Prof. Dr. Celalettin Yavuz – Güvenlik Politikaları Uzmanı, 08 Eylül 2023

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ağustos 2023 ayı sonlarında komşu ülkeleri kapsayan bir diplomasi mekiğini Irak’ın başkenti Bağdat ve ardından aynı ülkedeki Kürt Bölgesel Yönetimini ziyaretle gerçekleştirdi. Karşılıklı ticareti geliştirmeyi öngören konular ve bölgenin istikrarı için de önemli bulunan bu ziyaret sonunda 28 Ağustos’ta “World of Türkiye” sayfamızda “Dışişleri Bakanı Fidan’ın PKK’yı Tasfiye Ziyareti” başlığı altında bir analizimiz yayınlandı. Fidan’ın Irak ziyaretinin üzerinden henüz bir hafta geçmişken Türk diyarı Kerkük’te 3 Eylül’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Göstericilerden ölen ve yaralananların olduğu Kerkük’te yaşananları öncesini hatırlatarak ele almaya çalıştık.

Türk Kenti Kerkük’ü Kürtleştirme Çalışmaları

Kerkük yakın geçmişte iki kez Türklerin aleyhinde olacak şekilde demografik değişikliklere uğradı. Petrol kaynaklarıyla da ünlü Kerkük’te önce Baas rejimi zamanında kente dışardan Arap unsuru getirtilerek yerleştirildi. Böylece demografik yapı Türkler ve Kürtler aleyhine bozuldu. ABD’nin 2003 Irak işgali sonrası, işgalde kendilerine en çok yardım eden Kürtler için “Kürtler, soframızın en iyi yerinde ağırlanmayı hak ediyorlar!” diyen ABD’li yönetici ve komutanların isteğiyle Kerkük’te Türkler ve Arapların çok üzerinde Kürt yoğunluğu yerleştirilmesine izin verildi. Ayrıca nüfus, mezar ve tapu kayıtları değiştirildi. Bu gelişmeler sonucunda da demografik yapı gene Türkler ve Araplar aleyhinde değişti.

Kerkük’ün geleceği, 2003-2010 döneminde “Kerkük’ün statüsü” adı altında sıkça tartışılmıştı. Kerkük Türklerinin hak ve menfaatlerinin korunması Türkiye’nin hassasiyetle izlediği bir durum olup, “Kerkük’ün statüsü”nün muhafazası önemliydi. Ancak Arap Baharı ile birlikte bölgede “IŞİD” (DEAŞ) belası izledi. Kerkük bölgesinde de etkili olan DEAŞ, ABD’ye destek veren Kürt Bölgesel Yönetimi ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani’ye bağlı peşmergelerinin marifetiyle “kurtarıldı!” Ardından da Kerkük peşmergelerin kontrolüne geçti. Ancak Barzani’nin komşu ülkelere, Bağdat yönetimine ve hatta ABD’ye rağmen 2017’deki “bağımsızlık” referandumu sonrası merkezi hükümet Kerkük’ü peşmerge kontrolünden kurtarmış, KDP’nin işgal ettiği Irak ordusuna ait binayı tekrar orduya tahsis etti.

İlginizi çekebilir!  Bin Aydan Daha Hayırlı Gecede Yalnızlığı Okumak

Kerkük’te Son Gelişmeler

Peşmergeden temizlenen binaya Kerkük Operasyonlar Komutanlığı yerleşerek komutanlık karargahı haline getirmişti. Ancak bölgeyi DEAŞ’tan kurtardığı gerekçesiyle binada hak iddia eden KDP, hükümetle pazarlık görüşmeleri sırasında da sözünü almış olacak ki, anılan binanın kendilerine geri verilmesini istedi. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin talimatıyla komutanlık karargahının boşaltılarak KDP’ye devredileceğine ilişkin hazırlıklar yapıldığı duyulunca 25 Ağustos’tan itibaren protestolar artarak devam etti.

Genellikle komutanlık karargahı önünde gerçekleşen gösterilere Kerkük’teki Sünni Arap Aşiretleri, Türkmenlerden farklı gruplar ve Kays el-Hazali liderliğindeki Asayib Ehlilhak Hareketi taraftarlarından destek verildiği ileri sürülmektedir. Binanın KDP’ye teslim edilmesini reddeden Türkmenler ve Araplar Kerkük – Erbil yolunu trafiğe kapatınca, yolun açılmasını isteyen ve Kürtlerin yoğunlukta olduğu Rahimava bölgesindeki protestoda arbede çıktı. 4 protestocu hayatını kaybederken 14 kişi de yaralandı. Bunun üzerine Kerkük Valisi karargah binasının KDP’ye teslim edilmesi kararının ertelendiğini bildirince protestolar sona erdi.

Dışişleri Bakanı Fidan’ın Irak ziyareti sonrası yaşanan gelişmeler PKK terör örgütünün provokasyon yapabileceğini hatırlattı. Her ne kadar KDP, bazı konularda PKK ile çatışıyor gibi görünse de son yıllarda Kerkük’te PKK’nın yeşermesine göz yumulduğu da bilinmektedir. Fidan’ın, son gelişmeler üzerine “Türkmenlerin haklarının korunması, Irak politikamızın ana politika unsurları arasında yer alıyor. Türkmenleri her alanda desteklemeye devam edeceğiz!” şeklindeki sözü sadece güvence olarak görülmemeli, tutulmalıdır da! Çünkü henüz çözülmeyip geçici olarak dondurulan sorun, gelecekte yeni olaylara gebedir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.