maymun çiçeği detayları

Ferhat ÜNLÜ – 19 Ekim 2023

 

Tarih 30 Eylül 1986…

Gerçekte bir Mossad ajanı olan Cheryl Bentov adlı kadın, Amerikalı turist Cindy maskesiyle Mordehay Vanunu adlı İsrail vatandaşı adama yaklaştı. Vanunu; yalnız ve kadınlara düşkün bir adamdı ve bu iki motifiyle ‘Bal Tuzağı’na kolaylıkla düşme potansiyeli olduğu için bu işlerde mahir olan İsrail servisinin kolay hedefiydi.

Mossad ajanı kadın, Vanunu ile birkaç gün içinde mercimeği fırına veriverdi. İlişki başlar başlamaz da, “Hayatım; güneye, Roma’ya tatile gidelim” önerisinde bulundu. Bu konularda ‘avel’ bir adam olan Vanunu, bunu hemen kabul etti.

Valizleri toplayıp yola çıktılar. Tabi bu arada Kidonlar, yani Mossad’ın suikast ve adam kaçırma timleri Roma’da bir apartman dairesini ‘safe house’ (güvenli ev) haline getirmiş; avlarının gelmesini bekliyorlardı. Ayrıca Antalya açıklarındayken çağrılan bir gemi de Vanunu’yu götürmek üzere İtalya’ya doğru seyir halindeydi.

 

‘BAL TUZAĞINA DÜŞEN ROMANTİK YAHUDİ’

Cindy, Roma’ya varır varmaz Vanunu’yu güvenli eve götürdü. Eve girer girmez kaşla göz arasında Vanunu’ya geçici felçliğe sebep olan bir ilaç verildi. Vanunu, gemide kendine geldi. Tel Aviv’e götürüldüğünü işte o zaman anladı.

2006 senesinde maille röportaj yaptığım Vanunu, 1986-2004 arasında 18 sene hapis yattı, sonra Tel Aviv’de sürekli Shin Bet (İsrail dâhili istihbarat teşkilatı) gözetiminde yaşadı. Tel Aviv, onun için bir tür açık cezaeviydi, halen de öyle…

İmdi… Bu arkadaşın, yani Vanunu’nun İsrail tarafından bu derece hedef seçilmiş olmasının sebebi, nükleer sırlar meselesiydi. İsrail gizli servisi, Vanunu’yu İsrail’in nükleer sırlarını ifşa ettiği için hedef seçmişti. Mossad, adamın önce Avustralya’da yerel basına, sonra da İngiltere’de ulusal basına konuşmak için arayışta olduğunu biliyordu, Sunday Times’la irtibata geçtiğinden de haberdarlardı.

Vanunu paketlendikten beş gün sonra; 5 Ekim 1986 tarihinde, İngiliz Sunday Times Gazetesi; İsrail’in Necef Çölü’ndeki gizli nükleer tesisleriyle ilgili önemli ifşaatlar içeren bir manşetle çıktı. Vanunu, Necef Dimona’da kurulan gizli nükleer tesisin teknisyenlerinden biriydi. David Ben-Gurion ve Peres, daha İsrail’in kuruluş yıllarında bölgede cebirle tutunmak için nükleer silaha ihtiyaçları olduğuna karar vermişlerdi. Tesisin yapımına, İsrail’in kurulmasından 10 yıl sonra başlandı.

İsrail, 1986’da İngiltere ile ilişkileri bozmamak adına operasyonu üçüncü bir ülke üzerinden gerçekleştirmeye karar verdi. Takip tarassutla Vanunu’nun ‘hayatına girildi’, psikolojik analizi çıkarıldı. Ve motifleri, zaafları anlaşılınca hemen düğmeye basıldı.

İSRAİL’İN NÜKLEER SIRLARINI NEDEN UNUTUYORUZ?

28 Eylül 2016’da ölen Şimon Peres, onca katliamın sorumlusu olduğu halde Nobel Barış Ödülü almıştı. Peres, İsrail’in nükleer gücünün siyasi mimarı.

Nedense İsrail katliamlarını konuşurken ‘ruhsatsız silah sahibi’ gibi cürüm ehli bu devletin, nükleer silah kullanabilme potansiyelini hesaba katmıyoruz. İsrail’in nükleer silah kullanabilme ihtimalini, dünyanın iyi güçlerini bir araya getirmekten uzaklaştıracak bir tehdit olarak gündeme getiriyor değilim. Ama İran’ın nükleer programı için ortalığı ayağa kaldıran ABD’nin iş İsrail’e gelince nasıl frekans değiştirdiğini bilmek ve bunu sürekli gündemde tutmak gerekli.

Ayrıca İsrail’in El Ehli Baptist Hastanesi’nde bine yakın sivilin, hastanın, çoluğun, çocuğun ölümüne neden olan katliamı da üç çeyrek asırlık ömründeki ilk katliamı değil. Geçmişi unutmamak lazım. Sabra ve Şatilla var, ‘meşhur kasap’ Ariel Şaron’un yaptığı… (Azrail’e bile hastanede epey direndi bu kasap.)

Cebaliye Katliamı var, sonra bu yazıda bahsi geçen Şimon Peres’in 1996’daki Kana Katliamı var. Var oğlu var.

 

FİLİSTİN’DE ÇÖZÜM ‘BATI’ İLE OLMAZ

Dünya; olan biteni seyretmeye devam ederse daha çok katliam olur. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya… Bu ülkelerden dünyanın hiçbir ülkesinin Filistin meselesinin çözümü konusunda medet ummaması lazım. Yaparsa Türkiye, Rusya ile birlikte bu işi kotarabilir. İsrail, masaya oturtulmazsa ve köşeye sıkışırsa Necef’i, yani nükleer gücünü bile kullanmak isteyebilir. Necef’te son günlerde hareketlilik olduğu haberleri geliyor. Ki daha önce, geçen sene Necef’te Magrip ülkeleri ve Körfez monarşileri bir araya gelip İran’ın nükleer programını konuşmuştu. Dalga geçer gibi…

Bugün itibarıyla İsrail’in 80 ila 90 arasında nükleer başlığa sahip olduğu sanılıyor. Fazlası var, eksiği yok. Bunlardan takribi 30’u savaş uçaklarınca taşınan güdümsüz bombalar, 50’si ise orta menzilli balistik füzeyle taşınan başlıklardan oluşuyor. Bu yüzden İsrail’in Necef’teki ruhsatsız silahlarına savaş giderek ağırlaşırsa dikkat etmek gerekecek.