Bercan TUTAR – 10 Kasım 2023
ABD destekli İsrail, sınır tanımayan devlet terörüyle 7 Ekim’den bu yana Gazze’yi 34 gün içinde her tür ölüm, kaos, vahşet, barbarlık, etnik temizlik ve soykırımın sahnelendiği bir tema parkı haline getirdi. Çünkü ABD de İsrail de yerlilerin katledildiği ve tarihten silindiği yabancı topraklar üzerine kurulmuş soykırımcı birer ‘yerleşimci sömürgecilik’ devletidir.
ABD’nin İsrail’e verdiği sınırsız desteğin tarihi ve kültürel kodları burada yatıyor. İsrail’e bakan ABD, kendi geçmişini görüyor. Çünkü Filistinliklerin topraklarını işgal eden Siyonist Yahudiler gibi Amerikalılar da Kızılderililerin vatanlarını işgal edip yerleştiler.
Sömürgeci Avrupalılar Amerika kıtasındaki yerlilere karşı İsrail’in şu an Gazze’de uyguladığı her tür soykırım, vahşet ve barbarlığa başvurmaktan çekinmedi. Öyle ki şu an bile ABD’deki son kalan yerli Kızılderililer tıpkı Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinliler gibi toplama kamplarını ve açık hava hapishanelerini aratmayan etrafı çitler, duvarlar ve kontrol noktaları ile çevrili belli bölgelerde en düşük insani şartlarda yaşamaya mecbur ediliyor.
ABD Kızılderilileri için oluşturulan kısıtlayıcı yasal yerleşim bölgelerine Kızılderili rezervasyonu ya da kısaca Rezervasyon deniliyor. 1840’lı yıllarda oluşturulan bu modern toplama kampları Bureau of Indian Affairs adlı devlet birimine bağlıdır.
Avrupa kökenli Amerikalılar, ülkenin batı bölgelerine yerleşmek için Kızılderilileri doğup büyüdükleri toprakları terk etmek ve rezervasyon adı verilen, anavatanlarından çok daha küçük toplama kamplarına yerleşmek zorunda bıraktı. ABD’de hala 326 kadar rezervasyon bölgesi bulunuyor.
Şimdi böyle bir devletin başkanı olan Joe Biden’ın İsrail’in Gazze’deki soykırım politikasına dur diyeceğini mi sanıyorsunuz. Demez. Nitekim İsrail’e bakarken kendi geçmişini gören ve Siyonist projenin başarılı olması için her tür desteği veren ABD, Gazze’de kırmızı çizgilerinin olmadığını dünyaya açıkça beyan etti.
Çünkü Siyonist İsrail projesi, Batı’nın ABD’de başarıya ulaşmış yerleşimci sömürgeciliğin bir devamıdır. Filistinliler için iki seçenek var. Öldürülmek veya sürgüne gitmek. Yani ya Afrikalı siyahiler gibi vatanlarını terk edip köleleştirilecekler ya da Kızılderililer gibi vatanlarında soykırıma uğrayacaklar. Vatanlarında sağ kalan Filistinliler için de geriye tek seçenek kalıyor… O da doğup büyüdükleri toprakların dışında toplama kamplarında ve açık hava hapishanesini aratmayan bölgelerde en düşük standartlarda sefil bir hayata mecbur bırakılmak.
İsrail’e her tür desteği veren Batı dünyası 75 yıldır bu sömürgeci zihniyetle hareket ediyor. ABD ve Avrupa’nın Gazze için verdiği açık katliam desteği Siyonist İsraillileri sarhoş etti. 35 gündür zafer şarkıları söylüyorlar. Askeri, sivili, siyasetçisi, akademisyeni, doktoru, kadını, erkeği, hahamı ve seküleri dâhil hemen her sınıf, cins ve katmandan İsrailli Yahudi, Gazze’de zafere ulaşmak için Filistinli masum bebek, çocuk, kadın ve diğer sivillere uygulanan şiddetin, soykırım ve vahşetin gerekli ve haklı olduğuna inanıyor.
