Farkında mısınız, kan dondurucu açıklamaların yapıldığı Epstein davasının dünyayı ayağa kaldıracağına sıradan bir olaymış gibi üzerinin kapatılması istenmekte sanki.
Epstein’in ve müdavimlerinin büyük bölümünün Yahudi olması bu işi sümen altına aldıracak gibi gözüküyor.
Epstein’i kısaca tanıyacak olursak;
1953’de New York’ta Yahudi bir ailede dünyaya gelen Jeffrey Epstein Öğretmenlik, bankacılık ve finans sektörlerinde faaliyet gösterirken çevresi geniş çok zengin bir iş insanı oluyor.
Kendi adına kurduğu vakıflar aracılığı ile birçok hayır kurumuna, üniversitelere bağışlar yapan Epstein 2005’te Florida’da 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla polis tarafından izlemeye alınmasıyla kendi adına skandallar başlamış oluyor.
2008’de biri 18 yaşından küçük iki genç kızın istismarından suçlu bulunup, bu olaydan sadece 13 ay ceza alıyor.
2019’da Florida ve New York’ta küçük çocukları taciz etmek ve fuhuş nedeniyle tekrar tutuklanıyor.
Aynı yıl tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Cezaevinde hücresinde kendini astığı belirtilse de bazılarına göre öldürülmüş veya gizli bir kimlikle halen yaşadığı iddia edilmektedir.
Epstein’in kendi adını taşıyan adasında, küçük çocukları, misafir ettiği ünlü kişilere sunması ve bunun ileride şantaj malzemesi olması için kayda alınması üyesi olduğu iddia edilen MOSSAD tarafından istenildiği söylenmektedir.
Adaya gelip bu iğrenç ilişkilere giren ünlü isimleri görünce şaşırmamak elde değil.
Trump’dan Prens Andrew’a, Clinton’dan CIA direktörü William Burns’a,
Aktör Kevin Spacey’den pop star Michael Jackson’a,
Sihirbaz David Copperfield’den Oyuncu Woody Allen’a,
Bill Gates’den Eski Norveç Başbakanı’na, İsrail Başbakanı Ehud Barak’a kadar…
İş, Siyaset ve Sinema dünyasının ünlü isimlerinin bu vahşete ortak olmaları insanlığımızı sorgulatır hale getirdi maalesef.
Hele iddia edildiği gibi Clinton, David Rockefeller ve George Soros’un genç kalmak için yaptırdıkları Adrenocrom iksiri tam kan donduran cinsten.
Çünkü Adrenocrom çocukların beyninden bir gençlik iksiri olarak alınıp enjekte ediliyor.
İşin daha da vahşi yanı bu madde çocuklar adrenalin salgılarken ortaya çıktığı için çocukların canlı olması gerekiyor.
Sizlerin de tahmin ettiği gibi, bu molekül alındıktan sonra çocuklar ölüme terk ediliyor.
Bu olayların Epstein adasında geçmiş olması, yargılamanın gizli yapılması ve 1 Ocak tarihinden sonra birileri tarafından ifşa edilmesi hepimizin bu gerçekleri öğrenmemize neden olmuştur.
Fakat komplo teorilerinden biride, Son zamanlarda Amerika’nın İsrail’e bakış açısının değişmesinin uyarısı olarak MOSSAD tarafından ifşa edildiği söylenmektedir.
Bu iddianın doğruluğunu, Amerika’nın misilleme olarak Sinagog Tünellerini ortaya çıkarıp yahudi cemaatinin yaşattığı rezaletleri gözler önüne sermesinden anlıyoruz.
Kısasa kısas yani!
Tüm bu yaşananlara sus pus olan Siyonizmin egemenliğinde olan küresel medya ve bizim fondaş medyamızın kalemşörleri bu olaya karşı duyarsızlıklarını koruyup üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Bir tarafta, Son günlerde haberdar olduğumuz bu pedofili, sapıklık, çocuk cinayetleri ve çocuk eti yeme gibi iğrenç yaşam tarzları…
Öbür tarafta, İsrail tarafından Gazzeli çocuklara yapılan durmak bilmeyen katliamı görünce sorunun insanlık sorunu değil de Yahudi sorunu olduğunu daha iyi anlıyoruz galiba…
Farkında mısınız, kan dondurucu açıklamaların yapıldığı Epstein davasının dünyayı ayağa kaldıracağına sıradan bir olaymış gibi üzerinin kapatılması istenmekte sanki.
