İnsan Hakları Mı! Hani Nerede?

haydar as

Haydar AS – 13 Aralık 2023

 

Gerek, 1215 yılında insan hakları kavramının ilki olan Magna Carta Anlaşması…

Gerek, sonrasında Amerika’da yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi…

Gerekse, Özgürlük, Kardeşlik, Eşitlik gibi kavramları içinde barındıran 1789 yılında gerçekleşen Fransız devrimiyle birlikte imzalanan İnsan Hakları Bildirisi….

Bunların hepsini kapsamına alıp yaşanan savaşların acımasızlığından dolayı yeni bir bildiri yayımlama hasıl olmuştur.

10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi…

2 Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerin altına imza atıp ortak bir bildiri yayınladıkları gün olarak tarihe geçmiştir.

Adını verdikleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tüm ülkelerin ortak beyanı olarak kabul edilmiştir.

 

Özellikleri;

Herkesin, ırk, renk, dil, din, köken, varlık gibi kavramlarda herhangi bir ayrım gözetmeksizin bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir olmasıdır.

Ayrıca, yaşanan savaşlarda insanlığın nasıl bir eziyet ve zulümle karşı karşıya kaldığı hep birlikte yaşanınca, bari bundan sonra bu hassasiyet oluşsun diye madde madde ortak bir bildiri hazırladılar.

Amacının, insanların hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması olsa da.

Savaşlarında bir raconu olmalı diyerek…

Özellikle masum sivillerin korunması gerektiğini…

Kadın, çocuk ve yaşlılara karşı daha hassas olunması gerekliliğini kabul ettiler.

Buraya kadar her şey çok güzel ama sahada uygulanabildi mi bu kurallar?

Özellikle mazlum coğrafyalarda bu hassasiyetlerin hangisi korundu acaba?

Afrika’da hangi hak ve özgürlüklerden bahsedebiliriz ki?

Avrupa’nın göbeğinde Müslümanlara uygulanan Sırp zulmünü hepsi seyretmedi mi?

Ermenilerin Hocalıda bir gecede yaptığı zulme kim dur dedi?

Çin’in Uygur Türklerine yaptığı zulüm halen devam etmiyor mu?

İsrail’in, Gazze’de yıllardan beri yapmış olduğu zulme kim dur diyebildi?

 

Filistin meselesi tüm insanlığın kalbinde derin izler bırakırken insan haklarından bahsetmek ne kadar doğru olur.

İlginizi çekebilir!  Cumhur İttifakı Gönüllerde Kuruldu

 

Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu zulüm hatta bu soykırımda Evrensel Beyannamenin temel ilkesi olan vicdanı görebiliyoruz mu?

Yine Evrensel Beyannamenin temel ilkesi olan, kadınların, çocukların, yaşlıların yaşam haklarını, temel hak ve hürriyetlerini Gazze’de koruyabiliyoruz mu?

Herkesin ırk, renk, dil ve din konusunda eşit olduğunu vurgulayanlar, neden söz konusu Müslümanlar olunca üç maymunu oynuyorlar acaba?

Hele geçen gün Gazze’de insani ateşkes uygulanması için yapılan oylamada Amerika’nın tek başına red oyu kullanması ve bunu da zamanında inim inim inlettiği, insandan bile saymadığı bir siyahi bürokrata yaptırmasında ki incelik! Hangimizin gözünden kaçtı ki?

Değerli dostlar, insanlığın var oluşundan bu yana insanın yönettiği bir dünyada halen insan haklarını konuşuyorsak hepimizin insanlığından şüphe etmek lazım diye düşünüyorum.

İnsanlığın yönettiği bir dünyada insan hakları gününü kutlamak incitici gelmiyor mu sizlere de?

İnsanlıktan nasibini alamayanlar günü olarak kutlansa daha yerinde olmaz mı?

Kısacası bu tür sorunlar anlaşmayla, bildirgeyle, sözleşmeyle maalesef bitmiyor.

Sorun insani sorun olduğuna göre, hiç bir anlaşma, ırk, din, dil insandan daha üstün değildir.

Merkeze insanı alıp sırtına da vicdan, merhamet, onur gibi kavramları yükleyebilirsek, yani insanlıktan nasiplendirirsek işte o zaman, insan hak ve özgürlüklerinden söz edebiliriz.

Yani her şey var fakat insanlık yok, ne zaman ki insan olduğumuzu anlarız işte o zaman yaşanabilir bir dünyaya sahip olabiliriz.

