelenmek gibi…
MİT BAŞKANI’NIN ZİYARETİNDEKİ KOZMİK MESAJLAR
Tam da bu süreçte Türkiye, MİT Başkanı’nın temasları üzerinden Irak’taki bölünmüş siyasi yapılardan PKK’ya hoşgörüyle yaklaşan, ABD’ye şirin görünmeye çalışan KYB’ye gerekli mesajı veriyor.
Türkiye, 2019’dan beri Pençe Kilit Harekâtı operasyonları ile Kuzey Irak’ta. Terör bitene kadar da çıkmaya niyeti yok. Bu bağlamda diplomasiyle halledilmeyecek meselenin askeri seçenekle çözülmesi dâhil bütün opsiyonlar masada. Hem KYB, yaşımız yettiği için iyi hatırlıyoruz, n’oldu da 1990’lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte PKK’ya karşı operasyonlara iştirak ettiği halde bugün Süleymaniye’den başlayarak terör örgütünü korur gözetir hale geldi.
Celal Talabani (Ki Kürt kimliğiyle Irak Cumhurbaşkanlığı da yapmış önemli bir siyasetçiydi) döneminde KYB, Türkiye ile iyi geçinmeye özen gösteriyordu. Ama belli ki yeni nesil KYB’ciler bölge dengelerinin pek farkında değil.
Türkiye’nin Türkmen gruplar, Sünni gruplar ve Şii gruplar üzerinde nüfuzu var ve ayrıca KDP üzerinden Kürt gruplar üzerinde de nüfuzu var. KYB, Türkiye’yi karşısına alırsa tıpkı PKK gibi yalnız kalacaktır.
TÜRKİYE HEM SAVAŞIN, HEM DE BARIŞIN KURDUDUR
Dışişleri Bakanı Fidan’ın açıklamalarını ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Irak ziyaretini daha makro perspektiften baktığımızda bölgemizi karıştıran ABD ve İsrail’e bir mesaj olarak da okumalıyız.
16 Ekim’de bu köşede yayınlanan ‘Savaşın kurdu ve ateş çemberi’ başlıklı yazı şu cümlelerle bitirmiştik. Şimdi o satırların altını çizmenin zamanıdır:
“Türkiye aslan değil; kurttur, kurt…
Hem hastalığın kurdudur, hem de sağlığın…
Hem sevginin kurdudur, hem de hiddetin…
Hem savaşın kurdudur, hem de barışın…
Hem tarihin kurdudur, hem de zamanın…”