Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye’nin tarihsel kimliğinde önemli bir yere sahiptir. 1974’de gerçekleştirilen hareket ardından siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak birçok değişikliği meydana getirmiştir. Yaşanılan değişimlerin en kritik noktaları arasında Türk Savunma Sanayinin gelişim çalışmaları yer almaktadır. 1974’de temelleri atılan ve ilk çıktısının 1975’de ASELSAN’ın kurulmasıyla görülen Türk Savunma Sanayisi günümüzde küresel aktör haline gelmiştir. 1975’de kurulumun ardından 1980’de Türk Silahlı Kuvvetlerine ilk teslimatlar yapılmıştır. 1983’de ilk kez ihracat gerçekleştiren firma gelişen teknolojiyi yakından takip etmiş ve dünyanın en büyük savunma sanayi firmaları arasındaki yerini almıştır. 2023’de dünyanın en büyük 47. savunma sanayi firması sıralamasını yükselen ASELSAN, 49. sıradan buraya yükselmiştir. Yaklaşık yarım yüzyıllık bir yatırımın eseri olan ASELSAN’ın ilerleyen dönemde daha üst sıralara yükselmesi ve birçok savunma sanayi firmasını geride bırakması beklenebilir.
NATO’nun silah sistemlerinin yapımı projelerine 1980’lerin ortalarından itibaren katılım gösteren firma F-16’nın yapım cihazları ihalelerine de girmiştir. Küresel aktörler arasındaki konumunu aldığı global ölçekli projelerle güçlendiren firma günümüzde 10 bine yakın çalışanı ve yetişmiş insan kaynağıyla sürdürmektedir. MİLGEM savaş gemisi üretim entegrasyon çalışmalarına dahil olan firma yerli üretim savunma sanayi çalışmalarında öncü görevi üstlenmektedir. ATAK helikopterlerinin üretimi ve bakım çalışmalarına da katılan ASELSAN diğer savunma sanayi firmalarıyla iş birliğine gitmektedir. Yerli savunma sanayi ekosistemi içerisinde diğer firmalarla iş birliği yapılması savunma sanayinin gelişmesine ciddi katkı sunmuştur. Günümüzde 2 bine yaklaşan Türk Savunma Sanayi firmaları küresel aktörlerle rekabette sektörün geldiği konumu göstermektedir. Ancak ASELSAN’ın sektördeki konumu ve yeri diğerlerine kıyasla daha fazla öne çıkmaktadır.
Kara, hava, deniz, uzay ve siber savunma alanlarında faaliyet yürüten ASELSAN yeni teknolojik trendlerin takipçisi konumundan trendler yaratan aktörlerden birine dönüştü. Gökberk, Gökdemir, Fırtına Obüs sistemleri ve Volkan atış kontrol araçlarının üretiminde kritik bir konum üstlenen ASELSAN oluşturduğu ekosistemle birlikte sadece ulusal değil uluslararası silah teknolojilerine öncülük yapmaktadır. Türkiye’de faaliyet gösteren savunma sanayi firmalarını da peşinden sürükleme kabiliyetine sahip ASELSAN oluşturduğu sektörel aktivizmle Türk savunma sanayine ciddi katkı sunmaktadır.
Raylı sistem ürün geliştirmesi, sinyalizasyon sistemlerinde haberleşme, seyir sistemleri, artırılmış sanal ve karma gerçeklik altyapısı ve Türkiye’nin Ay Görevi gibi birçok alanda faaliyet gösteren ASELSAN kamu desteğiyle yaratılmış ve küresel bir aktör haline gelmiştir. Sadece faaliyet yürüttüğü alanlarda değil AR-GE harcamalarında da başı çekmektedir. Türkiye’nin teknolojik gelişim süreci göz önüne alındığında firma yüksek düzeyli AR-GE harcaması yapmaktadır. TUSAŞ’ın ardından en fazla AR-GE harcaması yapan ASELSAN oluşturduğu ekonomik aktivizmde ileri teknolojiyi öncelemektedir. Küresel aktörlerle rekabette firmanın sahip olduğu en büyük avantajı olan AR-GE harcamaları yeni nesil teknolojilerin yaratılmasını sağlamaktadır. ROKETSAN ve HAVELSAN gibi diğer savunma sanayi firmaları da AR-GE’de ASELSAN’ı takip etmektedir. ASELSAN’da istihdam edilen iş gücünün büyük çoğunluğunu da AR-GE birimi oluşturmaktadır. Firmanın Türkiye Vizyonu çerçevesinde ilerleyen dönemde daha fazla öne çıkması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) modernize edilmesinde kritik görevlere imza atması beklenebilir.
Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye’nin tarihsel kimliğinde önemli bir yere sahiptir. 1974’de gerçekleştirilen hareket ardından siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak birçok değişikliği meydana getirmiştir. Yaşanılan değişimlerin en kritik noktaları arasında Türk Savunma Sanayinin gelişim çalışmaları yer almaktadır. 1974’de temelleri atılan ve ilk çıktısının 1975’de ASELSAN’ın kurulmasıyla görülen Türk Savunma Sanayisi günümüzde küresel aktör haline gelmiştir. 1975’de kurulumun ardından 1980’de Türk Silahlı Kuvvetlerine ilk teslimatlar yapılmıştır. 1983’de ilk kez ihracat gerçekleştiren firma gelişen teknolojiyi yakından takip etmiş ve dünyanın en büyük savunma sanayi firmaları arasındaki yerini almıştır. 2023’de dünyanın en büyük 47. savunma sanayi firması sıralamasını yükselen ASELSAN, 49. sıradan buraya yükselmiştir. Yaklaşık yarım yüzyıllık bir yatırımın eseri olan ASELSAN’ın ilerleyen dönemde daha üst sıralara yükselmesi ve birçok savunma sanayi firmasını geride bırakması beklenebilir.
NATO’nun silah sistemlerinin yapımı projelerine 1980’lerin ortalarından itibaren katılım gösteren firma F-16’nın yapım cihazları ihalelerine de girmiştir. Küresel aktörler arasındaki konumunu aldığı global ölçekli projelerle güçlendiren firma günümüzde 10 bine yakın çalışanı ve yetişmiş insan kaynağıyla sürdürmektedir. MİLGEM savaş gemisi üretim entegrasyon çalışmalarına dahil olan firma yerli üretim savunma sanayi çalışmalarında öncü görevi üstlenmektedir. ATAK helikopterlerinin üretimi ve bakım çalışmalarına da katılan ASELSAN diğer savunma sanayi firmalarıyla iş birliğine gitmektedir. Yerli savunma sanayi ekosistemi içerisinde diğer firmalarla iş birliği yapılması savunma sanayinin gelişmesine ciddi katkı sunmuştur. Günümüzde 2 bine yaklaşan Türk Savunma Sanayi firmaları küresel aktörlerle rekabette sektörün geldiği konumu göstermektedir. Ancak ASELSAN’ın sektördeki konumu ve yeri diğerlerine kıyasla daha fazla öne çıkmaktadır.
Kara, hava, deniz, uzay ve siber savunma alanlarında faaliyet yürüten ASELSAN yeni teknolojik trendlerin takipçisi konumundan trendler yaratan aktörlerden birine dönüştü. Gökberk, Gökdemir, Fırtına Obüs sistemleri ve Volkan atış kontrol araçlarının üretiminde kritik bir konum üstlenen ASELSAN oluşturduğu ekosistemle birlikte sadece ulusal değil uluslararası silah teknolojilerine öncülük yapmaktadır. Türkiye’de faaliyet gösteren savunma sanayi firmalarını da peşinden sürükleme kabiliyetine sahip ASELSAN oluşturduğu sektörel aktivizmle Türk savunma sanayine ciddi katkı sunmaktadır.
Raylı sistem ürün geliştirmesi, sinyalizasyon sistemlerinde haberleşme, seyir sistemleri, artırılmış sanal ve karma gerçeklik altyapısı ve Türkiye’nin Ay Görevi gibi birçok alanda faaliyet gösteren ASELSAN kamu desteğiyle yaratılmış ve küresel bir aktör haline gelmiştir. Sadece faaliyet yürüttüğü alanlarda değil AR-GE harcamalarında da başı çekmektedir. Türkiye’nin teknolojik gelişim süreci göz önüne alındığında firma yüksek düzeyli AR-GE harcaması yapmaktadır. TUSAŞ’ın ardından en fazla AR-GE harcaması yapan ASELSAN oluşturduğu ekonomik aktivizmde ileri teknolojiyi öncelemektedir. Küresel aktörlerle rekabette firmanın sahip olduğu en büyük avantajı olan AR-GE harcamaları yeni nesil teknolojilerin yaratılmasını sağlamaktadır. ROKETSAN ve HAVELSAN gibi diğer savunma sanayi firmaları da AR-GE’de ASELSAN’ı takip etmektedir. ASELSAN’da istihdam edilen iş gücünün büyük çoğunluğunu da AR-GE birimi oluşturmaktadır. Firmanın Türkiye Vizyonu çerçevesinde ilerleyen dönemde daha fazla öne çıkması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) modernize edilmesinde kritik görevlere imza atması beklenebilir.