 

Hz. Mevlana’nın dediği gibi;

Şeytanla her savaşa korkusuzca varım…

İnsan şeytanlaşırsa, işte ondan korkarım…

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

haydar as

Haydar AS – 13 Aralık 2023

 

Gerek, 1215 yılında insan hakları kavramının ilki olan Magna Carta Anlaşması…

Gerek, sonrasında Amerika’da yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi…

Gerekse, Özgürlük, Kardeşlik, Eşitlik gibi kavramları içinde barındıran 1789 yılında gerçekleşen Fransız devrimiyle birlikte imzalanan İnsan Hakları Bildirisi….

Bunların hepsini kapsamına alıp yaşanan savaşların acımasızlığından dolayı yeni bir bildiri yayımlama hasıl olmuştur.

10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi…

2 Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerin altına imza atıp ortak bir bildiri yayınladıkları gün olarak tarihe geçmiştir.

Adını verdikleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tüm ülkelerin ortak beyanı olarak kabul edilmiştir.

 

Özellikleri;

Herkesin, ırk, renk, dil, din, köken, varlık gibi kavramlarda herhangi bir ayrım gözetmeksizin bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir olmasıdır.

Ayrıca, yaşanan savaşlarda insanlığın nasıl bir eziyet ve zulümle karşı karşıya kaldığı hep birlikte yaşanınca, bari bundan sonra bu hassasiyet oluşsun diye madde madde ortak bir bildiri hazırladılar.

Amacının, insanların hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması olsa da.

Savaşlarında bir raconu olmalı diyerek…

Özellikle masum sivillerin korunması gerektiğini…

Kadın, çocuk ve yaşlılara karşı daha hassas olunması gerekliliğini kabul ettiler.

Buraya kadar her şey çok güzel ama sahada uygulanabildi mi bu kurallar?

Özellikle mazlum coğrafyalarda bu hassasiyetlerin hangisi korundu acaba?

Afrika’da hangi hak ve özgürlüklerden bahsedebiliriz ki?

Avrupa’nın göbeğinde Müslümanlara uygulanan Sırp zulmünü hepsi seyretmedi mi?

Ermenilerin Hocalıda bir gecede yaptığı zulme kim dur dedi?

Çin’in Uygur Türklerine yaptığı zulüm halen devam etmiyor mu?

İsrail’in, Gazze’de yıllardan beri yapmış olduğu zulme kim dur diyebildi?

 

Filistin meselesi tüm insanlığın kalbinde derin izler bırakırken insan haklarından bahsetmek ne kadar doğru olur.

İlginizi çekebilir!  Cumhur İttifakı Gönüllerde Kuruldu

 

Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu zulüm hatta bu soykırımda Evrensel Beyannamenin temel ilkesi olan vicdanı görebiliyoruz mu?

Yine Evrensel Beyannamenin temel ilkesi olan, kadınların, çocukların, yaşlıların yaşam haklarını, temel hak ve hürriyetlerini Gazze’de koruyabiliyoruz mu?

Herkesin ırk, renk, dil ve din konusunda eşit olduğunu vurgulayanlar, neden söz konusu Müslümanlar olunca üç maymunu oynuyorlar acaba?

Hele geçen gün Gazze’de insani ateşkes uygulanması için yapılan oylamada Amerika’nın tek başına red oyu kullanması ve bunu da zamanında inim inim inlettiği, insandan bile saymadığı bir siyahi bürokrata yaptırmasında ki incelik! Hangimizin gözünden kaçtı ki?

Değerli dostlar, insanlığın var oluşundan bu yana insanın yönettiği bir dünyada halen insan haklarını konuşuyorsak hepimizin insanlığından şüphe etmek lazım diye düşünüyorum.

İnsanlığın yönettiği bir dünyada insan hakları gününü kutlamak incitici gelmiyor mu sizlere de?

İnsanlıktan nasibini alamayanlar günü olarak kutlansa daha yerinde olmaz mı?

Kısacası bu tür sorunlar anlaşmayla, bildirgeyle, sözleşmeyle maalesef bitmiyor.

Sorun insani sorun olduğuna göre, hiç bir anlaşma, ırk, din, dil insandan daha üstün değildir.

Merkeze insanı alıp sırtına da vicdan, merhamet, onur gibi kavramları yükleyebilirsek, yani insanlıktan nasiplendirirsek işte o zaman, insan hak ve özgürlüklerinden söz edebiliriz.

Yani her şey var fakat insanlık yok, ne zaman ki insan olduğumuzu anlarız işte o zaman yaşanabilir bir dünyaya sahip olabiliriz.

 

Hz. Mevlana’nın dediği gibi;

Şeytanla her savaşa korkusuzca varım…

İnsan şeytanlaşırsa, işte ondan korkarım…

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.