Epstein’in ve müdavimlerinin büyük bölümünün Yahudi olması bu işi sümen altına aldıracak gibi gözüküyor.
Epstein’i kısaca tanıyacak olursak;
1953’de New York’ta Yahudi bir ailede dünyaya gelen Jeffrey Epstein Öğretmenlik, bankacılık ve finans sektörlerinde faaliyet gösterirken çevresi geniş çok zengin bir iş insanı oluyor.
Kendi adına kurduğu vakıflar aracılığı ile birçok hayır kurumuna, üniversitelere bağışlar yapan Epstein 2005’te Florida’da 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla polis tarafından izlemeye alınmasıyla kendi adına skandallar başlamış oluyor.
2008’de biri 18 yaşından küçük iki genç kızın istismarından suçlu bulunup, bu olaydan sadece 13 ay ceza alıyor.
2019’da Florida ve New York’ta küçük çocukları taciz etmek ve fuhuş nedeniyle tekrar tutuklanıyor.
Aynı yıl tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Cezaevinde hücresinde kendini astığı belirtilse de bazılarına göre öldürülmüş veya gizli bir kimlikle halen yaşadığı iddia edilmektedir.
Epstein’in kendi adını taşıyan adasında, küçük çocukları, misafir ettiği ünlü kişilere sunması ve bunun ileride şantaj malzemesi olması için kayda alınması üyesi olduğu iddia edilen MOSSAD tarafından istenildiği söylenmektedir.
Adaya gelip bu iğrenç ilişkilere giren ünlü isimleri görünce şaşırmamak elde değil.
Trump’dan Prens Andrew’a, Clinton’dan CIA direktörü William Burns’a,
Aktör Kevin Spacey’den pop star Michael Jackson’a,
Sihirbaz David Copperfield’den Oyuncu Woody Allen’a,
Bill Gates’den Eski Norveç Başbakanı’na, İsrail Başbakanı Ehud Barak’a kadar…
İş, Siyaset ve Sinema dünyasının ünlü isimlerinin bu vahşete ortak olmaları insanlığımızı sorgulatır hale getirdi maalesef.
Hele iddia edildiği gibi Clinton, David Rockefeller ve George Soros’un genç kalmak için yaptırdıkları Adrenocrom iksiri tam kan donduran cinsten.
Çünkü Adrenocrom çocukların beyninden bir gençlik iksiri olarak alınıp enjekte ediliyor.
İşin daha da vahşi yanı bu madde çocuklar adrenalin salgılarken ortaya çıktığı için çocukların canlı olması gerekiyor.
Sizlerin de tahmin ettiği gibi, bu molekül alındıktan sonra çocuklar ölüme terk ediliyor.
Bu olayların Epstein adasında geçmiş olması, yargılamanın gizli yapılması ve 1 Ocak tarihinden sonra birileri tarafından ifşa edilmesi hepimizin bu gerçekleri öğrenmemize neden olmuştur.
Fakat komplo teorilerinden biride, Son zamanlarda Amerika’nın İsrail’e bakış açısının değişmesinin uyarısı olarak MOSSAD tarafından ifşa edildiği söylenmektedir.
Bu iddianın doğruluğunu, Amerika’nın misilleme olarak Sinagog Tünellerini ortaya çıkarıp yahudi cemaatinin yaşattığı rezaletleri gözler önüne sermesinden anlıyoruz.
Kısasa kısas yani!
Tüm bu yaşananlara sus pus olan Siyonizmin egemenliğinde olan küresel medya ve bizim fondaş medyamızın kalemşörleri bu olaya karşı duyarsızlıklarını koruyup üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Bir tarafta, Son günlerde haberdar olduğumuz bu pedofili, sapıklık, çocuk cinayetleri ve çocuk eti yeme gibi iğrenç yaşam tarzları…
Öbür tarafta, İsrail tarafından Gazzeli çocuklara yapılan durmak bilmeyen katliamı görünce sorunun insanlık sorunu değil de Yahudi sorunu olduğunu daha iyi anlıyoruz galiba…