İsrail genelinde büyük reklam panoları ana otoyolların üzerinde yükselirken, okulların, süpermarketlerin ve hükümet binalarının önüne de büyük pankartlar yerleştirildi. Hepsinin yeni bir sloganı var: “Birlikte kazanacağız…”
Yani İsrail’deki Yahudi işgalcilerin yüzde 100’ü Gazze’deki soykırımı destekliyor. Çünkü diğer hırsız, yağmacı, soykırımcı ve katliamcı ABD’liler gibi onlar da birer ‘yerleşimci sömürgeci’ olduklarını biliyor. Eğer Filistinlileri haritadan silemezlerse kendilerinin yok olacaklarını ve sömürgeci Siyonist projenin akamete uğrayacağını çok iyi biliyorlar. Bu yüzden ayırım gözetmeden bütün Filistinlileri katletmekten, sürmekten, haritadan ve tarihten kazımaktan sadistçe bir zevk alıyorlar.
Yerleşimci sömürgeci bir devlet olan ABD’den de bu yüzden her tür desteği alıyorlar. Çünkü ABD ve Batı şunu iyi biliyor… Eğer İsrail projesi çökerse bir yerleşimci sömürgeci devlet olan ABD projesi de çöker. Bu, dünyanın diğer bölgelerindeki sömürgeci devletlerin de sonunu getirir.
Gazze’yi soykırımın tema parkı haline getirmek istemelerinin ve bu kadar vahşice saldırmalarının nedeni bu… ABD’nin paniğe kapılıp bölgeye uçak gemileri eşliğinde her tür askeri ve mali desteği göndermesinin nedeni de bu. Yaklaşan ecelini görmesi. Çünkü Filistin halkının direnen vicdanı olan Hamas 7 Ekim’deki saldırıyla sömürgecilere yaklaşan sonlarını hatırlattı. Sömürgecilerin güçlerinin de bir sınırı olduğunu ve bu sınırın aşılabileceğini dünyaya gösterdi. Çaresiz dünyaya bir umut aşıladı.
BU bağlamda her tür barbarlığa rağmen Gazze halkının gösterdiği direniş Siyonist sömürgeci hesapları alt üst ediyor. Dünyadan büyük bir destek görüyor. Tehdit ve şantajlara rağmen korku duvarları yıkılıyor. Filistin’in direniş ruhu küreselleşiyor.
Çaresiz kalan Siyonist rejim ile baş destekçisi ABD şimdiden yalanlara sarılmaya ve gerçeği manipüle etmeye çalışıyor. Fakat ne yapsalar da New York Times’ın da haberleştirdiği gibi dünyanın dört bir yanından gelen ateşkes çağrıları her geçen gün artıyor. Zira İsrail saldırısı ne kadar uzun sürerse İsrail ve müttefiki ABD’nin küresel arenadaki yalnızlığı da bir o kadar derinleşecek.
Çünkü kaybediyorlar. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi, CIA ve FBI’a gönderilen resmi mesajlarda ABD’ye karşı öfkenin her geçen gün daha da arttığı vurguluyor. Nitekim Umman’daki ABD elçiliğinden gönderilen bir mesajda ‘İletişim savaşında çok fena kaybediyoruz’ ifadesi dikkat çekiciydi. Öyle ki Kahire’deki ABD elçiliğinden gönderilen mesajda ise Mısır devlet gazetesindeki yorumlarda bile Washington’un artık açıkça yerden yere vurulduğunun altı çiziliyor.
Daha önce de senatörler ve Ortadoğu’daki Amerikalı diplomatlar yaklaşan fırtınaya dikkat çekerek Gazze’deki savaşı artık kazanamayacaklarını dile getirmişti. Hırsız, işgalci ve soykırımcı sadist yerleşimci Yahudiler her ne kadar “birlikte kazanacağız!” diye nara atsa da İsrail ile Batılı suç ortaklarını şimdi hesap verme korkusu sarmış durumda. Zira birlikte kaybediyorlar.
Bakalım Batı dünyasının siyasi genetiğindeki vahşeti ve barbarlığı perdelemek için kimi Hitler veya Stalin diye günah keçisi seçip karşımıza ellerindeki kanı temizlemeye çalışacaklar.
Ancak bu kez faturayı Netanyahu ya da Biden gibi sadist ve psikopat ruhlu liderlere kesip yakayı kurtaramayacaklar. Siyonist sömürgeciler barbarlıklarını örtmek için suçlarını şahsileştirseler de dünya bir bütün olarak Batı zihniyetini ve sadist siyasilerini topluca mahkûm edip yargılayacaktır. Bundan kaçamayacaklar. Evet korktukları başlarına gelecek. Baltayı taşa vuran ve dünyanın vicdanına toslayan Siyonaziler çok fena kaybedecekler. Kazanan ise dünya ve insanlık olacak.