haydar as çiftçi

Haydar AS – 02 Ekim 2024

 

MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin dünkü grup toplantısında yapmış olduğu “Sinan Ateş cinayeti” ile ilgili konuşması memleketin bilumum hainlerini, soytarılarını “ayağı yanmış it” gibi zıplatmaya yetti.

Konuşmasında;

“Ne kadar Türkiye karşıtı varsa, görülen bir cinayet davası münasebetiyle MHP’yi suçlamaya kalkıştığını söyleyen Bahçeli, “Eski veya yeni fark etmez, bazı partilerin genel başkanları, kifayetsiz muhabirler, ekranları fitne fesat yayan bir kısım karanlık televizyon kanalları ayak üstü mahkeme kurmuşlar, bilirkişi, hakim ve savcı rolüne soyunarak partimizi, dava arkadaşlarımızı namertliğe dahi taş çıkartan bir iştahla yargılamaya tevessül etmişlerdir. Utanmadan, sıkılmadan, gerçekleri çarpıtarak, azmettirici ve katil arayanlar, timsah gözyaşlarıyla sabrımızı sınayanlar, önce aynaya bakacaklar, şeref ve haysiyetleri elverdiği ölçüde konuşmayı deneyeceklerdir.” diye konuşan Sayın Bahçeli devamında;

“Mahkeme kararı açıklanmadan, adalet yerini bulmadan, güya ve gıyaben hüküm verenler iftiralarının günahına iki cihanda katlanacaklar, camiamız bu rezillere hakkını hiçbir zaman helal etmeyecektir. Buradan sesleniyorum; Halk TV ve CHP ayağınızı denk alın. Dört soytarı muhabirle Milliyetçi Hareket Partisi’ni sorgulayamazsınız, sorgulatmayız.” diye uyarısını yapmaktan da geri kalmadı.

Devlet Bey her ne kadar dört soytarı dediyse de konuşmasına okyanus ötesinden cevap veren kaçkın vatan hainlerini de katarsak soytarı sayısı bir hayli fazlaymış meğerse!

Zaten tam başından beri bu olay üzerinden MHP ve Ülkü Ocaklarına kurulmak istenen kumpasın senaryosu Pensilvanya’dan yazıldığına göre sesin kaçkın hainlerden gelmesi gayet normal tabii ki.

Halk TV’deki soytarılardan biri ise sıcağı sıcağına aklınca Devlet Bey’e;

“Katillerin yargılanmasından neden rahatsız oluyor”

“Katillerin sorgulanmasından neden rahatsız oluyor” diye kurnazlıkta zirve yapıyor.

E be “soytarı” kardeşim, Devlet Bey yargılamayı eleştirmiyor ki, senin gibi olayı MHP üzerine yıkmaya çalışan kumpasçılara had bildiriyor ve uyarıyor.

Varsa elinizde bir bilgi, bir belge, her akşam ekran arkasına geçip iftiralarla dolu algı operasyonu yapacağınıza mahkeme heyetine sunun diyor.

Bütün dikkatlerin üzerine çevrildiği yüze yakın avukatın takip ettiği bu davaya kurduğunuz kumpaslarla ilgili iddianameye bir tanesi bile girmezken …

Halen çıkıp “sorgulamak gazetecinin doğasında var” diye tarafsız gazeteci kisvesine bürünmeniz şaşırtmadı beni aslında.

Birinci duruşmada, aylarca ekranlarda kurulan kumpasların ortaya çıkmasıyla birlikte “sorgulayıcı gazeteci” doğasına uygun olarak çıkıp bir özür yazısı yazsaydınız bugünkü açıklamanız bir anlam ifade ederdi elbette..

Ama ne yalan söyleyeyim “tetikçi gazetecilik” sizin doğanıza daha çok yakışıyor.

Ellerinden gelse Sinan Ateş’in kanına ekmek doğrayacak olanların, sırf Ülkü Ocakları ve MHP üzerinden Cumhur İttifakı’na zarar vermek için hazırlanan bir proje ile surda gedik açma peşine düşmeleri gözlerden kaçmamaktadır elbette.

Kısacası;

Altmış yıla yakın geçmişe sahip olan bir siyasi partiyi üstelik bu ülkenin birliği ve dirliği için büyük bedeller ödemiş bir siyasi hareketi adi bir sokak cinayeti ile ilişkilendirmek için mabadınızı yırtacaksınız ve bunu da sözde gazetecilik kisvesi altında yapacaksınız…

Ama karşı taraftan size had bildirici bir açıklama gelince “hedef gösteriliyoruz” diye tepineceksiniz.

Özgür Özel’e gelince, eminim o da ne yapmaya çalıştığının kime hizmet ettiğinin farkında değil.

Gülüp geçmek en iyisi ama.

Bu tür insanlar için “gülme, söyle Allah yardım etsin” deriz…