Haydar AS – 22 Kasım 2023
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanımızın Almanya dönüşü 50+1’i tartışmaya açabiliriz sözünü işlerine geldiği gibi yorumlayıp yazıp çizenlere gurup toplantısında hak ettikleri cevabı verirken, kendi düşüncelerini de bir kez daha deklare etti.
Sayın Bahçeli;
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milletimizin bir başarısı, geleceğinin müjdesi, milli bekanın güvencesi, milli ve dayanışmanın zırhı, devlet yönetiminin milli hedeflerle birleşmesidir.
Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50 +1’dir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildiği ve hükümet TBMM’den güvenoyu almadığı için “yönetimde istikrar” ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir.
Bu itibarla yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek, model olacak bir şeklidir.
Dikkat buyurunuz, milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanı seçiyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, dün ne demişsek bugün aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz.
Ancak Cumhur İttifakı olarak konuşup tartışarak orta yolun, makul çözümün, yeni sistemin doğasını zedelemeyecek tamirat ve onarımın karşılıklı anlayış ve uzlaşmayla yapılacağının inancına ve iradesine de sahibiz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bahse konu açıklamasını çarpıtıp Cumhur İttifakı etrafında tezvirat ve tefrika imal eden fırsat düşkünü meczuplara da prim vermeyiz, itibar etmeyiz, bunları adam yerine bile koymayız.
Bazı zeka ve vicdan özürlülerin, “Erdoğan, Bahçeli’yi sırtından atacak mı?” diye yazı kaleme almaları, AK Parti ile MHP arasında sorun olduğundan bahsetmeleri, fitne tezgahı açmaları alçak bir teşebbüs, namert bir telaffuzdur.
Allah’a çok şükür siyasi hayatımız boyunca hiç kimsenin sırtına binmedik, hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik.
Onun bunun sırtından geçinen keneler bizi anlayamaz, anlasa da anlatmaya takatleri yetmez, yetemez.
Yük aldık, yük olmadık; bedelse ödedik, yeri geldi şehadet düştü hissemize, ne gam ne tasa katiyen şikayet etmedik, önce ülkem ve milletim demekten de asla vazgeçmedik.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne bakan vermedik, doğrudur. Ne var ki bu kabine Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin kabinesidir. Alacağı her kararın yanındayız, sefasına değil gerekirse cefasına talibiz.
Milliyetçi Hareket Partisi tufeyli değildir, yancı değildir, ufakçı değildir, ulufeye talip değildir, ikbale meraklı değildir; Türklüğün, Türkiye’nin ve Türk milletinin serdengeçti şuuru, son kalesi, tüm çareler tükendiğinde düşmana sıkılacak son kurşunudur.
Bilmeyen varsa tekrar hatırlatayım; Sayın Cumhurbaşkanımızla diyaloğumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir, hakseverlik üzerinedir, saygı ve sevgi temellidir, hiç kimse de aramıza giremeyecektir.
Cumhur İttifakı’yla ilgili polemik ve spekülasyon yapan kara sinek tabiatlı güruhun durumu aynısıyla şudur: “Sineğin akıllısı kiraza biner şehre gider, sineğin aptalı gübreye düşer bunlar gibi ahıra girer.
Cumhur İttifakı’nda pazarlık yoktur….
Cumhur İttifakı’nda ihtilaf yoktur….
Cumhur İttifakı bir planın ürünü, sipariş edilmiş bir projenin üretimi değildir….
Bu ittifak 15 Temmuz işgal ve ihanetine karşı meydanlarda kurulmuştur….
Bu ittifak 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla oluşmuştur….
Biz zillet değil, Türk milletinin ta kendisiyiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin yedi düvele meydan okuyan cesaretiyiz, gelecek ümidiyiz.
Terörle mücadelede kesin sonuç almak için…
Sosyolojik-ekonomik gelişmeyi en üst seviyeye taşımak için…
İç ve dış sorun alanlarının birer birer üstesinden gelmek için….
Deprem felaketinin derin izlerini tamamıyla silmek için…
Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleşmesi için…
Dünyada Türk mucizesinin hayata geçmesi için Cumhur İttifakı’nın devamından yanayız…
Hiçbir şart altında da bu ittifakın bozulmasına kendi adımıza söylüyorum, geçit vermeyeceğiz”
Değerli dostlar, Sayın Bahçeli’nin gurup toplantısında yapmış olduğu bu muhteşem konuşmanın bazı bölümlerini sizlere aktararak, Milliyetçi Hareket Partisinin bu konudaki görüş ve düşüncelerini nereye hizmet ettiklerini bilmeyen bazı siyasilerden ve gazeteci müsveddelerinden değil de, kendi liderinin ağzından duyup okumanızı istedim.
Bana göre, 50+1’den vazgeçmek, devamında temsilde adalet olmayacağı için Başkanlık sistemini tartışmaya açmak demektir.
50+1 temsilde adalet, yönetimde istikrardır!