Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 13 Eylül 2023
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, 17-19 Eylül 2023 tarihlerinde BM Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’ta olacak. Zirve öncesinde ve sırasında birçok ülkenin liderleriyle ekonomik ve siyasi konularda ikili görüşmeler yapılması için yoğun bir program hazırlandı. Birkaç gün önce (9-10 Eylül tarihlerinde) Yeni Delhi’de’ki G20 zirvesinde 14 ülke lideriyle görüştüğü için, bu liderlerin dışındakiler üzerinde yoğunlaşması beklenmektedir. Muhtemelen Genel Kurulu konularıyla G20 zirvesindeki küresel sorunların birçoğu da örtüşmektedir.
Erdoğan’ın planlanan şekilde Yunanistan Başbakanı Miçotakis’le görüşmesi bu ülkedeki sel felaketi üzerine ertelenebilir. Son günlerde Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde artan gerilim sebebiyle Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile de yüz yüze görüşmesi beklenmektedir. G20 üyesi olmayan ülkelerin ve Afrika’dan katılacak diğer ülkelerin liderleriyle de yoğun diplomatik temasını sürdürmesi beklenen Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda küresel ve bölgesel konulardan neler üzerinde konuşabileceği değerlendirilmeye çalışıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Öncelikli Küresel Konular
Öne çıkan küresel sorunların başında Rusya-Ukrayna savaşı ve savaş sırasında başlatılan ancak 17 Temmuz’da Rusya tarafından askıya alınan Tahıl Koridoru gelmektedir. Bu konu kadar, hatta daha da önemli olan iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler de ilk sırada olacaktır.
Başta Afrika’dakiler olmak üzere yoksul ülkelerin kalkınmalarına nasıl yardım edileceği ve devamında küresel ölçekte artan kitlesel göçün nasıl önlenebileceği, mülteci ve sığınmacı sorunlarına küresel çözüm yolları, küresel terörle mücadelede karşılıklı destek ihtiyacı, İsveç, Danimarka gibi Avrupa ülkelerine ilaveten ABD’de de hortlayan “Kur’an-ı Kerim” yakma olayları ve İslam düşmanlığıyla mücadele isteği mutlaka dile getirilecek konular arasındadır.
G20 zirvesinde üzerinde önemle durulan “Yeşil Enerji” ile iklim değişikliğiyle mücadele de ön sıralara taşınacak konulardır. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın küresel ölçekte daha adil bir düzen için BM Güvenlik Konseyi sistemini “Dünya beşten büyüktür!” şeklinde bir kez daha eleştirmesi beklenmektedir. Bu eleştiriye daha fazla taraftar bulabilmek için önerilecek yeni sistemin açıklanması da yararlı olacaktır.
Türkiye’nin Bölgesel Öncelikleri
Geçen yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda Kıbrıs’taki gelişmeleri özetledikten sonra iki devletli çözümün zaruret haline geldiğini açıklayarak, tüm ülkeleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’ni tanımaya davet etmişti. Geçen süre içerisinde Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye statüsü ile katılan KKTC’ye bir kez daha “egemen eşitlik, eşit uluslararası statü tanınması” yönündeki talebini geçen yıl olduğu gibi altını çizerek tekrarlaması yararlı olacaktır.
Bu arada KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar üzerinde BM Genel Sekreteri tarafından yeniden 3’lü görüşmelerin başlatılması için bir baskı oluşturulacaktır. KKTC’nin bağımsızlığı yolunda alınan mesafeden geri dönüşü önlemek maksadıyla hem kendisi hem de Tatar üzerindeki baskıyı “İki devletli çözümden geri adım atılamayacağı” kararlılığını göstermesi de önemlidir. Bu arada Tatar da New York seyahatinde temaslarını Türkevi’nde gerçekleştirmeli, BM ve AB yetkililerinin her türlü baskı ve tatlı sözlerine direnç gösterme kararlılığını sürdürmelidir.
Türkiye açısından bir diğer önemli sorun Irak’ın kuzeyinde yuvalandığı gibi Suriye’de ABD’nin tam, Rusya’nın kısmi korumacılığı altındaki PKK terörü ile mücadelesini BM Genel Kurulu’nda Türkiye’nin istikrarına etkisini vurgulayarak açıklaması, bu terörle mücadelede Türkiye’nin insan ve maddi kaynaklarını rakamlarla vererek izah etmesi, Suriye’de PKK/YPG yerine Türk Silahlı Kuvvetleriyle birlikte DEAŞ’a karşı mücadele alternatifini bir kez daha tekrarlaması yerinde olabilir. Tekrar alevlenen Azerbaycan-Ermenistan geriliminin çözümü için ABD ile görüşmelerde Ermenistan-Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin Ermenistan’a ve dolayısıyla ABD’ye olan katkılarının açıklanması da yararlı olabilir.